Yýl 1994. Ankara Hukuk Fakültesi’nde arkadaþlarla bekar bir öðrenci evinde kalýyorum. Final zamaný ve aðýr bir sýnavým var. Odada üç kiþi kalýyoruz ve ben ikili ranzanýn üstünde yatýyorum. Biraz uykumu alýp da gece ders çalýþmak için çalar saati 3’ e kurdum ve yukarda olduðum için saat çalýnca kimseyi rahatsýz etmeden saati kapatmak için kendime en yakýn bir yer aradým ve elimin uzanacaðý tavandaki uzun floresan lambanýn üzerine koydum.
Saat çalmaya baþlamýþ ancak o kadar yorgunum ki saat bana en yakýn olmasýna raðmen derin uykudan dolayý uyanamýyorum. Odamdaki iki arkadaþ da uyanmýþ 10- 15 dakika boyunca saati arýyorlar ama bulamýyorlar. Hiç akýllarýna gelmiyor floresan lambanýn üzerinde saat olacaðý.
En sonunda beni uyandýrmak zorunda kaldýlar. Saatin yerini görünce arkadaþlarýn gözleri fal taþý gibi açýldý. Sonra hep beraber kahkahalar. Saat maksadýmýza dolaylý da olsa ulaþtý ama fazladan iki kiþiyi de uykusundan etti. ***
Adaletin Mahrem Koridorlarý
Sosyal Medyada Paylaşın:
Necati Daştan Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.