Bir belalý uykusuzluk karartýyor sabahlarýmý. Kýr bahçelerinde, sarmaþýktan yapýlmýþ bir salýncak var düþümde.
Koskoca kýr bahçesinin içinde, o uzun otlarýn arasýnda saklanan bir gülüm.
Uzaktan bakan deðil, aramaya çýkan bulabilir ancak beni.
Bazen yalnýz bir yolcuyum hayatýn treninde ilerleyen.
Ancak vagon vagon gezen, ter dökmekten korkmayan bulabilir beni.
Hayat yarým býraktýðým bir sigara artýk; bir gün tekrar içime çekeceðim kalan yerinden zehrini.
Dünüm bu gümle barýþýk deðil. Yarýným ise gelecek günlerle kavgalý.
Kendimde sevdiðim ne varsa ecelim oluyor hep hikayenin sonunda.
Bir akþamýn gölgesinde, acýyla baþ edemeyeceðimi anladýðým bir saatte, gönlümden kýrptým bir yabancýyý, derin bir sancýyý.
Acýyý, yarayý... Aðrýlý ama hýrslý.
Kestim attým.
Beni aðýrlaþtýran, yolumu kýsýrlaþtýran...
Bir fotoðraf karesinden kýrpar gibi kýrptým hayatýn fotoðrafýndan...
Çünkü sevmek en çok baþkalarýný izlerken güzeldi. Biz beceremedik bir türlü seninle.
Ben her seferinde yalnýz kaldým gözlerinde, en çok tutunduðum yerde.
Ýlgisizlik öldürür tüm sevgileri. Týpký bir çiçek gibi; ilgilenirsen mis kokar her yer. Cennetten bir bahçe gibi. Ýlgilenmezsen gül bahçesi, çölün olur.
Kapattým fonu, sonuna kadar açtým ýþýklarý, gözüme inen perdeleri araladým bu gece.
Kendimden affýný diledim tüm gecikmelerimin.
Biriktirdiðim günaydýnlarý çoðalsýn diye sokakta görüp, hiç tanýmadýðým insanlara verdim.
Oradan oraya yayýldý içimde kalýp, sana hiç söyleyemediðim tüm günaydýnlarým..