/ Rab
kendisinden bir nefes üflemiþken
kim diyebilir ki ölüm
ister mecaz ister gerçek
bir yok oluþtur ? /
“Ölüm” dedi
“Kimine göre yemyeþil
güneþli bir orman
Taþmýþ gibi
yaðlý boya bir tablodan
Kimine göre de
Azrail’in
- ki siyah giyinmeyi sever kendisi -
çatallý iðnesi”
Güldüm
“Yanýlmayý” dedim “Sever insan
ve yanýltmayý da kimi zaman
Hele anahtarý yoksa
ve çýkamýyorsa
kilitli bir tabuttan”
Baktý yüzüme
Gözleri sanki birer tabut çivisiydi
“Ölüm üzerine yazmayacak mýsýn ?” dedi
“Aþký yazýyorum ya” dedim
“Bir açýdan da ölüm deðil mi
aþkýn bu kadar güzel
giyinmesinin sebebi ?”
Baktý yüzüme
Bu sefer kirpikleri
tabut çivisine benzemiþti
“Yani ölüm üzerine yazacak mýsýn ?” dedi
“Hayýr“ dedim “Gerek yok ki
Sevdiði giden herkes
ezbere bilir ölmeyi”
“Off !” dedi
“Bu dünyadan göç etmekten bahsediyorum”
“Öyle bir ölüm yok ki” dedim
“Senin inandýðýn o masalý
ben neden önemseyeyim ?
Hem zaten bu dünyadan da deðil(d)im
Göç diyorsun ya ölüme
biraz da acý sürerek sesine
Gittiðin yere göre deðiþir
Her göç hüzün deðildir
Sözün kýsasý
Burada býrakýp arabaný
ki iyi bir park yeridir topraðýn altý
Valizine ne varsa doldurup
ben/lik/ dediðin
Yola çýkmaktýr ölüm dediðin
Hem iyisin
Kemer takmama cezasý da yok
bu yolda
Beden olmadýðý için …
Yutup birkaç çiviyi
ve kapatýp tabutunun kapaðýný
dudaklarýyla
Gitti ...
Özgür SARAÇ / Râzý
15122019Denizli