Yukarıların biraz aşağısı

Ucu yýrtýk mektuplarca acýyorum.
Yýrtýlýyorum…
Omurgamda mürekkep sancýsý kývranýyor.
Baþýmda insanlardan koca bir delik, yaþlandýkça divit yarasý…
Gelecek ve geçmiþ tüm tarihlerden siliyorlar adýmý.
Bir kaç ucuz vitrinde, “tüm zamanlarýn en iyi kampanyasý” diye sergileniyor kitaplarým.
Yaðmur, kar… ve doðanýn bütün halleri dünyaya dökülüyor.
Görünmez olmayý ben seçmedim.
Yine de saçlarýmý ýskalayarak geçiyor bulutlar, gökkuþaðý…
Hala yakalayamýyorum gökkuþaðýnýn sonsuz zenginliðini.
Çocukluðumun en derin inancýndan sarsýlýyorum.
Sallanýyorum!
Yanýmdan geçen bir Jaguar içine çekiyor düþüncelerimi.
Koltuklarý altýn kaplama…
Bir,
Ýki,
Üç,
Dört…
Saniyeler can buluyor yeni yeni filizlenen zeytin çekirdeðinde.
Saksýda ölümü andýran ýslak, nemli bir toprak.
Ölüler hep gömülür.
Filmlerde, kitaplarda…
Öyleyse, bebekler neden filizlenmez ayný toprakta?
Kütlesel birlikteliklerden sýkýlýyorlar zamanla.
Sýkýldým!
Bir þeyler birilerini hep bir yerlere çekiyor.
Çekildim!
Kiminin oyunlarýndan, kiminin hayatýndan, kendi hayallerimden….
Dalgalarý en çok suretler aðýrlýyor artýk.
Dalgalý gülüþler, dalgalý bakýþlar…
Dalgalar en çok denize yakýþýrdý bir zamanlar.
Dalgalandým mý?
Hayýr, savruldum!
Bir aðýzdan, bir diðerine.
Pençe pençe çalýndým.
Dünyanýn dört bir yanýna karýþ karýþ atýldým.
Zaman zaman, karalarý aðýrlayan trenler misafir oluyor topraklarýma.
Haritama jilet kesiði yaralar býrakýyor.
Jilet yaralarýndan sýnýrlar çiziliyor metruk memleketime.
Bedenim, bir tek bana ait olmayan yabancý bir haritayý andýrýyor.
Asya, Avrupa… Doðu ve Batý þahit!
Þahit kargalar ve güvercinler.
Bazý þiirler, ve adýma yazýlmýþ kimi beyitler.
Kaplumbaðalar isteksiz adýmlarla yüzümü çiðneyerek dolanýyor sýnýrlarýmda.
Sýrtlarýnda, içine gömüldükleri evleri.
Gýptayla bakýyorum.
Kim gýpta etmez ki bir kaplumbaðaya?
Evinin içinde can vermesi, çürümesi, çürük etinin böcekler tarafýndan yenmesi…
Ait olduklarý yerde yok olabiliyor kimileri.
Týpký kaplumbaðalar gibi.
Baþkalarýysa, onlarýn olmayan dünyalarda soluk alýyor.
Aldýklarý her soluk, faizli bir kredi.
Dünya bankalarýndan aldýklarý her soluk, ruhsal çöküntülerinin tek nedeni.
Dizlerim üzerine düþtüm.
Üþüdüm!
Hatta ürperdim.
Bu kadar düþünmeyecektim oysa bir çok þeyi.
Kaplumbaðalarý, et yiyen martýlarý, aðustosta kopan yaðmur fýrtýnasýný vs.
Göðe bakacaktým.
Kendini bir þey zannederek bir duraða gelince, inecek var deyip inen o þairi düþünecektim.
O her baþýný kaldýrdýðýnda onunla birlikte baþýmý kaldýrýp, o farkýnda olmadan, onunla ayný göðe bakacaktým.
Tanrýnýn uyuttuðu insanlar için þükredecektim onun ettiði gibi.
Aferin çekecektim Tanrýya.
Arabamla aðýr aksak ilerlerken, yanýmdan geçen beyaz yeleli bir atla yarýþacaktým.
Ýçimdeki müptezelle kavgalara tutuþacak, kasýklarýna silah dayayacaktým.
Ben tetiði çektiðimde, onu baþýndan vurmuþ olacaktým.
O baþýndan vurulunca, ben uyanmýþ olacaktým.

Sosyal Medyada Paylaşın: