İstanbul
Biliyor musun, hücrenin soðukluðu ciðerime iþliyor;
Nemli ve pis kokulu alýþtým.
Geceleri, deniz dalgalarý vurur gibi hücre duvarýna,
Hangi hikayeden kopup geldin ki,
Bilir misin þu þehri?
Ýstanbul’un kalabalýðý,
Acýlarýný ve hikayelerini saklamak kolay;
Kimse hikayeni bilmiyor,
Uykularýný bölen sýzýlarýný...
Bir gün, belki de bu karanlýk sokaklarda,
Bir parça umut bulursun kendine,
Bir gülüþ, bir dokunuþ,
Yüreðini ýsýtan bir nefes…
Kayýp ruhlarýn yankýsý,
Bir zamanlar burada var olanlarýn,
Seni çaðýrýyor, silinmeyen izlerle.
Ýstanbul, kalabalýðýn içinde kaybolmuþ,
Ama yine de bir yerlerde,
Bir hikaye saklý;
Belki de senin hikayen.
Hava karardýðýnda, lambalarýn titrek ýþýklarý,
Gölgelerde gizlenen sýrlarý aydýnlatýr.
Bir köþede oturan yaþlý adam,
Kendine özgü bir masal anlatýr,
Duyduðun her kelimede,
Geçmiþin izlerini bulursun.
Her ses, bir baþka acýyý taþýr,
Her bakýþ, bir baþka hayali barýndýrýr.
Yüreðinin derinliklerinden gelen bir fýrtýna,
Belki de korkularýnla yüzleþme zamanýdýr.
Ýstanbul sokaklarý, seni kucaklar gibi,
Ama içinde kaybolduðun deniz,
Dalgalarla dolu, kabaran bir huzursuzluk.
Ne zaman çýktýn bu yola,
Ne zaman unuttun kendini?
Bir köprü, bir yýkýk bina,
Her biri bir hikaye anlatýr,
Belki de senin tanýdýk sokaklarýn,
Bir zamanlar neþeyle doluydu.
Ama þimdi, hatýralar birer hayal,
Sýrtýnda taþýdýðýn yük,
Daha da aðýrlaþýrken,
Gözlerin uzaklara dalar.
Bir gün, belki de bulursun kendini,
O kaybolmuþ zaman diliminde,
Bir rüzgar, geçmiþin sesiyle,
Seni sarar, ýsýtýr.
Ýstanbul, senin hikayenin bir parçasýdýr,
Her köþesi, her sokaðý,
Bir baþka acý ve sevinçle doludur.
Ve belki de, bu soðuk hücrelerden,
Bir gün çýkmayý baþaracaksýn,
O zaman, gerçek hikayen,
Kendini bulduðun an baþlayacak.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.