MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

SEN GELDİN





Sen
Geldin
Âlem’e
Gökyüzünden
Bir nur saçýldý.
Yýkýldý Kisrâ’nýn
Sarayýndan ondört burç
Kâbe içine kurþunla
Perçinlenmiþ putlar devrildi
Teþrifinle mahzunlar sevindi
Sebebi varýmsýn Ya Resulallah.

Sen
Geldin
Dünya’ya
Aydýnlandý
Katran karasý
Geceler nurunla
Söndü Mecusilerin
Yanan bin yýllýk ateþi
Kurudu hemen Sâve gölü
Geldin ya nurun kapladý çölü
Gönlümün harýsýn Ya Resulallah.

Sen
Geldin
Cihan’a
Geliþinle
Huzur iklimi
Sardý dört bir yaný
Dolup taþtý vadiler
Sular altýnda Semâve
Salkým salkým düþtü yýldýzlar
Geldin bahtiyar oldu yalnýzlar
Kollarým sarýlsýn Ya Resulallah.

Sonra
Umutsuzlar
Umut ile bekleyenler…

Baharýndayken kâinat
Rahmetinle sulanýrken çöl
Çok erken geldi hazan.

Önce yetim,
Sonra öksüz.

Seni mahzun görünce
Bahçeler, baðlar
Kaldý gülsüz.
Gül kokusunu senden aldý
Sonra, çöle sindi kokun.

Büyüdün!
Farklýydýn gülzarda açan cümle güllerden
Yürüdün!
Üstünde gezen bulut sanki beyaz tüllerden

Yeniden nurlandý Âlem
Bir kez daha muþtuladý geldiðini

Daha on iki yaþýndaydýn
Þam’a giden Ebu Talip’ in kervanýna katýldýðýnda
Gökyüzünde bir bulut fark etti
Yolunu bekleyenlerin müjdecisi Bahira
Sen Busrâ þehrine vardýðýnda

Onun davetine icabet ettiðinde
Cümle bezirgânlar
Ve girdiklerinde içeri
Sen, dýþarýda kalmýþtýn ve kervan sana emanetti
Baþýnda bekleyen bulut hiç ayrýlmadý yerinden
Solmasýn diye çöldeki Amine’nin gülü, sana gölge etti.

Vakýf olunca iþin sýrrýna
Rahip Bahira
Ebu Talip aracýlýðý ile çaðýrdý
Seni hemen yanýna

Yürüdün!
Seninle birlikte yürüdü gökteki bulut
Yeþerdi Bahira’nýn içindeki
Bunca zaman büyüttüðü umut

O an anladý bulutun seni koruduðunu
Döndü Ebu Talip’e
Sonra, söyledi senin “çok kýymetli biri” olduðunu…

Kýymetliydin!

Sen gelmeden
Senin hatýrana yaratýldý eflak
Gelmeseydin onsekizbin âlem
Yaratýlmazdý mutlak.

Sen geldin
Gül kokusunu
Saçtýn bütün âleme
Adýn yazýlýnca dilime
Açýldý karanlýðýn penceresi
Seninle yükseldi insanýn derecesi

Yükseldin!

Nurunla aydýnlardý Hira
Nübüvvetinle geldi
Ýlk emir;
Ýkrâ!
“Oku”!
Seni yaradan Rabbinin adýyla!
O, seni kan pýhtýsýndan yarattý.
Oku! Kerim olan Rabbin sana bilmediðini kalem ile öðretti.
Hira ’da inen ilk nurdu;
Ýlk rahmetti bu…
Dünya cehaletin doruðundayken,
Zulmet ve karanlýk zirvedeyken,
Hira’dan inen bu nur dalga dalga yayýldý
Yanýk Mekke çöllerine
Ilýk bir meltem oldu;
Kinle, buðuzla taþlaþmýþ ve insanlýktan uzaklaþmýþ yüreklere…

Ardý arkasý kesilmedi Hazan rüzgarýnýn
Önce gözbebeðin Kasým
Sonra Abdullah
Ve Ebu Talip
Ve can yoldaþýn Hatice
Bunca acýya nasýl dayandýn? Ya Resul
Üst üste gelmiþken bunca hadise
Tesellin oldu kölen Zeyd bin Harise

Nübüvvetinle birlikte imtihanýn da baþladý
Daha yolun baþýndayken Ya Resulallah
Seni, önce yakýnlarýn taþladý.

O Asr-ý Saadet ki ne mübarek bir asýr,
Sana inanmayanlar keþke bunu bilseydi.
Taif de atýlan taþ, sana deðil Ya Resul
Ne olurdu gelip de keþke bana deðseydi.

Zalimin elinden çýkan masum taþlar
Kölen Zeyd’ in gözlerinden boþanan yaþlar
Senin mübarek ayaðýndan akan kanlar

Yine de döndürmedi seni yolundan
Sabrýn ile yine de duasýz býrakmadýn
Açtýn ellerini

“Allah’ým,
Güçsüzlüðümü,
Zaafýmý ve insanlar nazarýnda hâkir görülmemi
Sana þikâyet ediyorum.
Ya Erhamerrahimîn!
Sen hor ve hakir görülen biçarelerin Rabbisin.
Benim de Rabbimsin. Beni kime býrakýyorsun.
Kötü sözlü, kötü yüzlü kimselere mi?
Yoksa iþime müdahil düþmana mý?
Eðer bana karþý gazabýn yoksa Sen benden razýysan,
Çektiðim bela ve mihnetlere hiç aldýrmam.
Üzerime çöken bu musibet ve eziyet

Þayet Senin gazabýndan ileri gelmiyorsa,
Buna gönülden tahammül ederim.
Ancak afiyetin arzu edilecek þekilde daha ferah ve daha geniþtir.
Ýlahi gazabýna giriftar yahut hoþnutsuzluðuna düçâr olmaktan,
Senin o zulmetleri parýl parýl parlatan
Dünya ve Ahiret iþlerinin
Medar-ý salâhý Nûr-u Vechine sýðýnýrým.
Sen razý olasýya kadar affýný muntazýrým!
Ýlahî, bütün havl ve kuvvet sadece Sen’dedir.” Diye dua ettin.

Sonra, hüznünü görünce Cebrâil (a.s.) seslendi:

"Þüphesiz Allah, kavminin sana neler söylediðini iþitti.
Sana þu daðlar meleðini gönderdi.
Kavmin hakkýnda dilediðini yapmak üzere ona emredebilirsin."

Daðlar meleði emrine âmade
“ Sen istediðin takdirde
Ebû Kubeys ile Kuaykýan daðlarýný
Müþriklerin üzerine kapanýrcasýna
Birbirine kavuþturayým” dediðinde

Sen, Daðlar meleðine:
"Hayýr, ben böyle bir þey istemem.
Ýstediðim tek þey, Hak Teâlâ’nýn bu müþriklerin sülbünden,
Allah’a hiç bir þeyi ortak koþmaksýzýn ibâdet edecek
Bir nesil ortaya çýkarmasýdýr. “Dedin.

Mahzundun
Üzgündün

Nurun aydýnlatýrken karanlýklarý
Art arda gelen acýlarla hüzünlüydün.

Sevenlerin “Hüzün yýlý” koydular adýný
Müþrikler bozarken aðýzýnýn tadýný

Ve bir gece
Mescid-i Haram’dan, baþladý
Mescid-i Aksa’ya nurlu yolculuk
Cennet bineði Burak’ýn sýrtýnda
Yedi kat semayý gezdin.

Evvelini yaþarken kâinat
Sen, ahirindeydin
Cenneti, Cehennemi
Ýbretle seyrindeydin…

Döndüðünde bu kutlu yolculuktan
Anlattýðýnda baþýndan geçenleri
Yine inanmadýlar
Yine kendi bildiklerinin
Birinden geri kalmadýlar.

Sonra
Daha sonra
Kalbi taþtan katý
Zalimler
Seni hiç anlamadýlar.

Asr-ý Saadetinde isterdim yaþamayý
Bir kere olsun yeter mah cemalin görseydim
Hasretinle kavrulmuþ gönüllere, çöllere
Kölen olup da keþke bir damla su verseydim.

Sen geldin
Suya kandý gönüller
Sen geldin
Suya kandý çöller
Sen geldin
Çözüldü lâl diller

Sen konuþtun
Sustu bülbüller
Sen konuþtun
Açtý güller

Diken döktü yollarýna
Kadrini bilmeyenler

Daha da ileri gidip
Sen secdedeyken Ya Resul
Deve iþkembesi döktüler üzerine
Haber verince gözbebeðine
Aðlayarak geldi
Üzerini sildi.

Bu nasýl bir kindi?

Varlýðýn Ebu Cehilleri rahatsýz ediyordu
Oyunlarý bozuldukça zorlarýna gidiyordu
Ebu Cehiller, Muhammet, gitmeli diyordu.

Gittin!

Aldýðýn emirle
Yoldaþýn Ebu Bekir’le

Çýktýn, kapýda bekleyen
Aðzý salyalý azgýnlarýn arasýndan
Gelenlerin seni katletmek için
Kýlýçlarý çýkmýþken kýnýndan
Görmediler
Göremediler
Ýzin vermedi Yaratan
“ Önlerinden bir set, arkalarýndan bir set çekmiþiz,
Kendilerini kuþatmýþýz, baksalar da göremezler.” (Yasin 9.Ayet)

Sana ait mübarek yorganýnýn altýna
Býrakýrken amcaoðlu Ali’ni
Müþriklerin seni katletmeye geldiklerinde
Senin yerine O’nu görünce, görmeliydin halini

Kudurdular
Durdular
Ödül koydular

Sükût içinde bekler kâinat mihmanýný
Hâtem-ül Enbiyâ’yý müjdelerken Varaka
Konan ödül uðruna almak için canýný
Kumlarda ölümüne at sürmüþtü Sürâka.

Kutlu yolcularýný
Misafir ederken Sevr Maðarasý
Geçmedi zalimlerin bir türlü
Kin ile dolu karýn aðrýsý

Örümceðin aðý
Güvercin’in yuvasý
Allah’ýn izniyle
Söner mi hiç?
Ýslam’ ýn davasý

Sen geldin
Mutluydu
Sen giderken
Öksüz kaldý Mekke

Sen geldin
Mutlu
Yolunu beklerken
Medine

“Geliyorlar… Geliyorlar.” Dedi.
Hasretinle kavrulan çölün
Hasretle yolunu bekleyenleri
Ve hep bir aðýzdan terennüm ettiler

“Ay doðdu üzerimize
Veda tepelerinden
Þükür gerekti bizlere
Allah’a davetinden

Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu þehre þeref verdin
Ey Sevgili hoþ geldin.

Sen güneþsin sen aysýn
Sen nur üstüne nursun
Sen Süreyya ýþýðýsýn
Ey Sevgili Ey Resul.

Geldin!

Geliþinle bir kez daha açtý güller
Kusva’nýn yularýna uzandý sana hasret eller

Mihman hanelerine mihman etmek için yarýþtýlar
Seni hicrete zorlayanlara inat
Onlar sana hasretle kucak açtýlar.

Hiç birini kýrmadýn
Ve hiç birini gücendirmedin
Sana mihmandar olmak isteyenler
Razý olunca Kusva’nýn tercihine
Sen, bineðin durmadan aþaðýya inmedin.

Ýndin!
Hira’dan iner gibi

Ýndin!
Miraç’tan döner gibi

Ýndin!
Kokun güllere siner gibi

Dokunduðun el, gül koktu
Yýkamadýlar ellerini kokun gider diye
Ve bütün þehre sindi kokun

Ýki güzel isim kondu
Mihmanýn adý Muhacir
Mihmandarýn adý Ensar

Gül kokulu Medine
Gül kokulu þehir
Ashabýna kardeþ oldu
Ve sarýldý kardeþine

Geldin!
Uzandý kardeþinin eli

Geldin!
Kubâ Mescidinde
Ýlk ezaný okurken
Çözüldü Bilal’ in dili

Hüzünlüydün!

Öksüz kaldýðý için Mekke
Yetim kaldýðý için Kâbe
Bahçendi etrafýndaki Sahabe
Sen,
O bahçenin nadide gülüydün.


Mevlit Kandiliniz Kutlu Olsun

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.