ÇÜNKÜ BEN ŞİİRDİM İSTANBUL GİBİ...
Sözcüklerin yalnýzlýðýna meftunum:
Düþ ambarýnda katýksýz sevinçler nöbetleþe
Bekliyorlar gelmesi olasý zemheriyi
Yaban atlarýný mahmuzlarken sessizlik
Cümlelerle besleniyor ruhum
Yarýna çýkar ya da çýkmaz bu þiir…
Esefle yuhalanan dizelerin tabusudur sessizliðim
Göðe minnet yorganlarý çektim
Nifak tohumlarýný da bir bir küredim
Ýçimdeki izdiham ne ki, sevgili
Sen gel de gün yüzüyle gör bendeki alýn terini.
Severken mýhlandým göðe
Koþarken vuruldum yüreðimden
Çýkan tekerinden dünya denen sefaletin
Aþkla kurþunladým ben sözcükleri
Ve vakur yüreðim teþrih etti sevgiyi
Nalýna mýhýna yalanla beslenen o ahval ki:
Hani þehrin künyesinde yazan o hane halký
Ýstanbul’a ait bu yalnýzlýðý kundakladýlar bir bir.
Þelaleler dondu kaldý
Aþkýn kurak yüreklerdeki susuzluðunda
Kazdým bir bir çukurlarý
Yandim yittim gittim kimine göre
Oysaki bendim þehrin içine saklandýðý sefertasý:
Bazen sustuðum
Günbegün uyutulduðum yalandý nasýl da yalan!
Seslerin kesildiði gecenin dibinde kardým þiiri
Kandým da bir bir
Kabzasýnda ölü çentikler
Geceleri görmeyi unuttuðum düþlerin
Her birine hapis oldum gündüz vakti.
Gözüm açýktý hayaletlerle dansým aþikar…
Yüreðimin surlarýnda saklý þehrin gizemi
Ben Ýstanbul’dum
Ýstanbul’sa mumla aradýðým sevgili.
Göðe minnet örtüleri serdim
Aðaçlarýn dökülen ilhamlarýný
Nisan tasýna yaydým
Terk edilmiþliðin dokusunda maviydim her öðün
Kan kusup da içtiðim kýzýlcýk þurubu
Elbet terbiye ettiðim nefsime sunumumdu rüyalar
Gün niyetine bilediðim karanlýk
Bilemediklerimde saklýydý mazim.
Yarýn mizaçlý umudun da infilak ettiði
Kayýt altýna aldýðým her duygu
Elbet yüreðin tutulan nutku
Çünkü ben þiirdim Ýstanbul gibi
Ben Ýstanbul’dum köklerimle sarýldýðým bir yaralý þehir
Sevdanýn da inancýn da büyüdüðü bir ritim bozukluðu
Adeta
Elbet aþkýn mihenk taþý
Serildiðim surlarýnda yedi tepenin
Ufkuma bandýðým teessüf yüklü mizacý
Yaralý göðün atar damarý elbet
Ortasýndan geçen gök kuþaðý.
Mimlendiðim kadar kaygýlarým;
Lanetlediðim iblisin çatýk kaþlarý:
Acý ölçerimle reþit bir hüzün
Mavi gözlerinde yorgun ömrün
Kaydýkça zeminden
Yakýnlaþtýðým yüce Rabbim
Ne dualarýn dindiði ne rüzgârýn
Yarýna çýkar mýydý sahi bu þiir,
Ýstanbul’un titrek sesinde yedi tepesine serildiðim
Bir mizansen ki þiirin de kanayan eklemlerinde
Gözyaþýmý Ýstanbul’a serptim
Avuttuðum yüreðimle sahip olduðum bir mucize
Sevgiden ibaret bir dünya idim ben
Ýstanbul’a denk düþen sefil yüreðim…
Dostlardan Ýnciler...
Nice gemiler kalkar limanýndan
Nice trenler sana küslük vakti darýlan uçaklar
Ve ayrýca bir bir deðil bin bin kaçýyor tüm insanlar!
Ya cami minarelerine tüneyen kuþlara ne demeli
Her gün soðuk denizinde yüzen en derinine inen balýklara
Peki ya atýlan þekere doluþan karýncalar alýnmayan çöpleri istila eden böcekler
Ya gökyüzüne doðan güneþ
Ya yaðmuruyla ýslatan yaðmur
Ve sert mizaçlý rüzgar ayazýyla üþüten kar
Neden gidiyorlar senden kaçarcasýna
Ne yapmýþ olabilirsin ki onlara karþýlýksýz sevgiden baþka
Söylesene niye susuyorsun konuþ aþkýna aþýk olduðum Ýstanbul......Adna Bilgiç Hocama çok teþekkür ederim.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.