Dünyanın En Uzun Vapur Yolculuğuydu Çünkü Sen Vardın: Bükülen Zamanın Hatıratına ve Gök, Bulut, Su’ya…
Ali Maruf Kaygılı
Dünyanın En Uzun Vapur Yolculuğuydu Çünkü Sen Vardın: Bükülen Zamanın Hatıratına ve Gök, Bulut, Su’ya…
I. Pürtelaþ Nefesi kokan bir adamýn sigarasýný yakýyorum Saadet Sokak’ta
-bu sizi rahatsýz etmesin- Kime yazýlýyor bunun vebali düþünüyorum
Ellerim cebimde ve köhne bir bakýþ takýnmýþken etrafa
Bilmiyorum
Bilmiyorum hiç
Beni çok güçsüz ve çok eski bir yara iziyle
Tekrar bu caddeye sürükleyen tahayyülü
Neydi ki o korkunç bulanýðýn ardýna sýðýndýðým his
Ve ne kadar doymuþ olabilirdi bu caddenin kedileri
Umursamýyordu bir sebeple caddeden pürtelaþ gelip geçenleri
Önlüðündeki kana aldýrmadan homurdanan bir kasap
II. Ebabil Izdýrap veriyor bana Saadet Sokak fakat buradayým
Herkes iþine gücüne bakýyor fakat ben buradayým
Týpký çok eski bir yaz günü gibi
Bizi bir yerden baþka bir yere taþýyan kaptan
-Arka cebinde kemik taraðýnýn kýrýldýðý anki þaþkýnlýðýyla- Her gün kim bilir kimlerin günahýný taþýr
Kýyýlarýma vurdukça bükülen zaman
Ebabil kuþlarý yükseliyor ve esniyorum
‘’Clair de Lune’’ de çalýyor belki
-çalsýn- Belkilerle eskitiyorum bir hevesle giydiðim yeleði
Kirpiklerimde muhtemelen ýlýk bir rüzgârla
III. Lodos Anlamak zor þimdi biliyorum
Biliyorum ama
Masamda taþýnmaz bir takým eþyalarýn hatrýný
Lodos rüzgarýnýn peþi sýra baþýmda büyüyen bir aðrýyla
Herakles’e anlatýyorum
Geçmiyor parmaklarýmdaki nasýr
Geçmiyor derken birden bire günler mi azaldý
Bir piyano kendi kendine çaldý
Odam çok karanlýk ve cisimler yabancý
Kefenin rengi de umudun rengi de aynýydý sanki
Böyle yitip giderken sinsi zaman
IV. Ýz Dünyanýn en uzun vapur yolculuðuydu çünkü sen vardýn
Elimde bir gazete aklýmda ise
Aklýmdakini sahiden boþ ver çünkü
Nasýl denir pek bilmiyorum bazý þeyleri
Ancak görüyorum ki
Rüzgarda uçuþan saçlarýn vardý
Dünyanýn en uzun vapur yolculuðuydu çünkü sen vardýn
Çünkü sen
Suyun üstünde herkes gibi
Suyun üstünde herkes gibi duruyordun çünkü vapurdaydýk
Dünyanýn en uzun vapur yolculuðuydu çünkü sen vardýn
Bacaklarýnýn üzerinde duran ellerin vardý
Parmaklarýmda içtiðim son sigaranýn kokusu -belki-
Gözlerimde kamaþan gözlerin vardý
Yanlýþlýkla bakmýþ gibi bana
Þimdi düþününce anýmsadým
Bana yanlýþlýkla dokunan ellerinin gömleðimdeki karanlýk izi
Gözlerinin karasýnda beliren ip ince
Dedim ya
Dünyanýn
En
Uzun
Vapur
Yolculuðuydu
Çünkü
Sen
vardýn Neyse…
V. Nefes ‘‘sana sahip olunamaz’‘
Çünkü bizatihi sen varsýn
Öyle ya,
Karanlýk oluyorsun aydýnlanýnca tümden
Aksi bir söz henüz söylenmemiþken
Þimdi bir sonbahar bize ne yapar?
Þimdi sen nasýl oluyor da
Nasýl oluyor da sen bir baþkasýymýþ gibi
Fotoðraflarýnda bana böyle
Omzunda halý taþýyan o adam gibi nefes nefese
O adam gibi görünüyorsun nefes nefese
Ýkiniz bir olup yoksa
-poþet tut, midem biraz…-
Ýkiniz diyorum, bir olup yoksa
Göðsüme kývrýlan o sinsi aðrý mýsýnýz?
VI. Ali Artýk adýný bile yabancýlayan bana
‘‘Unutmak mý zor, hatýrlamak mý?’‘ diye, soruyorsun
Ben deðil miyim peþin sýra
Bardaðýndaki suyu içen
-bu suyun rengi baþkadýr- Hatýrlamak ve unutmamak için seni
-bu bir sýr- Hiç de fena deðil böylesi
Anýmsadýkça sarý sarý
Bükülen zamanýn hatýratý
Ýçimden içine paralel ve karanlýk
Yollar uzuyor sevgilim
-evet, sevgilim- Senin hiç görmediðin
Uzun, ýssýz ve karanlýk yollar
‘‘Unutmak mý zor, hatýrlamak mý?’‘
-bir daha sor yalvarýrým- VII. Bugün Bugün çalýþma masama kirpiðim düþtü
Aylardýr saklarken kendimden seni
Islak mendilinin kokusu
Islak mendilinin kokusu sardý birden tüm çehremi
Birden oldu ne olduysa ve iþte buydu sanýrým hayatýn ta kendisi
Bugün çalýþma masama kirpiðim düþtü
Akan, berrak sular gibi
Akan, berrak ve ýþýltýlý sular gibi
Ben ne sandýydým, söyleyeyim
Söyleyeyim ki
Bilin
Ellerimizden akýp giderken þu an
VIII. Avlu Kör bir býçakla kovalýyorsun beni
-farkýnda olarak yahut deðil- En çok da bu acýtýyor canýmý
Çýnar, kavak belki dut
Hýþýrtý var
Hýþýrtý var, diyorum, bak
-olur olmadýk zamanlarda göðsüme saplanan acý- Senin uykularýný uyuyorum
Senin kabuslarýný
Sol yanýmda ne çok duruyorsun
Sol yanýmda derken omzumun hemen ardýnda
Bakýyorsun devirip gözlerini
Bir þeyler söylüyorsun durmadan
Rembrandt’ýn taþ köprüsünden de geçtiydik birlikte
Öyle ya
Bir uçak nasýl uçar ve sana nasýl þiir yazýlýr
Anlýyorum artýk az biraz
Herkesin þiir þiir dediði buysa…
IX. Yol ve Bela / Baþlangýç ve Sonuç: Pürtelaþ Yol ve Bela ‘‘Boþ ver dünyayý, ben eksildim’‘
-gibi bir söz ediyorsun- Sen eksiksin diye
Bir aðustos gecesi
Ben deðil miydim
Taþ duvarlý ve de bol aðaçlý o yolda
Peþin sýra koþan ve terleyen sana
-yerde ýsýrýlmýþ bir elma çöpü yeþil- O yolda yürürken senle
Aramýzda azalmaz bir aðrý yine
Ayakta duracak hali olmayan gölgem pis koktu
Yürüdük seninle gözlerin kocaman oldu -niye?
Sabýrsýz ve solgun görünüyordun Saadet Sokaðýna geldiðimizde
Temiz Kasap kapalýydý ama tüm kediler buradaydý
Zübeyde Haným duraðýndan
Ne otobüs geçer, ne de minibüs
Bilmezlikten geldik caddeye bakýp
Köpekler de kediler gibi uyanýk, meraklý ve
Köpekler de, diyorum
Uyanýk, meraklý ve
-bir þey vardý neydi?- Baþlangýç ve Sonuç: Pürtelaþ Ilýk bir rüzgâr deðdi kirpiklerime
Tepemizde bir bulut var
Sen parladýn durdun cam tavanda
-vallaha da billaha da- Bakýn, iþte, bakýnýz!
Usulca düþüverdi kaldýrýma bir iplik
Terliyorum boyuna ve durmuyor asla
Dönüp giderken sen
Çiçekli gömleðimdeki ter de dökülüyor kaldýrýma
Sadece sen gitmiyorsun böylelikle
Kafandan adeta fýþkýran inatçý ve keskin ve karanlýk
Hiç dokunmadýðým henüz
Sana ait saçlarýn da gidiyor
Kediler ve köpekler de gidiyorlar -onlar nereye gidiyorlar bilmiyorum-
Görüyorlar ki
Nefesi kokan bir adamýn sigarasýný yakýyorum Saadet Sokak’ta
-bu sizi rahatsýz etmesin- Of!
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ali Maruf Kaygılı Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.