anlamýyorlar beni virga...sen anlat yaðamayan bulut olduðumuzu
ulaþamadýðýný serpilecek suyun,iki arada kalmýþ siyahýmýza
gün/eþliydi bir zamanlar bilirsin
ben ateþi severdim
sen suyu
varoluþ hiçbir þey þimdi
gökyüzü buruþuk
belkiler ince hastalýk
kirlenmiþ gözyaþý düþünce
çok ihtimalsiziz...ne fena
aþkla zorumuz var bizim
rüzgar da var alabildiðine
sesi titriyor içimden geçirdiklerimin
üþüyecek üstünü açmýþ gece
tut uçurtmalarýn ipini
çekelim virga
çýkalým çýðýrýmýzdan birlikte
kabuðuna direnen yarayým sanki...
az önce umudumu da kýrdým virga
elimi,ayaðýmý dolaþtýrdýðým odada
yüzümden düþen bin parçayý da
düþtüðü yerde býraktým,
yüz görümlüðü olsun diye yarýna
içim hýrçýn mý hýrçýn
sokaðýn boþluðuna vurayým diyorum
durup dururken öyle
vakti öldüreyim...
iki yakasýna sarýlýp ,
boðazýný sýkayým þehrimin
sebep sendin diye baþlangýçlara
suyuna bin kulaç atayým sonra
yüzüstü býrakýp kendimi akýþýna
ikimizde araftayýz virga
bi- günah
bi- çare
aþktýk ikimiz de
o kadar da çok
sen topraða,ben O’na
tükeniyor gibiyiz virga
yine de tükenmeden
kimse almayacak bizi
bir eyvah buldum evlat ediniyorum,
büyüsün diye benimle
halden de anlýyorum
o yüzden birazdan
hoþça kalacaðým dünümle
ne selam
ne sabah
oldu bittiye gidiyorum
sen de hoþça kal,
ne kadar kalýnýrsa ,
buharlaþýp yok oluþlarda
bilirsin...ayrý ayrý yazýlýr hoþça ile kal virga
suadiyeaðustosikibinondokuz
Demir Mutlugil