DÜŞ DİKTATÖRLÜĞÜ
(zihnim isyankâr, belleðim yeryüzünün en kalabalýk caddesi.
içim ise yirmi dokuz çeken þubatýn yalnýzlýðý
ve ben az sonra bu parantezin içinden çýkýp
bazý sevimsiz cümleler býrakacaðým kent meydanýna.
sonra bir karahindiba çiçeðine üfleyip
uçuþan tohumlarýnýn arkasýndan gideceðim.)
her yer iktidar, her yer ordularca kin
bozulmasýn diye soðutucuda sakladýklarý “ezmek” fiili
büyük laflar ederler büyük masalar etrafýnda
tanrýnýn onlara lütfudur arabalar, mevkiler, korumalar
ne de olsa her yandan kuþatýlmýþtýr halk
ne de olsa onlarýn en sevdiði oyuncaktýr halk
canlarý sýkýldýðýnda dipsiz bir çukura ittikleri
en sevdikleri anayasa: kan, korku, kargaþa,
bulanýk su, örgütlenmiþ toz, uyku haplarý
çünkü insanýn düþtüðü kesinleþmiþtir
en sevdikleri konuþma:
yoksullarýn cenaze törenlerinde ölmeyi yücelterek
“ezaný susturamayacaklar” nutuklarý çekmek
asýl anlatmak istedikleri “ezeni susturamayacaklar” dýr
en baþarýlý olduklarý þey:
her sokaða trajedi dükkanlarý açmak
çýkarttýklarý savaþlara çiçek ve kuþ isimleri koymak
ötekini yok saymak ve sahte vatan sevgisiyle
konforlu localardan milli açlarý izlemek
en sevdikleri insan tipi:
eðilip bükülebilen, sonsuza kadar bozulmuþ,
bayraklarý seven ama insanlarý sevmeyen
en sevdikleri tiyatro:
vanalarý kapatýp yangýnlar çýkartmanýn barbarlýðý
ve yalan; kuþkusuz en doðru yaptýklarýdýr
þurada kýpýrtýsýz duran kocaman þey de;
kýstýrýlmýþ insanlarýn muhteþem sessizliði
“hepiniz kötüsünüz” diye baðýrýyorum var gücümle
karahindiba çiçeðinin rüzgâra yeniliþidir belki gücüm
belki de havada süzülen tohumlarýnýn
boþluklara býraktýðý anlam tanecikleridir
eski binalara çarpýyor sesim
eski insanlara, terkedilmiþ bahçelere
hasarlý duygularýn tedavi olmak için sýðýndýðý daðlara
sonra yýldýzlarýn arasýnda ufalanýp
kendi yüzüme çarpýyor sesim yeniden
sývasý dökülüyor yüzümün
yeni bir hayat çýkýyor ortaya derimin altýndan
yürürlükten kalkmýþ itirazlarý düzelten bir hayat
sonra birden, birden deðil tabii
biriktirdiðim riskli sözcüklerden
aklýmda direniþ, ekmek, þarap, karanfil
masamda huzursuz kitaplar
o kitaplardan birinin ilk sayfasýna
“kitaplarý olanýn yenilgisi olmaz” diye yazmýþtýn
hüzünleri olur ama yenilgisi olmaz
daha sabah olmamýþken
kapý çalýnýyor, kapý hep çalýnýr böyle zamanlarda
bazen de kýrýlarak girilir çirkin ruhlarýndaki koçbaþýyla
kara giyimli kötü suratlý muhafýzlar gelmiþtir
iktidarlara ulaþtýrýlmýþtýr direniþin melodisi
saksýlar devrilir, kitaplar rehin alýnýr
evin küçük kýzý aðlatýlýr babasýnýn yanýnda
“bizimle geliyorsunuz hemen, sizi
düþ diktatörlüðü kurma suçundan alýyoruz”
ve taktýklarý o metal þey bileklerdeki kelepçenin dansýdýr
çünkü bilmezler kelepçelerin düþünceye dönüþeceðini
o sýrada yol boyunca sana eþlik eden tek þey
karahindibanýn havada süzülen tohumlarýdýr
iktidar her yerde, direniþ de…*
(*Michel Foucault: ktidar her yerde, direniþ de)
Sosyal Medyada Paylaşın:
Dramatik Buluntular Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.