Kim demiþ ki ölüdür talihin kaleminde
Diridir her zeminde kalbe taht kuran atlar
Asalet sembolüdür hayvanlar âleminde
Tarihin her deminde mührünü vuran atlar
Mâziden günümüze ecdattan izdir atlar
Ýlahî yönümüze yorulmaz dizdir atlar
Engeli çok olsa da sürüldüðü yarýþta
Taat vardýr özünde; baþýný eðer atlar
Savaþta þan alsa da, huzur bulur barýþta
Erbabýnýn gözünde dünyaya deðer atlar
Yollar ufka ayarsa, emsalsiz hýzdýr atlar
Gende Arap’lýk varsa, uçan yýldýzdýr atlar
Cinsine Arap ya da Ýngiliz dense dahi
Þaha kaldýran Türk’se, bir baþka coþar atlar
Cesaretin bedeli canla ödense dahi
Yük, ilahi bir yükse; dört nala koþar atlar
Yiðitin lisanýnnda doyumsuz hazdýr atlar
Mut’un müþkül ânýnda, ye’si ikazdýr atlar
Gün gelir rahvan, týrýs, an alur dolu dizgin
Meydan okur daðlara, âdeta uçar atlar
Binici akýncýysa, ne yorgundur ne bezgin
Destan için çaðlara sayfalar açar atlar
Tarif-i sadakata tek hece sözdür "at"lar
Burak yazýp Sýrat’a, bekleyen gözdür atlar
Ne zaman nefer bulsa Kýzýl Elma ülküsü
Seferin gönüllüsü, göðe kanattýr atlar
Meydaný inletirken mehterimin öyküsü
Naðmelerinin süsü, bir serenattýr atlar
Gah doru, al, kýr, beyaz; gâhi de bozdur atlar
Gayrýsýna yâr olmaz; ýrkýma özdür atlar.
Zamanýn dokusunda nankörlük kokusu var
Onca hizmet ardýndan bir paye umar atlar
Gecikti... çok gecikti iade-i itibar
Ölürken gözlerini hüzünle yumar atlar
Kiþnemesi göz yaþý; özde sessizdir atlar
Hak eder her alkýþý; çünkü eþsizdir atlar
Mecit AKTÜRK