Akan gözyaþý cahilliðe olsa gerek geceleri Bu öyle bir cahillik ki aðlatýr semaya uzanan minareleri.
Kubbe tanýk, gece tanýk; yýldýzlar yalvarmakta Cennetle müjdelenen nehir hicap ile akmakta.
Hicabýn dehlizi deðil yýrtýlan, analarýn yüreðidir Baþlayalým hikâyeye dostlar zaman geldi yeridir. Ehl-i dünya bir adam, çýkar þöyle semt pazarýna Gezerken, nagehan üç genç iliþir nazarýna
Gençler ki tam aradýðý gibi ehl-i dünyanýn Ziyadesini arar, altýný üstüne getirir pazarýn
Bulamaz razý olur bu kadarý ile yetinmeye Bir yolunu bulur konuþmak için gençlerle Nihayet verir gezinmeye
Lakin gençler tedirgin, ehl-i dünya sabýrsýz Kovsan gitmez cinsinden hatta biraz da arsýz
Gençlerden Ahmet, bir adým atýlarak öne — Sen kimsin be adam? — Ben mi? — Evet, sen. Ne geçiyorsun önüme?
— Ben Þeyhim, Karþýyaka’da yeni bir dergâh açýyorum, — Dernek mi? — Dergâh dedim, dernek deðil oraya mürit arýyorum.
— Sübhanallah dedi. Hüseyin. — Semt pazarýnda mürit aranýr mý? — Bu yýlýn modasý bu, bu fýrsat kaçýrýlýr mý?
— Git iþine kardeþim seni kafayý yemiþsin, dedi Osman. Dedik ya! Adam arsýz. Çevresinde pervane olmakta gençlerin ha bire durmadan
Ne vaatler etmedi ki kandýrmak için gençleri Emeline ulaþtý sonunda; Evinde topladý ailesinden bihaber masum yavrularý geceleri.
Haftalar, aylar derken çamaþýr gibi yýkandý körpe beyinler Modacý mürþit efendi’den baþka anayý, babayý kim dinler.
Her þeyin bir bitimi, her modanýn bir sonu olmalý Öyle ya artýk genç müritler imtihan fikriyle dolmalý. Kimi düðümünü çözmekte Dünya’nýn Kimi omzunda kaldýrmakta Kimi geceleri gökten yýldýz toplamakta
Himmet isterler ehli moda bezirgân kýlýklý mürþitten Ecel atý kapýda kiþnemekte, lakin yoktur onu iþiten
-- Sizi öyle yetiþtirdim ki Fýrat’ýn üzerinde yürüyeceksiniz Hatta geçmek için bak nasýl birbirinizin önüne geçeceksiniz
Ehli moda mürþit çýkarmak için pazara sergisini — Yapamam. — Geçemem. — Batarým Dediyse de gençler, dinlemez kendinden gerisini
Döner; Kýrk yýllýk yolu bir ayda alan müritlerine Bakar: Belki de son bakýþtýr bu güzelim suretlerine
— Haydi, vakit geldi. Kalkýn gidelim Fýrat kenarýna Görürsünüz ne müthiþ bomba patlayacak yarýna.
— Siz Fýrat’ ýn üzerinden yürüyerek karþýya geçerken; Ben sizi seyredeceðim. Gençler sabýrsýz: — Himmet Þeyhim. — Acele edelim. — Aðýr olun aceleniz ne vakit daha erken.
Sahte mürþit, cahil müritler, gelir kol kola Fýrat’ýn kenarýna Þavký vurmakta iken hilalin; Girerler bir anlýk gaflet ile müritler Fýrat’ýn karanlýk sularýna.
Önde Hüseyin, sonra Ahmet, Osman sonuncusu Ne himmeti, ne mürþidi, ne müridi; Onlar ki, gece, þeytanýn atýnýn terkisinde ölüm yolcusu.
Kucaklamakta ölüm, sular dolmakta taze bedenlere Aðlar þehri yar, aðlar buraya gelen, aðlar buradan giden Zikir bilmez, cahil insanýn fikriyle, ölüme giden gençlere.
Þ.Urfa-Birecik, 1996
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yüksel Erentürk YILMAZ Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.