Ayrılık
Bir zehirli hançer aldı bağrımı,
İnceden inceye, yardı ayrılık.
Bildiğini işler,duymaz çağrımı;
Yine muradına erdi ayrılık.
Viran etti zalim, gönül bağımı,
Acımadan yedi, gençlik çağımı;
Solumu bitirdi, şimdi sağımı
Yağlı bir kurşunla vurdu ayrılık.
Tazecik fidanı, kökünden yoldu,
Adı, dilimizde bir düşman oldu,
Nice gül benizler onunla soldu,
Bedenden çıkmayan kirdi ayrılık.
Köşe bucak kaçtım bulmasın diye;
Yakama yapıştı bilmem ki niye;
Peşimde dolaştı şehirden köye,
Ben kaçtım izimi sürdü ayrılık.
Vicdanı hiç yoktu, kayaydı, taştı
Gücüm yetmiyor ki, boyumu aştı,
Azası olmayan bir garip baştı,
Hem dilsiz, hem sağır, kördü ayrılık.
Dertleri yükledim garib başıma,
Zehirleri ektim kendi aşıma;
Adımı yazdırdı mezar taşıma,
Münker,Nekir oldu sordu ayrılık.
Eli sopalıydı, vurdukca vurdu,
Aldı bedenimi çöle savurdu,
Kül etti sineyi,yaktı kavurdu,
Kalbimde sönmeyen kordu ayrılık.
Mustafa Usta’nın aklı ermedi,
Ölçtü biçti hiçbir sebeb görmedi;
Kördüğümü attı,ilmek vermedi,
Çözemeyeceğim sırdı ayrılık.
Mustafa Usta
( Ortak Şiirden Dörtlüklerimdir. Şiirin tamamını okumak için, hikayesine tıklayınız.)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.