Ölenle ölünecek bir gün gibiydik, iki boþ kaðýt istedik dünden. Birini o aldý diðerini ben...Boþ verdik,yazmak gelmedi içimizden.
O yýl gelmemiþti bahar, El sýcaðý eksiðiydi ellerim parmaksýz eldivenlerim vardý , parmaklarým tamdý Balýkçý meyhanesinde bahþiþti sevda Hayýrsýz evlat gibiydi dal kýrýklarý, ak örtüde meyveleri hamdý Ölçtüm mevsimi aklýma gelince Bir elimde mastar Diðerinde þerit metre Anahtarým yoktu zaten Baþ kaldýrdý tasým ,taraðým Kýran girmiþ kýtlýðýma Gönül borcum ,kýsa vaktim Domino taþlarým vardý Tarttým iyice , Ödensin diye arkamda býraktýðýma
Su verdim taþ bebeklere, Yusuf kuyusunun suyuyla Bilemezken taþlarýn büyümeyeceðini sulandýðýnda Dopdoluydum aslýnda, Boþ bakarken boþluða Ne külfettik, ne ülfet Sadece þükürdük, sadece minnet Tek kiþilik orkestram , Çalamýyordu dört dörtlüðü Aðýtlarý yaktým ertesinde Ferah feza çalsýn diye , Yegah perdesinde iki þehrin ikisinde
Ýki þehir yýkýldý sonra birlikte... gök azabýydý bu, gölge günü Eyke’de...Derenin kuþunu vuruyordu derenin taþý, Sodom’ dayken tuz direði telaþý. Saklandýk eski þiirlerde
suadiyekasýmikibinyirmiüç Demir Mutlugil
Sosyal Medyada Paylaşın:
Demir Mutlugil Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.