MADENCİ KASABASI
kalktý Ayþe,
kalktý Zeynep, Fatma Fadime
ve kalktý Ali,
kalktý Mehmet, Mustafa, Ahmet
çoðu,
köyden gelme el tarhanasýna salladý kaþýðý
kahvaltý diye.
yürüdü ali,
yürüdü Mehmet, Mustafa, Ahmet
durdu Ali,
durdu Mehmet, Mustafa, Ahmet
durdular kapýda
kaç yýllýk ayakkabýlarýný giydiler
döndüler Ayþelerine
döndüler Zeynep, Fatma, Fadimelerine.
helal et hakkýný...
dediler usulca...
nemlendi Ayþe’nin gözü,
nemlendi Zeynep’in, Fatma’nýn, Fadime’nin gözü.
yapma böyle her sabah her sabah
hakkýmýz mý olurmuþ bizim
sen helal eyle Alim,
sen helal eyle Mehmet’im, Mustafa’m, Ahmet’im,
katran karasý deliklerde,
kazmanýn ucuyla besledin bizi.
yapma böyle,
tez git hoþ gel.
döndü Ayþe,
döndü Zeynep, Fatma, Fadime
uyumakta idi bebeleri,
usulca okþadýlar baþlarýný.
Allah’ým...
Allah’ým yetim koyma bebelerimi
baktýrma ekmek diye el kapýlarýna.
nice sonra uyandýrdýlar bebelerini
kimi okula,
kimi oyuna gitti,
kimi belendi beþiðine...
ama gün....
bir garipti bu gün....
daldý gözleri sýk sýk
daldý Ayþe’nin
daldý Zeynep’in, Fatma’nýn Fadime’nin
ocaða vurduklarý yemek deðildi sanki...
ne komþu ile içilen çayýn
ne de kahvenin tadý tattý bu gün.
gün aðýr,
baþ aðýrdý bu gün.....
ikindi vakti zor olmuþtu...
bitmiyordu gün,
dönmüyordu güneþ.
bir çýðlýkla sarsýldý kenar mahalle,
bir çýðlýkla sarsýldý þehir....
önce bir yürek yandý içinden
yanýk kokusu geldi genizden,
sonra þehir
ve bütün ülke
bütün insanlýk yanýyordu...
Allah’ým...
Allah’ým gerçek miydi bu?
olmazdý,
olamazdý....
bir umut,
küçük bir kýrýntý
ama daha çokta bir dilekti,
ali için,
Mehmet, Mustafa, Ahmet için...
duman yükseliyordu,
uðursuz bir duman.
madenden,
daha da çok
gönüllerden...
zihinlerden...
yarýnlardan.
koþtu Ayþe,
koþtu Zeynep, Fatma , Fadime.
yetiþmiyordu adýmlarý yangýn yerine.
giremediler,
varamadýlar alilerine,
Mehmetlerine, Mustafalarýna, Ahmetlerine
duvar örmüþtü polis
duvar örmüþtü jandarma...
ve daha bilmedikleri niceleri.
çöküp kaldýlar her biri bir köþede.
aðlama diyordu birileri,
aðlamayýn küçük bir þeymiþ,
kimseye bir þey olmamýþ...
inanmýyordu gönüller hiç birine.
er mektubu gibi isimler okundu
epey sonra birer birer....
düþtü Ayþe,
düþtü Zeynep, Fatma, Fadime
sustular,
sustular ölüm sessizliðinde.
ve birileri daha sustu çok uzaklarda...
sustu ülke,
sustu insanlýk....
söylenecek çok þey vardý
söylenemiyordu.
dumandan daha bir kara yokluk
yoksulluk
ve cahillik sarmýþtý dört bir yaný.
son olmayacaktý bu......
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.