Sustun
Kartpostallarda gördüðüm
Filmlerden izlediðim ülkeler kadar soðuktun
bense
geveze bir kuþtum
yýllarca konuþtum…
ve ansýzýn
sesini býrakmýþsýn kapýmýn önüne
bir demet karanfille
hatýraya saygý mahiyetinde
telafi niyetine
ve yine vurmuþsun SUSun bam teline
koymuþsun efkarý cebine
gitmiþsin
öyle mi
nereye…
þiir mi kalýr sanýyorsun benden geriye
yitip giden harflerden
bir hikaye eder miydik biz seninle
afili bir yalnýzlýðý
çiðneyip çiðneyip tükürürken zaman
býraktýðýn yarayý avutur mu
boþluklarýmda açan sevdan …
biz ayrýlmadýk mý seninle
yaðmurlu bir günde
aralýk bir vakitte
pýlýmýzý pýrtýmýzý toplayýp
gitmedik mi kendi þehirlerimize
tutumsuz aklýmýzla
destursuz yarýnlarýmýzla
kalmadýk mý
bir þiirin ondördüncü gecesinde …
ne vakit
elimizi
dilimizi
aþka uzatsak
tertemiz kesmedik mi
kendi göbeðimizi …
þimdi hikayesi gam olan bir ülkede
günahlarýma bedel diye
seni çizmiþ tanrý göðüme
gelde seyreyle …
gelme
ne sesini býrak
iyileþmeyi umut eden bedenime
ne gölgeni düþür hikayemize
cesaretin sarhoþluðunda
bir hatýra koy kadehlere
seç birini
ya yeþil merdivenli sokaðý
ya ardýndan bakan yalnýzlýðýmý
ol kendi cehenneminde
öl kendi yaranýn içinde
lütfedip gelme…