aþýk olup sevdiðine sel olup akýþýna duygularýnýn her cümlende onun adýnýn geçiþine sesinin þakýyýþýna bahsederken ondan týnýndaki heyecanýna kalp atýþlarýný duydum yerden kesilmiþti ayaklarýn mutluydun sahiplendin, korumaya çalýþtýn melek gibi aldýn kanatlarýnýn altýna ikinize bambaþka bir dünya kurdun onu düþünmeden geçen tek bir saniyen yoktu beraber olacaðýnýz zamaný sabýrsýzlýkla beklerken geçen süre bitmiyor, cehenneme dönüyordu saatler her þeyin en güzeline layýktý bitmesin istiyordun onlu zamanlar, doyamýyordun bir an unutsan, suçlu hissediyordun kendini en ufak bir þey onunla özdeþleþip anýmsatýyordu kalp atýþlarýnda adý yankýlanýyordu...
sordum? aþýk mý oldun? seviyor musun? hiddetle karþý çýkýp hayýr dedin ne kadar inkar etsen de, ben biliyordum her evresine þahit olmuþtum sende aþk yaðmurlarýyla ýslanmýþtýn sýrýlsýklam aþýk olmuþtun ben de sen de yaþadým içini yakan acýlarý elin-kolun baðlý çaresiz kalýþýný yüreðinde kopan fýrtýnalarý dünyayý yerle bir edip yýkmak istediðini keþkeler, ardýndan gelen piþmanlýklarý þunu þöyle deseydim? acaba böylemi yapsaydým, ben nerede hata yaptým? sorularýn ardý arkasý hiç gelmiyor her soru kendi içinde yeni bir soruya gebe kaç dokuz ay on gün geçse de doðmuyor...
üzülüyorum; hatýrlar mýsýn sana ah etmiþtim ‘’sende sev; sevdiðinde sana bana yaptýklarýnýn ne eksik ne de fazla, aynýsýný yapsýn’’ demiþtim bir keþkem daha oldu þimdi sen üzüldün diye yine ben üzüldüm...
lakin yanýlmýþým sen aþýk olamazsýn ki sen kimseyi sevemezsin ki körelmiþ, ölmüþ duygularýn söyle, kim söktü yüreðini? taþmý koydu yerine? seni kim bu hale getirdi?