Öyle anlar olur ki, insan esirdir hüzne
Ne kalpte gam eksiktir, ne de gözde bir an nem...
Er Türk’ün ar töresi mani olsa da izne
Aðlamak ayýp deðil sebep sen isen annem...
***
Gam düþtü sînemde kristal cama
Fýrtýna esmekte us’ta bu sýra
Her derdin hakkýndan gelirdim ama
Kader inletmekte usta bu sýra
Bir baþka yüksekti bu dalga boyu
Girdaplar pek yaman; dipsiz bir kuyu
Kasvetin karasý koyudan koyu
Çare dað ardýnda pusta bu sýra
Aðuydu her lokma yediðim aþta
Aðýr yara aldým en son savaþta
Dertler arapatý, dizginler boþta
Dilim karar kýldý susta bu sýra
Ne üçü beþi de ne dokuz onu
Cem oldu gönlümde hüznün her tonu
Vardýðým son durak sabrýmýn sonu
Talihin ibresi küste bu sýra
Feleðin hükmüne dedikçe "peki"
Yüklendi habire, dedi "bu ne ki!"
Çileler kördüðüm; hatta öyle ki
Kalbim paramparça, yasta bu sýra
Bahtýmdan payýma düþünce gurur
Açýp da aðzýmý diyemedim "dur!"
Teselli umduðum ya ehl-i kubur
Ya gözden uzakta; "hasta!" bu sýra!
Baðrýmý delerken amansýz sýzý
Nerede kaldýn ey Þimal Yýldýzý?
Hüzün çeþmesinden akan kýrmýzý
Kan dolu içtiðim tasta bu sýra
Hayat her adýmda kurunca pusu
Bozuldu çehremin gülen dokusu
Aldýðým tek koku toprak kokusu
Kulaðým, gelecek seste bu sýra.
Mecit Aktürk
*** Ses ve yorum: Mustafa Doðan ***