ELLER BİZİM ELLER DEĞİL

Bir gariplik sarmýþ yurdu,
Eller eski eller deðil.
Acý acý esti durdu;
Yeller eski yeller deðil...

Köydeki eski maraba,
Çekmiþ altýna araba,
Saltanat sürüyor tebaa:
Yýllar eski yýlllar deðil...

Aldýran yok, var mý dinde?
Kýble menfaat yönünde,
Küçük teker gider önde:
Kullar eski kullar deðil...

Misafirler görülmüyor,
Aça sofra kurulmuyor,
Sular derin, durulmuyor;
Göller eski göller deðil...

Eser yok eski halinden,
Düþmüþ bülbülün dilinden,
Ýncinmiþ hoyrat elinden:
Güller eski güller deðil...

Hazýra alýþmýþ arý,
Rahatlýðý günün kârý,
Þifadan aldýk hasarý:
Ballar eski ballar deðil...

Rüzgâr çýkar, dolu iner,
Âþk ateþi çabuk söner,
Her tarafa yanar, döner:
Allar eski allar deðil...

Ýçten gelmiyor merhaba,
Selâm bile kaba saba,
Sýðmaz eve ana,baba:
Hâller eski hâller deðil...

Taze inmiþ gibi daldan,
Tatlýydý þekerden, baldan,
Çýkarýr yolcuyu yoldan:
Diller eski diller deðil...

Varlýk arttýkça yetmiyor,
Kul nimete þükretmiyor,
Neylesen doðru gitmiyor:
Yollar eski yollar deðil...

Darmadaðýn her iþimiz,
Rüþvetsiz ezmez diþimiz,
Dibe doðru gidiþimiz:
Sallar eski sallar deðil...

Dur, Hicranî’m vurma taþa,
Olmaz iþler gelir baþa,
Açýlmaz kavim, gardaþa:
Kollar eski kollar deðil...

Nuriye Akyol
2/7/2023


Sosyal Medyada Paylaşın: