'tanrı biliyordu'
Kaç kez düþtün
yüreðin hangi kayanýn altýnda kaldý,
yemiydin artýk yabanlarýn,
ne acý düþtür bu
sustuðumu fýrsat bilip hayat her seferinde
bir baþka yabancýnýn dizlerine sürdü yorgun kafalarý
ölecek olsaydý insan, ölürdü
tanrý biliyor gerisini
anlatmasan olurdu
bir tabloya bakar gibi yürüdüm
düþündüm, konuþtum,
-ne güzel kimse duymuyor
sevmiyorum denilse daha hoþ olurdu
en azýndan Tanrý bunu biliyor
baþarýsýzlýkta sanattýr
yerine göre kimse seni anlamazken
defalarca denemiþ olmanýn verdiði yorgunluk
tutku dolu bir hisse evrilir
mesela sabah gözlerini açtýðýnda
iki çapak duruverir yorgun gözlerinin etrafýnda
belki geceden aðlamýþ olmanýn eseri
ne lüzumsuz þakadýr rüyalar
korkutur seni, aldatýcýdýr - unutmuþsundur
geriye bakýnca nice insan
’merhaba’ der jilet gibi sesleriyle
düþmek maharet olsaydý,
ölümün kanlý diþleriyle beklediði yerde
achille kadar ’çaresizim’ derdim
muhabbet bu ya,
kahve taburesinde ülke kurtarýp
bir güzel herkese söverdim
sonra köpekler gibi uluyacaðým karanlýk ortasýnda
arabalarýn ýþýklarýna taþ atardým
neyse ki, kurtarýlmýþ bölgede zihnim
kikrerken kaniçi bir kýzýn sesi yaralar bedenimi
kaybederken inancýmý týp adýna
tüm nöronlar baþarýsýzlýk baþarýsýný kýyýya sürer
bir vinç gömer dünü derin çukura
bir sis sarar günün klasiklerini
bir tutam acý daha yineler kendini
tadabilmek ve uzanabilmek uðruna
Allah’ýn belasý bir çaðda doðmuþum
vebalý sayýlmadým ya da kellem uçurulmadý
surlardan balýklara yem etmediler bedenimi
bir destanýn ayracýnda kalmamýþtý adým
nefesimi býraktýðým tenhalarýnda
dolaþýrken gecenin en karanlýk yerlerinde
otogar piþmaniyesi kadar sýradandý her þey
yürüdüm, durdum. durdum
ve yine yürüdüm
tanrý biliyor gerisini
demesem de olurdu
bugün üþüdüm, bir teneke ateþe daldýrdým
seni bekleyen ellerimi
ellerim ki, kabahatinden elem doludur
yaðmurdan bile hazmetmez
ellerim ki, günah þehrinin kilidini açmýþtýr
duadan bile uçarý
çaðýn nice sesine kaparken þimdi beni
daha fazla içime girememekten mutsuzdur
Kaç kez düþtün, sahi bu kaçýncý baþarýsýzlýk
insan kendi eliyle yorulunca,
kendini bile affetmiyor
kana kana içilmiþ bir bardak gibi durup
varlýðýný anýmsamamayý seçiyor
sahi, neydi benim ellerimle var ettiðim ülkem
komþu bile olmadýðýný söylemek istiyordum da
ellerim ’mümkün deðil’ diyordu
ellerim sevebildiðini söylemek istiyordu
bir kelebeði sevebilme ihtimalinden bahsediyordu
telaþla en yakýn perdeye tutunup
camýn arkasýndaki yüzünü buluyordu
yüzsüzlüðüm sonra büyük bir yanlýþ anlaþýlmaya
hatýrasýný topraðýn altýna almaya devam ediyordu
Ýnsan bu,
ne yapsan da bir yerden sonra boþ
hoþ, lüzumu bile yoktu ya
Tanrý bunu da biliyordu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.