Yorgun muydum? Hemde çok Ama bu yorgunluðumu Hiç týnlamýyordu Ýçimde ki büyümeyen çocuk...
Çünkü; Çok güzel geçmiþti çocukluðum Bir hikâye kadar yaþanýlasý Ve bir o kadar da gerçek. Mutluluklarýn fazlalýðý Acýyý unutturmuþtu. O yüzden hiç büyümüyor Hep çocuk kalýyordu...
Kýzlarýmýn dediði gibi Ergenlikten çýkmak gerekiyordu belkide Ya ergenlik benden çýkmak istemiyorsa? Bunu hiç düþünen yoktu...
Çünkü; Ergenlik nedir? Bilemedim Girmeme izin verilmemiþti ki Çýkýþ yolunu bulayým Daha on yedisinde Atýldý nikâh imzam Ve kocaman, bambaþka Hiç tanýmadýðým bir hayata Merhaba demiþtim Ukde kalmýþ içimde demek ki O gün bügündür hep ergen Hep ergen...
Oysa artýk iki torun sahibiydim Onur’lu bir Masal’ okumalýydým Onlara Saçlarý beyazlamýþ Gözünde gözlükler Ellerim titreyerek açmalýydým sayfalarý Ama Ýçimde ki çocuk Çocuk olup oynuyordu torunlarýmla Bir oyuncaðý bölüþememek Ne kadar zevkliydi Legolardan araba, Mutfaðý olan çiçekli bir teras yapmak Ve onlarýn hayal dünyasýna tanýk olmak...
Yorgundum Yorulmuþtum Ýçimde ki çocuða Ve çýkamadýðým ergenliðe raðmen...
Yýllar, yaþanýlanlar yoruyor insaný Bunu dile getirdim Ýki yaþýndaki Torunuma dedim ki; “Yoruldum ananem” Dedi ki; “Yorulma anane Lütfen yorulma...”