takvimler,
ocaðýn altýný yirmi sekize ayarlamýþken hazýr
þu batý’n rahminden doðar mý bilmem
mart kedilerin
hani kazma kürek kaptýrmadan çözülse bari
donup kalmýþ tebessümün
zira yazdan kalma çilekli dondurma
gibi duruyor,
aðzýnýn kenarýnda
çok fena sabýr sýzým..
bazen çocuk olsak diyorum
ayný mahallede
bir oyunu mahallinde býrakýp bez bebeðini kaçýrsam
fidye diye dudaklarýný isterken
desem ki
bacaklarýný ikiye ayýrýrým bak
eðer annene söylersen
sonra karton bir kutu bulup
sokak kedisi araklasam marttan
hem bedava
hem bi taþla iki kuþ
düþün ki doðum gününe denk getirmiþim
cinlik bu ya
babandan evvel düþün’müþüm
sen kediyi severken
seni seyretsem
hani ileride nasýl sevilmek istediðinin
kopyasýný çeksem
derken yüzünde unuttuðum ocak
yirmi dokuz öpücükle uyandýrsa
dondurmalar benden
uçurtmalar senden olsa..