kara kýþ, kara bulut, kara sevda derken
kaç yaz güneþi umutlarla
güzler savruldu ardýndan...
ve bir sabah sularda donmuþ kireç kaymaðý
pembe pembe zakkumlar
son zehirli gülleriyle
maðmanýn buðusunda aynaya eðildiler...
arý kuþlarý tepemde
kanatlarýnýn her bir teleðinde
yaprak yaprak bir ilkbahar
yeni haberler var senden;
göçmen kuþlarýn getirdiði
bir güz daha baþlýyor, parçalý bulutlu hüzünlerle...
ince uzun palmiye
havuz baþýnda sularýn aynasýnda aðartmýþ saçlarýný
fýrtýnalarda salým salým
yapraðýn topraða özlemi
yere düþecek tohumlarýndan belli
hepsini birden darý gibi saçýverecek sanki...
kalemi býrakýp seni düþünüyorum;
kaplýca buðusunda gözlerim
göçmen kuþlar gibi
güz maviliðinde yitiriyorum kendimi...
çok uzaklarda dað baþlarý
kristalleþen ýþýklar
pýrýl pýrýl bir gelini süslüyor
pamuk toplayan ellerin
ve süt beyaz gerdanýyla tenin
pamukkale olup çýkýyorsun karþýma, gelin gelin ...
ýlýk ýlýk yanaðýmdan süzülen yaþlar
akýp gidiyor daðdan taþtan
termal sularýn kaynaðýnda seni düþünürken
açýlýyor senden yana kabuk tutan yaralarým...
bir kez daha yaratýyorsun beni baþtan;
oysa ben kozalaklarý güneþte piþen
reçinesiyle tohumu sana düþen
iðne yapraklý bir kýz/ýl çamýn altýndayým...
Þaban AKTAÞ
18.09.1998 / PAMUKKALE