'kumların kadını'
sen çaldýn o rengarenk misketlerimi
uyurken bir kavak gölgesinde
utandým da demeye,
insan utanýr böyle durumlarda
al iþte aðlýyorum da içime
bir nilüfer yüzüyor gözlerimde
yaðmuru bekleyen kirli ellerimle
dokunmaya kýyamýyorum saçlarýna
kokun geliyor rüzgarýn sesiyle
tutuþup, bir köyü yakabiliriz
en melodik haliyle köy çaðýrýr
mahalle abisini tekel iki biniyle
aðzýnda türlü bilgiler var biliyorum
huylanan bir karahindiba döker çiçeðini
gözlerin saklý bir cennet, iki kapý
hangisinden girsem sonbahar þiiri
hüzünlü ve içine iþlerken insanýn
yalnýz bir papatyayý andýrýr sokakta
fakat kaybedilmiþ sevinçlerimle
elinde bir poþet, yürürken bayýrý
nereye koyduysan ver derim gülüþünü
bir ihanet adasý, sarsýlýr yüzün; yüzüm
aðlamaktan bin beterdir sessiz dilin
usandýrýr sonunda, aðlak gözlerle
evine eli boþ, yüreði buruk biri döner
sen avuçlayýp gizlersin renkleri
bir renge karýþýr tüm misketlerim
suskunluðuna eriþir sevincim
beni misafir odasýnda unuttular
perdeler aðzýna kadar kapalý
yalnýz gözleri vardýr bu kadýnýn
her baktýðýnda kuma yamalý
kumlarýn kadýný.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.