SÜKUTUNDAN TANIDIM SENİ
Duvara asýlý bir tablo gibiydin
Göðsünde kuþ titremesi
Geç kalmýþlýðýn telaþýyla
Sanki enkazýn altýndan çýkýyordu nefesin
Konuþtukça, kadim bir kavganýn
Yanaðýna bulaþan kirini yýkýyordu sesin.
Kulak memelerinde iki taze pýrýltý
Gerdanýnda muadili bir çizgi
Bir elinde çay vardý, diðerinde hüzün.
Yanaklarýn kül rengiydi
Geceye çalýyordu yüzün.
Saçlarýnýn kývrýmýndan
Kesif hüzünler iniyordu omuzlarýna.
Biraz yorgun, biraz utangaçtýn
Parmaklarýnda birkaç iyi günün lekesi
Oysa avuçlarýnda çoktan ölmüþtü çocukluðunun sesi.
Göz kapaklarýnda iki buz daðý
Yüreðinde Nemrut ateþi
Kirpiklerin küçük birer dere
Perdenin arkasýndan ýlgýt ýlgýt
Ateþ ve su akýyordu yere.
Dudaklarýndaki beyhude çýrpýnýþlarla
Dilinde eðreti cümleler ölüyordu
Küçük bir þehirde koca bir köyü yitirmiþ gibiydin
Ömür tasýndaki o son demi
Çeke çeke bitirmiþ gibiydin.
Ve karmaþýk bir öykünün sonuydu sükutun…
Susuþundan tanýdým seni.
Aydýn YÜKSEL-ANKARA
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.