Oysa Allah’ýn izni olmadan
hiçbir kiþinin iman etmesi mümkün deðildir.
Allah, akýllarýný kullanmayanlarýn kalpleri üzerine
mânevî pislikler yaðdýrýr. (2)
Kendine Rabbinin âyetleri hatýrlatýldýðý halde
hemen ondan yüz çeviren,
üstelik yapmýþ olduðu
günah ve isyanlarý unutandan
daha zâlim kim olabilir?
Biz, onlarýn kalplerinin üzerine
Kur’an’ý anlamalarýna engel perdeler çektik
ve kulaklarýna da aðýrlýklar koyduk.
Sen onlarý doðru yola çaðýrsan da,
imkâný yok,
artýk onlar ebediyen doðru yolu bulamazlar. (24)
Allah, doðru yolda yürüyenlerin
bu yola olan baðlýlýk ve teslimiyetlerini
daha da artýrýr.
Kalýcý olan sâlih ameller,
Rabbinin yanýnda
hem mükâfat bakýmýndan daha hayýrlý,
hem de sonuç itibariyle daha iyidir! (26)
Sonra peygamberlere verdiðimiz yardým sözünü
yerine getirdik.
Böylece hem onlarý hem de dilediðimiz kimseleri
azaptan kurtardýk.
Sahip olduklarý imkân ve sermayeleri
boþa harcayýp
haddi aþanlarý ise helâk ettik. (26)
Kendilerine her türlü delil ve mûcize
gelmiþ olsa bile
inkârda diretirler.
Ta o can yakýcý azabý
gözleriyle görünceye kadar! (1)
De ki:
“Göklerde ve yerde olan þeylere ibretle bakýn!”
Fakat, iman etmeyecek bir gürûha
ne bu deliller,
ne de uyarýlar bir fayda verir. (3)
Allah sana bir zarar dokunduracak olursa,
onu yine Allah’tan baþka giderecek yoktur.
Eðer senin için bir hayýr dilerse,
O’nun lutfu keremini engelleyecek de yoktur.
O, lutfunu kullarýndan dilediðine verir.
O, çok baðýþlayýcýdýr,
engin merhamet sahibidir. (4)
Biz insana tarafýmýzdan bir nimet tattýrýr,
sonra da bunu elinden çekip alýversek,
bu takdirde o tamâmen ümitsizliðe kapýlýr,
olabildiðine nankör kesilir. (5)
Eðer Rabbin dileseydi bütün insanlarý
Ýslâm üzere tek bir ümmet yapardý.
Fakat onlar, kendilerine irade hürriyeti verildiði için
haktan ayrýlýp farklý farklý yollara gitmekten
hiçbir zaman kurtulamazlar. (6)
Ancak Rabbinin merhamet ettikleri
haktan ayrýlmaz ve anlaþmazlýða düþmezler.
Zâten Allah onlarý asýl bunun için yaratmýþtýr.
Böylece Rabbinin:
“Cehennemi mutlaka cinler ve insanlarla dolduracaðým” sözü
yerine gelmiþ olacaktýr. (7)
O müþrikler kendilerine mühlet verilmesine aldanmasýnlar.
Daha öncekilere de böyle fýrsat verilmiþti.
Fakat, ne zaman ki peygamberler,
toplumlarýnýn imana gelmelerinden
ümitlerini kesecek raddeye geldi
ve kendilerinin yalana çýkarýldýðýný
yani kâfirlere karþý kendilerine yapýlacaðý sözü verilen
ilâhî yardýmýn yapýlmayacaðýný zannettiler,
iþte o zaman onlara yardýmýmýz geldi
ve dilediðimiz kimseler kurtarýldý.
Çünkü uzun vâdede cezamýz,
günaha dalmýþ inkârcý suçlulardan
hiçbir surette geri çevrilmez. (8)
Allah dilediðine rýzký bolca bahþeder,
dilediðine de sýnýrlý ölçüde verir.
Fakat inkârcýlar,
bu gerçeðin farkýnda olmadýklarý için
dünya hayatý ile sevinip þýmarýrlar.
Oysa âhiretin sonsuz nimetleri yanýnda
dünya hayatý azýcýk, deðersiz ve geçici
bir geçimlikten ibarettir.(9)
Ýnsanlar inansýn diye
ilâhî bir kitapla daðlar yürütülecek,
yeryüzü parça parça edilecek
ve ölüler diriltilip konuþturulacak olsaydý,
o kitap yine bu Kur’an olurdu.
Fakat inatçý kâfirler buna da inanmazlardý.
Gerçek þu ki,
her þeyi murad edip yapmak
yalnýzca Allah’ýn elindedir.
Mü’minler hâlâ þunu anlamadý mý:
Eðer Allah dileseydi bütün insanlarý doðru yola erdirirdi.
Fakat o kâfirlerin yaptýklarý iþler,
kurduklarý düzenler ve sistemler yüzünden,
baþlarýna âni ve büyük felâketler gelmesi
veya bunlarýn yurtlarýnýn hemen yakýnýna inmesi
devam edecektir.
Allah’ýn verdiði söz yerine gelinceye kadar da
bu böyle sürüp gidecektir.
Allah verdiði sözden asla caymaz. (10)
Her insanýn hayýr veya þer
ne iþlediðini görüp gözeten Allah,
hiç bunu yapmaktan âciz olan putlarla
bir tutulabilir mi?
Buna raðmen, kalkýp bir de
Allah’a ortaklar koþuyorlar.
De ki:
“Haydi bunlarý adlandýrýn;
kimdirler, ne iþ yaparlar?
Ne o, yoksa siz Allah’a
yeryüzünde bilmediði bir þeyi mi haber veriyorsunuz?
Yahut geliþi güzel, anlamsýz sözlerle mi
kendinizi aldatýyorsunuz?”
Doðrusu o kâfirlere kurduklarý tuzaklar süslü gösterildi
ve böylece doðru yola girmeleri engellendi.
Zâten Allah kimi sapýklýk içinde býrakýrsa,
artýk hiç kimse onu doðru yola iletemez. (11)
Yolun doðrusunu göstermek Allah’a aittir.
O yollardan eðri olanlar da vardýr.
Eðer Allah dileseydi,
sizi hep birlikte doðru yola erdirirdi. (12)
Böyleleri, küfürleri yüzünden
kalplerini, kulaklarýný ve gözlerini
Allah’ýn mühürleyip çalýþmaz hâle getirdiði kimselerdir.
Onlar gâfillerin ta kendileridir. (13)
Þüphesiz âhirette
en büyük zarara uðrayacak olanlar da onlardýr. (14)
Ýþlediði kötü ameller kendisine
süslenip püslenip de
onlarý güzel bir þey gibi görmeye baþlayan kimse,
hiç Allah yolunda giden mü’min gibi olur mu?
Allah dilediðini saptýrýr,
dilediðini de doðru yola eriþtirir.
Bu bakýmdan, inanmýyorlar diye
o inkârcýlar için üzülerek kendini yiyip bitirme.
Allah,
onlar ne yapýyorlarsa hepsini
hakkiyle bilmektedir. (15)
Kim sadece þu peþin ve geçici dünya zevkini isteyip
onun ardýna düþerse,
biz dilediðimiz kimseye
takdir ettiðimiz miktarda
o zevki tattýrýr,
sonra da cehennemi ona mekân kýlarýz.
O da kýnanmýþ
ve Allah’ýn rahmetinden kovulmuþ olarak
cehenneme girer. (16)
Kim de âhiret hayatýný ister
ve bir mü’min olarak bütün gücüyle
onu kazanmaya çalýþýrsa,
iþte bunlarýn çalýþmalarý
Hak katýnda kabul görüp güzel karþýlýk bulur. (17)
Biz dünyayý isteyenlere de,
âhireti isteyenlere de
Rabbinin nimetlerinden bol bol veririz.
Çünkü Rabbinin nimetleri
kimseden esirgenmiþ deðildir. (18)
Doðrusu Rabbin dilediðine rýzký bol verir,
dilediðine de az verir.
Þüphesiz O,
kullarýnýn durumunu en iyi bilen
ve onlarý hakkiyle görendir. (19)
Allah onlarýn iddia ettiklerinden
son derece uzak,
çok çok yüce
ve pek büyük bir yükseklikle yüksektir. (20)
Ayrýca kalplerinin üzerine
Kur’an’ý anlamalarýna mâni kýlýflar geçirir,
kulaklarýna da bir týkaç koyarýz.
Bu yüzden, sen Kur’an’da
Rabbinin tek ilâh olduðunu yâdettiðin zaman
onlar nefretle arkalarýný dönüp giderler. (21)
Eðer istesek
elbette sana vahyettiðimiz Kur’an’ý
hafýzalardan ve yazýldýðý sayfalardan
tamâmen silip yok ederiz;
sonra bize karþý
onu yeniden elde etmene yardýmcý olacak
bir destekçi bulamazsýn. (22)
Ancak Rabbinin merhameti sebebiyle
böyle yapmadýk.
Doðrusu O’nun
senin üzerindeki lutfu keremi
çok büyüktür. (23)
(1) Yunus / 97. Ayet (2) Yunus / 100. Ayet (3) Yunus / 101. Ayet
(4) Yunus / 107. Ayet (5) Hûd / 9. Ayet (6) Hûd / 118. Ayet
(7) Hûd / 119. Ayet (8) Yusuf / 110. Ayet (9) Ra’d / 26. Ayet
(10) Ra’d / 31. Ayet (11) Ra’d / 33. Ayet (12) Nahl / 9. Ayet
(13) Nahl / 108. Ayet (14) Nahl / 109. Ayet (15) Fâtýr / 8. Ayet
(16) Ýsrâ / 18. Ayet (17) Ýsrâ / 19. Ayet (18) Ýsrâ / 20. Ayet
(19) Ýsrâ / 30. Ayet (20) Ýsrâ / 43. Ayet (21) Ýsrâ / 46. Ayet
(22) Ýsrâ / 86. Ayet (23) Ýsrâ / 87. Ayet (24) Kehf / 57. Ayet
(25) Meryem / 76. Ayet (26) Enbiyâ / 9. Ayet