Ey hayat...
Terkisine gülüþünü atýp dört nala koþan hayat...
Saðýmda, solumda kaldý,
parmak uçlarýna basarak yürüyen,
gölgelerin ayak izleri.
Susunca bir baþka oldu bu þiir...
Bir baþka okudu içimdekiler,
bir baþka dinledi kocaman kulaklý cüceler.
Avazýn çýktýðý kadar baðýrabilirsin dedi o hayta, açýlmadan gecenin zorba kapýlarý...
Neydi bizi gökte esir, yerde körebe yapan, bileklerimizden aþaðý sarkýp mavi günaydýnlýðýmýza sataþan.
Kýrýp dökerken saçmalayan bir dün gördün mü sen?
Ya da buðünü beklerken çekip giden bir þiir.
Bulanýnca boðulan suya benziyor...
çillerini sayarken düþürüp kaybeden,
uçurtmalarýn öyküleri...
örükleri beline kadar uzanan,
bir çocukluk adým...
ben o kýz,
þu ve bu da arkadaþlarým...
ötedeki gülüþün hizasýndan çekilmiþ kareler bulanýk,
eksik bir yaným var yanýmda...
Avuçlarýmdan kavga sularý akarken büyüttüðüm parmaklarýmýn solma vakti...
Hep bu saatlerde iþaret parmaðým hareketsiz, gösteremediklerim var!.
Iþýða benzer, biraz uzak,
yolun karþýsýna geçince ilerde...
gitsem mi?...
Çaðrýlmamak için ismini alýp gidenlerde, kalmadýmki hiç...
Neydi bizi gökte de yerde de taþ, kaya yapan?
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.