Ehl-i aþkýn dergâhýdýr sîne-i yâr meyhânesi, Meyhâneyi dergâh kýlan, lâl leblerden peymânesi. Mey deðildir serhoþ eden, peymânenin âteþidir, Sun ey sâki, ben de oldum o leblerin dîvanesi...
Kýzarttýkça gül ruhsârý, vuslat ânýnýn sürûru, Pembeleþir ipek teni, rahþân olur yârin nûru. Etrafýnda dönüp yaþar, hem sevdâyý, hem gurûru Sonu, yanmak sinesinde, nûr-u yârin pervânesi....
Mesken yârin sinesiyse ve sâki de yâr olursa, Peymânenin efsununun çözülmesi zor olunca, Mey-i aþk’ý sunan lebler,lâl olunca, kor olunca Kor leblerden içilen mey, iþretin en þâhânesi....
Nûr aþkýyla yanýp bitmek,pervanenin gizemidir. O sinenin gül kokusu, meyhânenin gizemidir. Mey sunmadan sarhoþ etmek, peymânenin gizemidir, Telezzüz-ü lebdir maksat, iþret bunun bahânesi..