Doðarken dünyaya her tatlý bebek
Yaklaþýr yanýna nur yüzlü melek;
Dikkati çekerek hesap gününe
Bir avuç zamaný koyar önüne...
Yegâne hazinen budur diyerek
Eðilir saðýna, gülümseyerek;
Hayatî önemde konu fýsýldar
Rahmân ve Rahîm’i; O’nu fýsýldar!
Sevgiyle verilir gereken emek
Günbegün geliþir "minik kelebek"
Geceler zor geçer gün çabucaktan
An sayar inmeye dar salýncaktan
Meleðin yerini alsa da anne
Dudak bükmek için çoktur bahane
Cendere cezasý(!) canýný sýkar
Dar gelir kozasý, kundaktan çýkar
Uzar mesafeler... büyür adýmlar
Ne kýrlar uzaktýr... ne kaldýrýmlar ...
Göz kýrpýnca güneþ, iner kucaktan
Ne koþmaktan býkar, ne oyuncaktan
"Yavrum!" dendiðinde gözleri ýþýr
Darda kaldýðýnda o’na danýþýr.
Annedir bebeðin baþöðretmeni
Annedir, elinde tutan dümeni
Çocuk takviminde mevsim bahardýr
Kar denen oyuncak(!) top için vardýr
Saklambaç oynayýp, söylerken þarký
Gençliðe yol verir feleðin çarký
Gönül semasýnda aþkla tanýþýr!
Afallar aniden; aklý karýþýr...
Deðiþir dünyasý, aðzýnda tat da
Aðrý zirve yapar her vukuatta
Aczini göstermek kastýyla kader
Kabýna köz koyar, kalbine keder
Bazen, bir yudumluk bir vuslat için
Ýçine hicran da katar sevincin
Toprak haykýrýrken s/onu vaazda
Haz bulur, ikaza her itirazda
Gençliði saklarken yasaklý katta
Zamanýn þamarý patlar suratta
"Hatýrlar gibi"dir bir yerden, fakat
Hiç hesapta yoktur yediði tokat
Ýncinir gururu, sendeler birden...
Zorlanýr kalkmakta düþtüðü yerden
Duygular coþtukça akýl yavaþlar
Ýþte yol ayrýmý burada baþlar!
"Bir Mâni" olmazsa savrulan gence
Sahne alýr þeytan... baþlar eðlence!..
Haddin ötesine açarken kanat
Þer meziyet olur, arsýzlýk sanat
Nefsi her fýrsatta dedikçe "þýmar!"
Gafil, itaatten eþsiz tat umar
Mel’un nazarýnda her tuzak haktýr
Ve... Ýnsan, ömürlük tek oyuncaktýr!
Hadsiz heveslerden alýrken neþe
Þahittir n/isyana her kuytu köþe
Kibirden payýný verirken býçak
Aslýna uzaktýr, ahtine kaçak
An artýk metadýr, hayat bir kumar!
Kul paramparçadýr, akýl tarumar
Kâr sayar dizine gezdiði "muhit"
Bilmez ki þer muhit cürmüne þahit!
Sayarken saçýna düþen aklarý
Zor çýkar kalan son basamaklarý
Ne ayna sýr bilir, ne ecel hatýr
Hakikat, kalpleri kötü kanatýr!
Sarsar acýmadan derin uykudan
Hayaller buz keser, titrer korkudan...
Tükenmek üzredir an denen nakit
Mevsim, o mevsimdir... vakit, o vakit!
Nisyanla maluldür dense de beþer
Hayatýn sillesi öðretir ne þer...
Konuþur yelkovan, akrep ve saat
Konuþur kabirler; yer, gök, kâinat...
Haddini bildirip tendeki "ben"e
Kul, kulak kabartsa ses gelen yöne;
Görürdü; bir ibret kastýyla bazen
Üryan bir aðaca dokunur hazan
Kuruyan dallardan birer ikiþer
Sararmýþ yapraklar çamura düþer...
Lisan-ý hâl ile, der ki; vakit dar!
Sinden de öteye bir yolculuk var!
Ne gençlik ebedî, ne çelik bilek
Göç vakti gelince olmaz ömre ek...
Ne lügat gerekir, ne lehçe, lisan
-Az akýl etse de düþünse insan-
Bazen bir karýnca, bazen bir serçe
Haykýrýr gerçeði... konuþur bahçe!
Kaçýþý olmayan sonu fýsýldar
Müntakým olaný; O’nu fýsýldar!
Müntakým olaný; O’nu fýsýldar!
Mecit Aktürk