Yeis çiçekleri
Yeis Çiçekleri
Sorma bana bu güne kadar neredeydin diye
Siyah gidiþlerle boðuþuyordu yüreðim hayli zamandý
Güçsüzdüm, düþsüzdüm, Saçlarýmdaki yeis çiçeklerini hiçliðin ilk hecesinde büyütmüþtüm ve tükeniþimle üzerlerini örtmüþtüm
Soðuk, saðýr, çýðlýksýz ve kurak kentte üþüyen yüreðime bir ömür biçmiþtim
Sen, seher vakti usuma tebessümler çizen gözlerini gözlerime hapsederken, Sabahýn ilk ýþýklarýyla yapraðýma çið gibi düþmüþtün
Diriltmiþtin bende kuruyan tüm dallarý
Aþktan ve kendimden umudu kestiðim anda gülümsemiþtin hayatýma
Gözlerin aþka davet bakýþlarýný sicim sicim yaðdýrmýþtý üzerime
Kalbim zamanýn tufanýna kapýlmýþ ellerim yabancý yaralarý dillendirmiþti kör kuyularda
Her an görmek isteyiþimi döküyordum yüzü hüsrana dönük þiirlere
Hiçbir þey sýðmýyordu artýk hasretinden uzayan acýnýn büyüsüne, týrnaklarýmla kanattýðým bütün naif þiirler gibi sonradan kirleniyordu öncesi inkâr edilen her þey
Ziyan ediliþim talaným, kadim bir aynanýn aksinde ölümü süslüyorlardý benim adýma..
Penceremde cýlýz bir çaðrý aydýnlýða dair, sessizliðin resmini katýyordum hayallerime
alýþýlmýþýn dýþýna çýkan bütün çocuksu sarýlmalarda talan ediyordum kendimi
Gençliði aklýmýn çölüne sürüp inancým ölsün diye bekliyordum
Duasýz savruluþlarda,
ziyan edilmiþtim kaç kez
yüzüm yoktu umudu çaðýrmaya..
Sisli þehirlerden geçerken canýmý diþime takip uzaðýn türküsünü söylüyordum
Kalbimi gömmüþtüm karanlýðýn ketum boþluðuna
Boðazýma zincirlenmiþ sevmek düþüyle yazýlan þiirleri inkar ettim daha sonra
Kendi düþüþümü düþürdüm ömrümün son satýrýna
Uçurumun aðzý gözüktü birden
Duamý unutup hayalimde ki sana sarýlmaktan vaz geçtiðim an, ölüm geldi aklýma
Seni ve ölümü düþünüyordum, elim ayaðým buz kesmiþ, kaskatý olmuþtum o anda.
Tekrar baþlamýþtým aðlamaya
Aðlýyordum matemler içinde ve yine seni düþünüyordum.
Ýmanla Tanrý ’ya gidiyordum ve ben yine de seni düþünüyordum
Seni düþünüyordum o yalnýzlýðýn tarifsiz acýsýnda Seccadem ýslanýyordu her secde ediþimde..
Ölüm denen ayrýlýðýn arafesinde, ruhum can çekiþiyordu bedenimin en ücra köþesinde...
Adaleti siyrilmis bu dünyada kýyameti düþünüyordum..
Her þey darmadaðýn umutlarým kýrýk döküktü
Öyle bir sancý ki, elim ayagim buz gibi, oyle bir yara ki damla damla kanýyordun içimde..
Yükselen minarelerin gölgesinde israfil sur’unu üfluyordu hissimdeki mezarýma, gök yarýlýp yere iniyor, denizler dalga dalga köprüyordu sanki
Yine karanlýk basýyordu ruyalarýmý sussam aklýma sýçrayacaktý gece, cocuklar yarým, babalar ölü, anneler kader yorgunu olacaktý yine..
Yine meçhul bir el uzanacaktý heyecanlarýma bu sefer damarlarýmda donan kanýn adý ölüm olacaktý
Belki gözlerim açýk uzanacaktým musallama ama alným ak olacaktý aþktan yana
Ýþte tüm bunlar adýna
Yeryüzü, gökyüzü, bu þehir ve tüm insanlar þahit olsun ki, seni tahmin ve tahammül edemeyeceðin kadar çok sevdim…
Sen beni sevmesen bile,
Ne olur! Sol yanýmdaki zümrüdü ankanýn, zarafetle süslenmiþ kalbini saran kanatlarýnda ve hiç bitmeyesi ötüþünde sakla bu aþký ve bu þiiri...
Hosça kal ömrümün yeis çiçeði hoþça kal
Nimet Öner
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.