Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ýþýk girmeyen mabet gibidir.-
.
-Ne olur...!
Beni yalnýzca çicek açtýðýmda sevme.-
1.
-Mutluluðu aramaktan,
Ýnsanlarýn mutlu olmaya hiç vakitleri yok.-
.
-Mutlu geceler, neden sadece bir kadýnýn kirpikleri kadar uzun olur?-
.
-Ne mutlu...!
Gün doðumunun mutluluðunu, gün batýmýna taþýyabilenlere.-
.
-Hanýmlar, Beyler...!
Biraz da bana yaðar mýsýnýz mutluluðunuzu?
.
-Her güleni mutlu mu sanýrsýnýz?-
-Ne her güleni mutu,
Ne de her aðlayaný dertli sanmayýn.-
.
Her yer mutsuz kadýnlarla mutsuz adamlarýn,
Umutsuz evlilikleriyle doldu.
.
Sevmemek için bahanemiz hazýr,
ya çok yoðunuz ya çok yorgunuz (!), uyumak için önümüze sonsuzluðu sermiþken kâinat.
Oysa bir kývýlcýmýn parlayýp sönmesi kadardýr, bahanelerle geçiþtirdiðimiz þu hayat.
.
Aç parantez (Evliliði piþmanlýk müessesesi haline getirdik, bravo bize...(!))
.
Sevgiler tadýmlýk, dakikada bir renk deðiþtirir, poz verir gibi anlýk oldu.
-Ömürlük sevgilere hasretiz.-
Ýnsanýn insaný sevmeye vakti olmadýðý zamanlardayýz.
.
Herkes sevilmek istiyor,
(Halbuki sevilmenin birinci koþulu sevmektir.)
Ve hiç kimsenin kendinden baþkasýný sevesi yok.
Bu gidiþle de hep kendimizi seveceðiz.
-Duygusal açlýk, doygusal açlýk sorununun önüne geçti.-
Ne savaþtan, ne hastalýktan, ne de afetten,
Yapayalnýz sevgisizlikten öleceðiz.
Oysa,
-Yaþamak tüketti bizi, ölmek deðil.
Güvenmek tüketti bizi, sevmek deðil.-
.
-Sevgi yaradýlýþýn hamuru, varoluþun kaynaðýdýr.
-Tüm yaratýlmýþlarýn özetidir.-
-Ýnsan olmak sevmekle baþlar.
-Sevmek alelade bir eylem deðil, bir ibadettir.-
-Çabanýz sevmek için olsun sevilmek için deðil.-
.
-Ýnsaný sevgi besler.-
-Sevdiklerinizi ihmal etmeyin,
Çiçekler bizi sulayýn diye miyavlayamaz.-
-Sevilmek, buðusu üstünde tüten bir somun gibidir, tok tutar insaný.-
.
-Ýnsanýn, paraya olan ihtiyacýndan daha çoktur sevgiye ihtiyacý.
Kredi kartý limitsizi deðil, yüreðindeki sevgi limitsiz insaný sevin.-
.
-Hiçbir kazak, hiçbir hýrka, bir insanýn sevgisi kadar ýsýtamaz insaný.-
.
Kýblesi sevgi olanýn, mutluluk elinin altýndadýr,
Sadece uzanýp almasý yeter.
.
Ýllaki ilaçla iyileþilmez, sevdiðin bir sesi duymakla da iyileþilebilir.
Ýllaki dudakla öpülmez, bir kaç çift güzel sözle de öpülebilir.
Ýllaki sarýlmak gerekmez, sevdiðinin hayaliyle de insanýn ayaklarý yerden kesilebilir.
Çünkü,
-Sevmek, mesafeyi kaldýrmaktýr.-
.
Lütfen,
Zengin fakir, genç yaþlý demeden,
Dil, din, ýrk cinsiyet farký gözetmeden,
Tüm insanlarý ve diðer canlýlarý
Yormadan, kýrmadan dökmeden,
Þartsýz þurtsuz, yalansýz dolansýz,
Nedensiz nasýlsýz bir sevgiyle sevin.
.
Maalesef, ortalýkta sahte seni seviyorumlar uçuþuyor,
Dünyada sahtesi en çok üretilen þeylerden biri haline geldi sevgi.
Bu nedenle, sevginiz yapay olmasýn, içten olsun, gerçek olsun,
Yirmi dört ayar altýn gibi saf olsun.
Zira hiç kimse yarým yamalak bir sevgiyi hak etmez.
.
-Sevmenin sevilmenin yükü aðýrdýr.-
-Sevgiyi, sömürüyle de karýþtýrmayýn,
Sevgiyi sömürüye dönüþtürmeyin
Sevgiyi kaybedersiniz.-
Çünkü sahiplik sevgiyi öldürür.
Yani,
Cüzdanlara kilo verdirmek için sevmeyin.
-Sevgi ait olmaktýr, sahip olmak deðil.-
.
Sevecekseniz güzel sevin.
-Sevgi-siz-siniz...!
Sadece sevmeyle yetinmeyin,
Ýnsan bir kitaptýr, okuyup anlamayý da deneyin.-
Sevdiðinizin sadece elinden deðil, yüreðinden de tutun.
Tene herkes dokunur, yüreðine dokunun.
Sadece aðzýndan çýkaný deðil, yürek dilini de anlayýn.
Sadece göz ile el ile deðil, ruhen de kalben de sevin.
Çünkü...
-Yürekte demlenmemiþ sevgi hamdýr.-
.
Hatta biraz sevginizin dozunu kaçýrýn:
Sevdiðinizi boðmadan, sevdiðinizde boðulmadan,
Nefesiniz kesilinceye kadar sevin.
(Mesela ben sarýlýnca kemiklerimin ýsýnacaðý bir sevgi istiyorum.)
-Bu Dünya’nýn, en çok sevgiye ihtiyacý var.-
Sevgiyle sakinleþir.
Zira cehenneme çevirdiðimiz yeryüzüne, cenneti getirecek yegâne güç sevgidir.
Örneðin bir kadýný sýnýrsýz ve koþulsuz sevin, Dünyanýzý cennete çevirsin.
.
-Yürek yarasýna sürülen en iyi ilaç, sevgidir.-
-Ýnsan yüreði sevildikçe çocuksulaþýr.-
.
Þýmaracak kimsesi olmayanlarýn þýmartacak kimsesi olun...!
Mutluluk ancak öyle bulaþýr.
.
Gönül baðý için ne gözün görmesi, ne de elin deðmesi,
Sadece yüreðin sevmesi yeter.
.
Aç parantez (Baþta insanlar olmak üzere,
Yaðan yaðmura esen yele,
Yanan ateþe, doðan güneþe,
Daldaki yapraða, açan çiçeðe,
Uçan kuþa, börtü böceðe,
Koyuna kuzuya, kediye köpeðe,
Havaya suya topraða teþekkür edin,
tebessüm edin, selam verin.
Teþekkürü günlük yaþamýnýzýn
bir parçasý haline getirin.)
.
Bu arada (-Bir insaný diðerine aþýk edecek, sevdirecek, ne siyasi ne de iktisadi bir rejim henüz icat edilmedi.- bunu da bilin.)
.
Ancak,
Sevgiyi alýþ veriþ zannedenler bilmelidir ki
Sevgi hesaplanamaz, ölçülemez.
Mesela ben hiç yarým kilo sevmedim.
.
Çiçekle arýnýn iliþkisine de benzemez.
Sevgi, bir defalýk duraðan bir his deðildir,
Geliþtirip büyütmek, soldurup kurutmamak
Özenle koruyup kollamak,
besleyip sulamak gerekir.
-Sevgi, tarlada kendi kendine ot gibi bitmez.-
Kadýn...!
.
-Her kadýn bir þiirdir, her adam okuyamaz.-
.
-Bir kadýnýn yüreðinde doðup yüreðinde ölmek,
her adama nasip olmaz.-
2.
Bir þeyi güzel ve özel yapan;
O þeye, bir kadýn elinin, gözünün veya yüreðinin deðmesidir.
Çünkü güzel þeyler güzel kalplerde filizlenir.
.
Eðer,
Bir kadýn seviliyorsa mutluysa,
O kadar güzel ve içten güler ki,
Sanýrsýn gözbebeklerinden serçe sürüleri geçiyor.
.
Ben önemli olanýn, bir kadýnýn yüzünü deðil, yüreðini güldürmek olduðunu anladým.
Ve bugüne kadar, bir insanýn kalbine girmekten daha güzel bir yer bulamadým.
Dolayýsýyla,
Girmeyi baþarabilirseniz, dünyanýn en güzel yeridir bir insanýn yüreði.
Yani,
-Fethin güzeli,
kaleleri deðil, kalpleri fethetmektir.-,
.
Aç parantez (Size bi’þey söyleyeyim mi?
-Ýnsanýn yarýsý kadýn yarýsý erkektir,
Bütün olmayan, yarým insan hiçbir þeydir.-
-Erkekler bu dünyanýn beyni, kadýnlar kalbidir.
Dolayýsýyla,
Erkek aklen, kadýn ruhen huzurluysa mutlu olur.
Çünkü,
Kadýnlar mutluluðu ruhi, erkekler akli doyumda bulur.-)
Kadýna Þiddet...!
.
-Kadýna Þiddet Tüm Ýnsanlýða Þiddettir.-
.
-Bazýlarý,
delikanlýlýðý elikanlýlýk sanýp, kadýný kýrmýzýya boyuyor.-
-Kadýnlarýn namusu, namussuzlara mý kaldý?-
3.
Bu bataklýðýn suyu da çamuru da;
-Delikanlýlýkla elikanlýlýðý bir tutan.-
-Her þeye hakký/m var koca zihniyeti ile
-Namus etiketini sadece kadýnlarýn alnýna yapýþtýran, namusu apýþ arasýna sýkýþtýran,
-Ve bunca kötülük dururken, öpüþmeyi ayýba, seviþmeyi ahlaksýzlýða yakýþtýran zihniyetten gelir.
-Bazýlarýnýn gözünde, kadýnýn çörek otu kadar kýymeti yoktur.-
-Bu ülkede,
Ulu orta gülmek yasak, ölmek serbesttir kadýnlara.-
.
Kýz çocuklarýnýn rengini soldurdular
(“Namus davasý” deyip:
babam boynuma ip,
annemse ayaklarýmýn altýna sandalye oldu.
-Bazý yörelerde,
kýz çocuklarýna çörek otu kadar deðer verilmez.-)
.
-Bazýlarý, kadýný varlýðýnda deðil, yokluðunda fark eder.-
.
Kadýnlarýn pahasýna, kadýnlarýn sýrtýnda gezinenler, inmeyi bir türlü kabul edemediler.
Kadýný toprak gibi gördüler,
Ýliklerine kadar sömürdüler.
.
Kadýný;
Kýz iken babasýna,
Evliyken kocasýna,
Yaþlanýnca oðuluna baðýmlý hale getiren bir düzen kurdular.
.
(-Kadýn erkeðin gülümsemesine hasret.-
Bazý erkekler, kadýný sevmek için deðil
yok etmek için adeta çýrpýnýyor.
Oysa,
Sevmek için bilek deðil, yürek lazým.)
.
Asýrlardýr Kadýn...!
Bazý erkekler tarafýndan rahatlatma aracý, kendilerinin duygusal iþçisi,
Evlerinin bekçisi, toplumun günah keçisi olarak görülüyor.
Yaratýlan öfke, nefret ve korku ortamýnda,
Kadýnlara esaret yaþamý sürdürülüyor.
Kadýnlar dövülüyor, sövülüyor, kovuluyor, ya da vurulup öldürülüyor.
.
Sadece fiziksel þiddetle deðil,
Zihinsel ve duygusal istismarla
defalarca býçaklanmalarýna raðmen,
Yaralarýný gösteremiyor kadýnlar,
Ruhen yýkýk bir harabeye döndürülüyor.
.
Çoðu kadýn kendini,
Hep yakalanmak istenen bir kuþ gibi hissediyor.
Oysa kafeslere göre degil kadýn,
En az erkek kadar özgürlüðü hakkediyor.
(-Kafesin büyüklüðü kuþu özgür kýlmaz.
Bazýlarýna Dünya bile kafestir.-)
.
-Sevgi özgürlüktür, bir pranga degil.-
Kafesine kuþ arayanlara duyurulur...!
-Þiddetin olduðu yerde sevgi olmaz.-
-Evlilik güç gösterisi, ego savaþý deðildir.-
-Mutlu evlilikte üstünlük savaþý yoktur, kýskanmak yerine güvenmek vardýr.-
.
Aç parantez (Kaldý ki evlilik bir kafeste esir hayatý yaþamak da deðildir.
Evlendik diye, baþýmýza heykel dikmiyoruz,
Kadýný erkeðe, erkeði kadýna köle etmiyoruz.
.
Ancak evli bir kadýn veya erkeðin bekar gibi davranma hakký olmadýðýný da biliyoruz.)
4.
Ahh kadýný kýrmýzýya boyayan adam olamamýþ erkekler...! erkeksiler…!
Ya da erkeðebenzerler…!
Delik deþik olduk...!
Siz öldürmekten yorulmadýnýz mý?
Biz ölmekten yorulduk...!
.
Hasta zihinli bazýlarý, þiddetin vücut bulmuþ hali, adeta ayaklý cehennem.
-Dikili taþ gibi duygusuz.-
.
Kadýný güçsüzlükle yaftalayýp aciz ve zavallý,
Kendini ise kavanoz kapaðý açýyorum diye güçlü gören bir zihniyete sahip.
(Zaten,
-Görece, erkekte acýtma, kadýnda acýma duygusu daha yoðundur.-)
.
Parantez içi (Adam deðilsen hiç fark etmez,
Ha cahil ha alim olmuþsun.
Eþeðin sýrtýna ha kitap ha saman çuvalý
koymuþsun.)
-Ýnsanýn oluþu deðil duruþu mühimdir.-
.
-Bize en yakýn olanlar, en keskin býçaðý elinde tutanlar.-
Papatya yürekli adama (!)...
(seviyor/sevmiyor)
Karnýný yurt bileceksin, memesinden süt emeceksin.
Kucaðýnda aðlamayý keseceksin, aþýk olup kalbine gireceksin.
Ýþine gelince seveceksin,
Gelmeyince ya dövecek ya kovacak ya da vuracaksýn.
Seni seven bir kadýnýn eli kanlý katili olacaksýn,
O senin saçýnýn teline kýyamazken,
Sen onun canýna kýyacaksýn.
.
Sözde en çok anneleri seveceksin,
Lakin en çok annelere söveceksin.
Aç parantez (-Hiç kapanmaz, kadýn olmadan anne olmaya zorlanan kýz çocuklarýnýn yarasý.- bilesin.)
.
Hayalleri peþinde koþmaktan baþka,
Ne yaptý size bu þiddet uyguladýðýnýz kadýnlar?
.
Yapma !..,
Bu vahþete “Kadýna Þiddet" diyoruz biz.
Yapma !...
Sen ne zaman Adam olacaksýn?
Zorbalýk üzerine hayat inþa edilmez.
-Kusur ararsan kusur,
Huzur ararsan huzur bulursun.-
-Ahlaklý insan, ahlaksýz iþ yapmaz.-
-Kadýn, erkeðin satranç taþý deðildir.-
Zorla ne nefret ettirebilirsin ne de sevdirebilirsin.
-Bir kadýnýn cennetine havlayarak girilmez.-
(Ki havlamak korkutmak, kükremek korumaktýr.)
.
-Kadýn kimsenin cinsel objesi, duygusal iþçisi deðildir.-
.
Kadýný stres topu, mutfak robotu olarak görme,
Onlara köle muamelesi, esir muamelesi, kullanýþsýz amele muamelesi çekme !...
.
Parantez içi (-Bir kadýn için en acýsý,
Sevdiði adamýn, eli býçaklý katili çýkmasýdýr.-)
.
Hiç bir anne babayý, kýzlarýný katillerine kendi elleriyle veren anne baba durumuna düþürme.
Be Adam (!)
-Sevgiyi yanlýþ öðrenmiþsin,
Sevgi acý çekmek de çektirmek de deðildir.-
Kaldý ki,
-Kadýn dövülmek için deðil,
Sevilmek için yaratýlmýþtýr.-
-Kadýnýn kan gurubu sevilmektir.-
.
Güle kurþun sýkýlýr mý?
Güle dikenleri var diye kýzýlýr mý?
.
Sevdiðin kadýn için cenneti yeryüzüne getireceðine,
Ayaklarýnýn altýna cennet serili kadýna,
Cehennemi yaþatýyorsun.
Bravo sana(!),
Cehennem yaratma konusunda Tanrýyla yarýþýyorsun.
-Hiç bir kadýn cenneti bulmak için, erkeðin cehennemine katlanmak zorunda deðildir.-
.
Hem unutma ki...!
Mazlumun çýðlýðýný serçeler taþýr,
Dört nala koþar þiddet gören kadýnýn ahý Arþ-ý Âlâ’ya ulaþýr.
Ve mutlaka tecelli eder ilahi adalet,
Bu vahþet er yâda geç yapanlarýn ayaðýna dolaþýr.
Çekip gidenlere bir bak, mezar taþlarý ne anlatýr.
Bil ki..,
Ne kara kalemle gökkuþaðý çizilebilir.
Ne de senin gibi,
Avý için aðlayan ucuz ruhlu timsahýn gözyaþlarý içilebilir.
.
Kimseyi yalandan sevme !...
Seveceksen adam gibi sev,
Adam gibi sevmeyi beceremiyorsan sevme !...
.
Yalan demiþken, þunu da söyleyim ki;
(Çok iyi tanýdýðýmý sandýðým insanlarýn,
Zamanla hiç tanýmadýðým insanlara dönüþmesi, en büyük hayal kýrýklýklarým.
Nasýl da boþmuþ dolu sandýklarým,
Birer yalan rüzgârýymýþ, bu hayatta hakikat diye inandýklarým.
.
Oysa doðada yalan yok, atýlan tohum filiz veriyor.
.
Aslýnda yalancýda gerçek aramak, zaman kaybýdýr.
-Yalan suya benzer, en çok da yayýlmak ister.-
-Yalan önce herkesi kendine inandýrýr.
Sonra gürültüsüyle hakikati uyandýrýr.-
Ve her zaman kendine bir ortak bulur.
Oysa gerçeðin þahide ihtiyacý yoktur,
Tek baþýna hep ayakta durur.
Tek bir gerçek, tüm inkârlarý yýkmaya yeter.
Onu arayanla er ya da geç buluþur.)
Bu arada (Hiç sevmem kötü hikayesi olan yerleri;
Adliyeleri,
Hapishaneleri,
Hastaneleri.)
.
Bazýlarý seçimlerini sahiplenmeyiþinin adýna kötü kader diyor. (!)
.
Yani diyeceðim þudur ki;
-Yamuk bir kiþilik, doðru bir hayat yaþatmaz.-
-Yürek yarasý dikiþ tutmaz,
Bazý acýlar, kalp sökülüp atýlmadýkça bitmez.-
.
Bir yürek:
Kin, kibir, nefret ve hasetle kirlenir.
Sevgi, vicdan ve merhametle temizlenir.
.
Aç parantez (Unutmayýn, içinizdeki firavunu dizginleyin.
Her insanýn karanlýk bir tarafý vardýr.
Ýçindeki kafeste bir vahþi besler.
Bunlarýn bazýlarý evcilleþtirilemediði için diþisinin canýna kýyan adi bir caniye döner.
Her yer egoistle, mazoþistle, sadistle, narsistle, psikopatla, sosyopatla dolar.
.
-Ve hiçbir þey topluma, insanlýðýndan kopmuþ kadýn ve çocuk istismarcýsý tecavüzcü katiller kadar dehþet yaþatamaz.-)
Göster onlara okyanusun öfkesini...!
-Baþýný güneþe dayayanlar, karanlýða kafa tutanlardýr.-
5.
Bilinçsiz kadýn bu tür erkeklerin iþine gelir,
Farkýndalýk yaratmak, bilinçlenmek gerek kadýna þiddeti durdurmak için.
Boyun eðmek, teslimiyet çare deðil, ayaða kalkmak gerek kurtulmak için.
.
-Gerçi suskunluk...;
-Bazen yýkým, bazen çözümdür.-
-Bazen cehaletin gürültüsü,
Bazen de bilgeliðin türküsüdür.-
.
(Benim düsturuma göre;
-Gereksiz konuþmak kadar,
Nedensiz susmak da bir zulümdür.-)
.
Bir zamanlar, susmak;
Kadýnlarýn konuþma diliydi.
Söyleyecekleri ya gözlerinde ya da yüreklerinde gizliydi.
.
Aç parantez (-Gözler ki dilin telaffuz edemediðini söyler.-
Zira dil yürekten her geçeni söyleyemez.
Kalbe sýðmayan dile hiç sýðmaz.)
.
Tek savunma silahlarý,
Yumruk yapmaya kýyamadýklarý elleriydi.
Sýðýnabilecekleri biricik mekân,
Ya mezar ya da ana baba evleriydi.
-Cesaretini toplayamayan, bavulunu toplamak zorunda kalýr/dý.-
Oysa,
-Bir insanýn en saðlam dostu cesaretidir.-
-Hayat bahaneleri deðil cesareti ödüllendirir.-
Aç parantez (Cesaret kördür.)
.
Ki kadýnlarýn çýðlýklarý ýþýk,
Korkularý þarký, hýçkýrýklarý çaðrýdýr kýyamete.
.
Parantez içi ( Ancak yine de,
Kadýn sinirlenince daðý taþý delesi gelir,
Lâkin ojelerini görünce, gülen bir emojiye dönüþüverir.)
.
Diyeceðim þudur ki...
-Sevdiðinizin gölgesinde yaþamayýn, geliþemezsiniz.-
-Acýlarýnýzla kimseyi beslemeyin.-
-Diktiðiniz putlarý, baþkasýnýn kýrmasýný beklemeyin.-
-Deðmeyenlere vaktinizi harcamayýn, yol verin gitsinler.-
-Taþlanacak sözleri, bandajla sarmayýn.-
-Hiç kimsenin egosuna sponsor olmayýn.-
.
Kurtarýcý aramayýn,
-Kimse seni duymuyorsa kurtuluþun kendindedir.-
-Düþmek istemiyorsan, baþkalarýna yaslanma.-
Zira,
-Baþkalarýnýn ýþýðýna güvenen, karanlýkta kalýr.-
.
-Zaferlerin en kýymetlisi:
Düþtüðünde yardým almadan kendi kendine kalkabilmektir.-
-En iyi intikam, intikam arzunu bitirmektir.-
Anneler kýzlarýna güneþ ve kutup yaldýzýndan oluþan bir gökyüzü örer.
Kýzýmýn güneþe açýlan bir penceresi olsun,
Karanlýklarýnda yönünü bulsun diye.
.
-Ýstiyoruz ki,
Hayat hep bana güneþ açsýn,
Uçmamýz için sevdiklerimiz kanat taksýn.-
Kimse bana meydan okumasýn, rahatýmýz bozulmasýn.
.
Sakýn unutmayýn...!
-Durgun sular çürütür.-
-Kiþiye deðil, kiþiliðe önem verin.-
-Diþiliði kiþiliðin önüne koyanlarýn sonu hüsrandýr.-
-Yüzde olan sözde olur,
Özde olan gözde olur.-
-Burca göre de, borca göre de eþ seçilmez.-
-Nefsin dili deðil, gönlün dili kalpleri birleþtirir.-
-Aþk pahalýdýr ucuz insanla yaþanmaz.-
Kitap gibi kadýnlara sayfa sayfa þiirler yazýlýr ama,
-Her kadýn bir þiirdir, her adam okuyamaz.-
-Ehline düþmezse hayat, ziyan olur.-
-Güzel insanlar, özel insanlara layýktýr.-
Öz Benlik !..
-Onur;
Kendi çölünde yanmayý,
Bir baþkasýnýn gölgesinde donmaya tercih etmektir.-
-Kendisiyle barýþýk olanýn, baþkasýyla savaþý olmaz.-
6.
Ýnsan önce...
Kendine dost, kendine deva olmalý,
kendini, sevmeli, saymalý,
Kendine karþý doðru, dürüst davranmalý.
Kýsacasý...
Ýnsanýn kendine söyleyecek bir þeyleri hep olmalý.
-Çünkü insanýn kendine,
Ve iç sesinin muhabbetine hep ihtiyacý vardýr.-
Ama yeri geldiðinde de,
-Ýnsan önce kendine meydan okumalý.-
Zira, bazýlarý kendi dýþýnda her þeyi görür.
.
Ýnsanýn herhangi bir sebebe ihtiyacý yoktur;
Kendini sevmesi, saymasý, onurlandýrmasý için.
Sadece kendine güvenmesi, kendini keþfetmesi ve kendi yolundan çekilmesi,
Kendini affederek hata ve kusurlarýný sahiplenmesi,
Kendine merhamet etmesi yeter.
.
Önce kendimizin kimsesi olucaz,
Sonra sesi kýsýlanlarýn.
-Kendine sadakati olmayanýn baþkasýna hiç olmaz.-
.
Gerçi bir ömür harcadým, halâ kendimi tam keþfedemedim.
Kendimle didiþiyorum, yýllardýr kendimin peþindeyim.
Yaþam telâþýndan, çoðu zaman,
En az vücut kadar ruhumuzun da dinlenmeye,
En az vücut kadar ruhumuzun da dokunulmaya ve doyurulmaya ihtiyacý olduðunu unutuyoruz.
-Ýnsanýn ruhsal gücü bitikse, bedensel gücünün elinden bir þey gelmez.
Yani kalp kasýnýzýn kuvveti kol kasýnýz kadar önemlidir.-
.
Çocuklar, hayatýn bütün tuþlarýna ayný anda geliþi güzel basarak eðlenmek istiyor.
Gençler, diðerlerini görmezden gelip, sadece hoþlandýklarý tuþlarla keyiflenmek istiyor.
Yaþlýlar ise, hayatý durduracak bir tek tuþ bulup, biraz olsun ara verip dinlenmek istiyor.
.
Ancak,
-Hayat dediðin siyah-beyaz.
Bir yaný aydýnlýk, bir yaný karanlýk biraz.-
Otomatiðe baðlarsan, çok fazla
hata verir.
Ve hazýr bir senaryosu da yoktur.
Onu sen kendin yazýp oynayacaksýn.
-Ýnsan bembeyaz bir kaðýtla doðuyor, içini doldurmazsa hayatý sýfýrýn ortasý gibi bomboþ oluyor.-
Þayet,
-Bu Dünyada her þey boþ diyorsan, içini sen dolduramamýþsýn demektir.-
-Bir baþkasýnýn hikayesini tekrarlayanlar,
kendi hayat hikayesini oluþturamayanlardýr.-
Çünkü hayatý bekleme odasý olarak kullanmak...;
Çölde bahar,
Seni hasta eden yerde þifa aramak, hiçe razý olmaktýr.
Yaþamýn rengini matlaþtýrmak,
Kendi kanatlarýyla uçma zevkinden mahrum kalmaktýr.
-Ýçi renksiz olanýn, dýþarda gökkuþaðý aramasý beyhudedir.-
.
-Ýçine kapanýp saklanýrsan, ýþýðýný kimse göremez.-
-Ýnsan bir kere ýþýðýný kaybetti mi, kanatlarý tellere takýlan serçeye döner.-
-Ýnsan en çok kendi karanlýðýnda kaybolur.-
-Ýnsanýn en ümitsiz olduðu an, artýk gökte yýldýz göremediði andýr.-
.
-Pencereni açmazsan, içeri hava girmez.-
-Gözleriniz açýk olsa ne yazar,
ruhunuz kaplýysa aydýnlýða çýkamazsýnýz.-
-Yürekten üþüyene, güneþ kâr etmez.-
-Yani perdeler kapalýysa:
Gündüz olmuþ gece olmuþ,
Güneþ batmýþ, güneþ doðmuþ
Hiç farketmez.-
.
Mesela ben,
-Yürümeyi unuttum,
Ayakkabýlarým beni öldü sanýyor.-
Oysa,
-Yaþamak için o kadar çok sebebim var ki
Çünkü ölmeye hiç cesaretim yok.-
-Gerçek mezar:
Ýnsanýn ölürken deðil,
Yaþarken içine düþtüðü boþluktur.-
-Huzurun yolu, kendini yontmaktan geçer.-
7.
-Havaya sýçrayana kadar, her þeyin su ve denizden ibaret olduðunu sanan bir balýktým.-
-Saksýna alýþamamýþ bir toplumun yaban çiçeði ürkekliðindeydim.-
-Sanki evrenin kanunlarýný ben yazmýþým gibi.
Bütün dertleri yýktý üstüme felek,
Koca dünyada bir tek ben varmýþým gibi.-
-Hayat Bilgisi öðretmenime kandým
Feleðin çemberini yuvarlak sandým.-
Baþýn göðe erdi mi,
Mutlu musun felek?
Girdiðim bütün savaþlarý kaybettim…!
.
-Cemre, havasýna suyuna,
topraðýna taþýna düþüyor da,
Bir tek yüreðimin kýþýna düþmüyor.-
.
Sanki dünyayý omzumda taþýyorum, çoooook yorgunum...!
-Sanki dünyanýn çivisi çýkmýþ da yerine ben çakýlmýþým gibi.-
.
Ama felek dýþýnda, ne kimseye dargýným, ne de kimseye kýrgýným.
Kaderin seçtikleriyle, benim seçtiklerimin uyumsuzluðunda bütün sorunum.
.
-Gerçi benim sandým en büyük dert,
Hiç tahammül edemedim, dertlerimden hep iðrendim.
Fakat gün geldi, hasta ziyaretlerinde bedenimi sevmeyi, saymayý öðrendim.-
.
Ahh uykusuz ve yorgun kalbim ah !...
Bilirim kýrýklarýný toplamaya bile fýrsat bulamadan,
Kuru bir aðaç dalý gibi defalarca kýrdýlar seni.
Serçe kadardýn, daðlar kadar acýlarla yordular seni.
.
Sen yine de her þey yolunda rolü yapmaya,
Hiç kýrýlmamýþ gibi týkýr týkýr atmaya devam ettin.
.
Aç parantez (Çok þey öðreniriz bu hayatta,
kalbimizi defalarca kýranlar yüzünden.
Bazý kalp kýrýklýklarýnýn tamiri ömürboyu sürer.
Zira,
Kýrýk bir kalbi kime satabilirsin ki?)
.
Hayat iþte…!
Kimini hayata asýlmak yerine, tavana asýlmaya zorlar.
Ýstediðini su üzerinde yürütür,
Ýstemediðini suya düþen mürekkep damlasý gibi eritir.
.
Bazýlarýnýn ömrü hayal kýrýklýklarýyla kalp kýrýklýklarýyla geçer.
Hayata kýrgýn bakýþý, olur olmaz uzaklara dalýþý hep ondandýr.
.
Ancak,
-Kimse kimsenin sessizliðini duymaz,
Herkesin sessizliði kendine yapýþýr.-
.
-Ah bu Dünya !...
Camlar kýrýlýr sesten durulmaz.
Canlar kýrýlýr hiç ses duyulmaz.-
.
-Gözyaþýný su damlasý sanýrlar, yüreði bulutlu olmayanlar.-
.
-Ýnsan gidecek yolu olduðu için deðil, varacak yeri olmadýðý için huzursuzdur.-
Ýnsan bazen özlemek özlenmek için gider.-
Bu arada,
-Makine deðiliz,
medcezirlerimiz var.
Ýçimizde gece ve gündüz,
güneþ ve ay.-
.
-Bazen su yanar, ateþ donar.-
-Tam uçuyorum derken, bir anda yere çakýlýrsýn.
Tam düþüyorum derken, ummadýðýn bir dala takýlýrsýn.-
Ýnsan dertler senfonisi,
Nereye baksam her yer keder rengi, içimiz kül yýðýný.
Parantez içi (Yanmadan kim kül olmuþ ki.)
.
(Bazý yaralarýn acýsý ne azalýr ne de biter.
Ýçeride közü inceden inceden ömür boyu tüter.
Oysa söndürmek için oluk oluk yaðmur gerekmez, bir damla su yeter.)
.
Unutmayý unutan herkesin bir yangýný var,
Kustukça sönen sustukça yanan.
Ya içine attýklarýndan, ya da içinden atamadýklarýndan.
.
Mesela,
-Benim derdim;
Saðýmdaki solumdaki,
Önümdeki arkamdakilerle deðil
içimdekilerle.-
Ancak,
-Arkaya bakarak ileri gidilmez.-
-Asýl enerjimizi tüketen unutamadýklarýmýzdýr.-
Ýnanýn bu hayatta,
-Sözden daha aðýr hiçbir þey yoktur.-
Tonlarcaymýþ gibi insaný ezer.
Bazen yaralar, bazen yara sarar,
Bazen tek bir söz hayat verir,
Bazen de tek bir söz uðruna hayat verilir.
Hatta,
-Bazý sözler kanserli hücre gibidir,
Ýçinize atarsanýz metastaz yapar.-
.
Biz buna "Dert Adamý Çürütür" diyoruz.
.
Bazen susarak kendimizin efendisi, konuþarak baþkalarýnýn esiri olsak bile.
Sýk sýk konuþmak gerek vakti gelince,
Zira susmaya bol bol zaman olacak ölünce.
.
Gerçi,
-Ýnsanlýðý dili çalýþanlar deðil eli çalýþanlar besliyor.- ama,
Olsun siz yine de susmayýn, içinizi dökün.
-Gönlün yakýtý muhabbettir.-
-Ara sýra yüreðinizdekileri döküp temizlik yapýn, rahatlarsýnýz.-
.
Aç parantez (Þikayet, içinizdeki kemirgeni defetmektir.
Ancak baþkalarýna þikayet, kemirgeni besleyebilir de.
Bu durumda, baðýra baðýra evde aynaya þikayet etmek veya þikayetlerini yazýp, sonra kendine sesli okumak en etkili iki yöntemdir.)
-En yoksul insansýnýz:
birinin vazgeçilmezi deðilseniz,
bir seveniniz,
bir düþüneniniz,
bir özleyeniniz, yolunuzu gözleyeniniz yoksa.-
.
-Benim yüreðimde dað gibi hasret çektiklerim vardýr: bayramlarda ayrý düþünce üzüldüðüm.
Benim yüreðimde masmavi denizler vardýr: dalgalarýnda hayallerini yüzdürdüðüm.
Benim yüreðimde güneþ gibi dostlarým vardýr: bir merhabasýna kýrk kýþ ýsýnmayý sürdürdüðüm.-
.
-Ýnsan insanýn gönlünde ikamet eder.-
Öyleyse,
Aç yüreðini dost üþüyorum, kara bulutlar güneþim yok sansýn.
Ser gölgeni dost düþüyorum, dipsiz uçurumlar boþluðundan utansýn.
.
Baðýrsanýz, sesten rahatsýz olacak deðil de sizi duyacak,
Bahçenizdeki çiçeklere basacak deðil de
sulayacak insanlarla dost olun.
.
-Dost, insanýn yaþamaya tahammülü kalmadýðýnda, yaný baþýnda bitiverendir.-
.
-Her dost nefes almak için bir penceredir.-
.
-Dost dediðin, üþüyünce kalorifer üstünde ýsýtýlmýþ havlu sýcaklýðýnda,
Yanýnca, buzdolabýndan yeni çýkmýþ limon kolonyasý serinliðinde insaný sarar.-
.
-Ýnsana, masaya içini dökünce kusmayacak dostlar lazým.-
Ancak bu devirde içini dökecek birini bulmak o kadar zor ki,
Herkes aðzýna kadar dolu.
Üstelik bazýlarýnýn hamurunda ya hiç tuz yok,
Ya da zehir gibi tuz çok.
Aç parantez (Kimileri yüreði acýyla dolunca,
Kimileri de sustuklarýnýn aðýrlýðý dayanýlmaz olunca, benim gibi þiir yazar.
Ki yazmak, soyunup dökünmek, arýnmaktýr.
Bazen insaný þair veya yazar yapan zarif bir elbiseyi giyinmektir.
Ancak benim kelimelerim çýplaktýr.
.
-Þair bir kelime zanaatkarýdýr.-
Þair þiir yazmaktan,
Anneler üzümlü kek yapmaktan
Çiçekler sulanmaktan,
Þirler okunmaktan býkmaz.
.
Ki þiir;
çizerek deðil,
yazarak yapýlan resimdir.
Þairin yüreðinden savrulan bir yapraktýr.-
Ve
Düþünebildiklerimiz kadardýr yazdýklarýmýz.
Yine de iki kitap kapaðýnýn arasýna, koskoca dünya sýðar.
.
(Þairim ben…!
Benim mekâným gecelerdir.
Þairim ben…!
Benim kelâmým hecelerdir.
Þairim ben…!
Benim meramým acýlardýr.)
.
-Þiir ilhamýný acýdan alýr.-
-Þiir, acýdan dili tutulanlarýn dilidir.
-Acý ekilen bir ülkenin topraðýndan, ancak þiir biçilir.
Bu topraklarda ilaç diye sadece þiir içilir.-
-Þiir yaralarý sarmak içindir.-
-Þiir bir milletin özüdür.-
-Þiirsiz bir dünya, þuursuz bir dünyadýr.-
.
-Yalan söylemez doða, ekilen her tohum tomurcuklanýr.
Þiirler okundukça yeþerir, insan okudukça mutlanýr.-
.
Ve her kadýn bir þiir bekler
Yazdýnýz mý erkekler?)
Yine de siz siz olun,
-Bu anlamsýz dünyada anlam aramayýn, yorulursunuz.
Çünkü bazýlarýnýn her þeyi vardýr ama gerçeði yoktur.
-Ýnsan karada boðulduðunu, bir türlü anlatamaz denize.-
Çünkü
-Çok fazla insan,
Çok fazla gürültüdür.-
-Herkesi dinleyin,
Ama çok azýný ciddiye alýn.-
-Bataklýða batmýþ birine yardým edecekseniz, çamurun size de bulaþacaðýný asla unutmayýn.-
Baraklýk içinde temiz kalmak zordur.
.
-Ýnsaný en çok uzatmalarýn oynandýðý iliþkileri yürütmek,
Ve üzerinde bir lanet gibi yapýþýp kalmýþ lekeleri temizlemek yorar.-
.
Esasen konuþmak deðil susmak,
Aldanmak deðil inanmak,
Düþmek deðil kalkmak,
Savrulmak deðil sarýlmak,
Sarhoþluk deðil ayýlmak,
En çok da;
Sevmek deðil ayrýlmak,
Ölmek deðil yaþamak yorar insaný.
Ancak,
Yine de unutmamak gerekir ki,
Kara bulutlardan sonra yaðmur ve güneþ sarar insaný.
Gözleri buðulu, saçlarý yaðmurlu kýzýma.
8.
Ah Biz Eriþkinler...!
Hem kendimizi,
Hem de baþucunda bir bardak su gibi beklediðimiz çocuklarýmýzý çok üzdük.
Gerçekte, yetiþkin bedeni içinde öfke nöbeti geçiren beþ yaþýndaki çocuk bizdik.
.
Daima hatalý onlarmýþ gibi hep düzeltmeye çalýþtýk.
Aman çocuðum çok sevinirsen, baþýna kötü bir þey gelir deyip,
Duygu dünyalarýna bile karýþtýk.
Bol bol yalanlar ektik zihin tarlalarýna,
(Büyüyünce biçmek için.)
Çok nasihat ettik çok konuþtuk,
Az okþadýk, az sarýldýk.
.
Ýyi iletiþimi öðrenemedik,
Dinle dedik, ama nerdeyse onlarý hiç dinlemedik.
Görmezden geldik hep,
Sizin fikriniz nedir diye sormadýk.
Koþullu sevdik, her daim arkalarýnda durmadýk.
.
Her þeyi silah olarak kullandýk onlara karþý,
Köle zihniyeti için, otoriteyi hiç eksik etmedik.
Hiç öðrenmedik, hep öðreteceðiz dedik.
Doðru sandýk kendi eðrimizi,
Gösterdiðimiz yoldan gitmelerini istedik.
.
Sonuç:
Nasýl da yabancýyýz birbirimize.
Oysa, her þey çok farklý olabilirdi.
Fakat hep sonradan gelir aklýmýz baþýmýza.
.
Eyvah...! eyvah...!
Bir travmadýr çocuk kalmýþ kalpler için büyümek
Küçüktük...;
Mucizelere dil çýkaran, bir varmýþ bir yokmuþlarla büyütülmüþ hayat dolu çocuklardýk.
Elma þekerine, tavþan balona, pamuk helvaya havalara uçardýk,
Saklambaç oynardýk, ip atlardýk, seksekle zýp zýp zýplardýk.
Çocuk öldürmez tahta silahlarýmýz,
füzeden hýzlý sapan taþlarýmýz, bomba sesinden korkmaz kaðýt kuþlarýmýz vardý.
Düþünmezdik bu dünyanýn kara yüzünü,
tüm kötülüklere inat içimiz dýþýmýz bahardý.
Minicik yüreklerimize, kocaman dünyaya yetecek kadar sevgi sýðardý.
Büyüdük...;
Ne sihirli güçlerimiz, ne çocuksu düþlerimiz, ne de yürekten gülüþlerimiz kaldý.
Nereden bilecektik, büyüyünce hayatýn bizi sobeleyeceðini,
Su katýlmamýþ acýlarla canýmýzý yakacaðýný, büyüdükçe mutlu günleri elimizden alacaðýný.
-Gözleri buðulu, saçlarý yaðmurlu kýzým,
ne olur büyütme çocuk yanýný...!-
Çocuk ve Umut !...
Bir fincan umudunuz var mýydý, biz de kalmamýþta?
9.
Bir andý,
Yelkovan kuþlarýna özendim.
Umut yaþamdan yanaydý,
Gittim çocuk oluverdim.
.
-Mutluluk arayýþýndaysanýz,
Kýlavuz kitabýnýn baþ yazarý, içinizdeki çocuktur.-
Bir çocuðun kahkahasýndan daha güzel ne olabilir ki...?
-Yüreðinizi bir çocuða emanet ederseniz, en azýndan içi kirlenmez.-
-Ha bir çocuðun kalbini,
Ha bir serçenin kanadýný kýrmýþsýnýz farketmez.-
Neyse benimkisi,
Çocukça bir mutluluktu geldi geçti.
Bir umuttu,
Bir ýþýktý karanlýðý deldi geçti.
Þimdi de uykumu bekliyorum,
birazdan gelir.
.
-Güzel þey umut dolu bir sabaha uyanabilmek.-
.
Ne zaman hüzünlensem,
(-Hüzün ki akþam güneþi görememiþ umuttur.-)
hüznümü kollarýmýn arasýna alýr,
Ta ki neþesi yerine gelene kadar çocukluk gülüþlerime giderim.
.
Ne zaman baþýmda kara bulutlar dolaþsa, çalsa mevsim zemheri ayazýna,
Kýpýr kýpýr çocukluðum konar penceremin pervazýna,
Getirir çocukluk güneþlerimi içimi ýsýtýr.
-Öðrenmek asla bitmez, her yer okuldur.-
Bazýlarý benim gibi, kitap okulunu deðil hayat okulunu bitirir.
Hayat okulu yaþayarak, kitap okulu okuyarak öðrenilir.
Birine beþ on yýl, diðerine bir ömür verilir.
Benim de düþlerim vardý.
-Ama ben, saklandýðý yerde unutulmuþ bir çocuktum.-
-Hayatý, büyüklerin anlattýklarý sanýrdým.-
-Serçelerin mutluluktan kanat çýrpýp uçtuklarýna inanýrdým.-
.
Arkamdan hiç su dökenim olmadý.
Gerçi,
-Denize kavuþmaksa yolun sonu,
Hangi ýrmakta damla olduðun önemli deðildir.-
.
Bir sokak çocuðu misali,
(Ki sokaklar;
Tüm suskunlarýn dili, mazlumlarýn evidir.-)
Hangi bankta sabahlasam,
Üþüyen sokak lambalarý gibi,
Direnirim gecenin ayazýna, soðuk benim yurdum.
Yüreðimin varoþlarýna, kardan kýþtan kaçanlarý doldururum.
Ne bir eve sýðabilirim ne de koca bir kente
Yaþamýn ayak dibinde küçük bir damla olurum,
Bir anne yüreði düþler içinde uyurum.
.
-Dýþýmýz kar kýþ olsa ne yazar,
Varsýn olsun, içimiz hep bahar.-
.
(Elbet baharý olacak her kýþýn.
Kýþ, yularýndan tutamadýðýmýz bir attý,
bembeyaz diþlerini göstererek gitti.
Daðýldý örtü, çözüldü çiçekleri tutan kar,
Kollarýnda uyuyan serçeleri uyandýrdý çamlar,
Kurtuldu ltihaplý tanelerinden yaralarý kanayan nar.
Gözümüz aydýn...!
Toprakta havada suda, taptaze bir çoþku var.
Erik dallarý gülüyor, lirik çiçek tarlalarý filiz veriyor,
Demek ki sütten kesilmemiþ,
Dörtnala doðurgan bir bahar geliyor.)
.
Diken mi kaldý batmadýk, ah bu yalýn ayak yürümeler.
Yine de seviyorum Dünyayý,
Yaþamak her gün canýma okusa da besbeter.
Olsun !...
Biliyorum bir yerlerde bir gül var,
Hayalimdeki kokusu da yeter.
(-Dikenler çiçek olma hayaliyle yaþarlar.-)
.
Zaten ben,
-Olmadýk hayaller kurarým;
Mesela içimden bir ses,
Ya yaðmur damlasý,
ya da telgrafýn tellerine sýra sýra dizilmiþ serçelerden biri ol diyor...!
Gönlümse,
Kuþlar konar çiçek açarým...
Aðaç dalý olmak istiyor...!
(Ben ki,
Aðaçlarý geceleyin sallayýnca, yýldýz düþeceðine inanýrým.)
.
Dökülen yapraklar
Ya kelebek olsun
Ya da serçe…!
.
Hayat kendi rengine boyasa da kanatlarýmý,
Saçaðýndan hep þeker kokulu umut sarkan sýrça evler düþler,
Ýkinci bir þansa deðil, ikinci fýrsata inanýrým.-
-Ýnsan dediðin...
Yaprak yaprak dökülen bir umut aðacýdýr.-
-Aslýnda hepimiz, umut aðacýnýn bir dalýna tutunuruz,
Ama çoðu zaman dalýn kýrýlabileceðini unuturuz.-
.
-Umut:
ýþýksýz kaldýðýnda, ben bu karanlýktan mutlaka kurtulacam,
bir elimde ayý diðerinde güneþi tutacam diyebilmektir.-
.
-Gün doðumunu kaçýrmýþsan, gün batýmýný yakala.
Zira ýþýðý görmeyi bilenler için, hayat her zaman gülümsemeye hazýrdýr.-
-Düþtüðünüz yerden kalkmýþsanýz,
kýrýldýðýnýz yerden çiçek açmýþsanýz;
-Yýlmamayý, yitmemeyi, çabalamayý öðrenmiþ,
Karanlýktan aydýnlýða çýkmýþsýnýz demektir.
.
Ýnsanoðlu zaman zaman,
Boðulmadan çýkamanýn mümkün olmadýðý hayallere dalar,
Gökyüzüne bile sýðdýramadýðý, ayaklarý yere basmayan hayaller kurar,
Mesela kayan bir yýldýzý gökteki yerine tekrar koyar.
.
Geceleri yýldýz gibi parlayan,
Yeni umutlar filizlenir her sabah güneþle birlikte ufuktan.
Kimi güneþin batmasýyla hiç olur,
Kimi de birilerinin üstüne basýp geçmesiyle piç olur.
.
Tekrar tekrar umutlanmak döngüsü insanoðlunun kaderidir.
Ve
-Umut, insanýn yýkýlan en son kalesidir.
-Ne uyur,
Ne yorulur,
Gezinip durur.
.
Zira,
-Kazanmayý umut etmeyen, çoktan kaybetmiþtir-
-En zavallý kelime “vazgeçmektir”.-
-Gerçek karanlýk, dýþýnýzdaki ýþýksýzlýk deðil, içinizdeki umutsuzluktur.-
-Ýçi umut dolu olmayan,
Ya çöl ortasýnda fýrtýnaya yakalanýr,
Ya da kýþ ortasýnda dýmdýzlak kalakalýr.
-Umudun tükenmesi, yaþama sevincinin bitmesi, ölümlerin en sessizidir.-
-Ýnsan umudunu yitirdikçe, gülüþünü de yitirir.-
.
-Uçmak için kanadýn olmuþ neye yarar, hevesin kýrýlmýþsa.-
.
-Hayallerinizle hayatýnýz arasýnda uçurum varsa;
Hayalleriniz yýkýlmaya,
Siz de yere çakýlmaya hazýr olun.-
.
Ancak yine de,
-Çýrpýnýþlardýr hayatý kanatlandýran.
Hayallerdir insaný umutlandýran.-
Siz siz olun,
-Kuþ olup uçamýyorsanýz,
bari hayalini kuranlarýn heveslerini kýrmayýn.-
.
Aç parantez (Maalesef hayal yýkma yarýþýnda birinciyiz.
Uçmayý beceremeyenler kanat kýrmayý pek becerirler.
Bir bilseniz,
Yýkýk hayallerinin enkazý altýnda kurtarýlmayý bekleyen o kadar çok insan var ki.
Hayalsizler ülkesine döndük.)
.
-Umuttur fakirlerde baðýmlýlýk yapan.
Ve yoksulluktur bu Dünyada en cömert paylaþýlan.-
Ki ben,
-Yoksul insandan degil, yoksul zihinden korkarým.-
.
Garip ne zaman mutlu olacak olsa,
Ya uyandýrýp içine ederler rüyanýn, ya da fiþini çekerler dünyanýn.
.
Ýnsan bazen, þükretmek mi gerek kahretmek mi gerek yoksa küfretmek mi gerek bilemiyor.
Ama yine de,
Ben,
-Haklý olmayý býraktým, mutlu olmaya baktým.-
Siz de öyle yapýn.
Zaten,
-Mutluluk denizinde yüzelim istemiyoruz,
Bir damla da yeter bize.-
.
Biz buna "Þükür" ve “Umudun insana yüz çevirmemiþ hali.” diyoruz.
.
Bu arada (Yoksullar için Alaaddin’in sihirli lambasýndaki cin olmayý düþledim hep.
Her kapýya gerçekleþebilir bir umut koyacaðým süt þiþesi koyar gibi.
Kim bilir...!
Belki cin fakirlere, bu ömürleri gibi hep umutla geçmeyecek yeni bir ömür verir.)
Bir insan yoklarýyla deðil, çoklarýyla deðerlendirilmeli.
Çünkü Dünya bazýlarýna alâ, bazýlarýna þehlâ bakar.
Hayat kimilerine lunapark, kimilerine Berlin Duvarý,
Yatacak yerleri yok dediklerimiz, kuþ tüyü yataklarda yatar.
.
Oysa bazýlarý hayatý eksile eksile öðrenir.
Yaþamak kudretiyle doldurur tüm boþluklarýný.
Ve bir gün,
-Damla olarak geldiði okyanusa kafa tutar.-
.
Zira,
-Sabýr upuzun bir yoldur,
yorulmak bilmez ata benzer.-
-O umudun penceresinde beklemekten saçlarý aðartmaktýr.-
.
Yani,
-Marifet, sürüklenen deðil akarsuya yön veren taþ olabilmektir.-
Aðlamadan keyif, çileden zevk alabilmektir.
.
Kaldý ki,
Her þeye sahip olmak, en büyük mutsuzluk kaynaklarýndan biridir.
-Zenginlik cepte deðil, kalptedir.-
.
-Niyet bir tohumdur kalbe ekilen.
Ýyiyse gül biten, kötüyse diken.-
Rastgele !..
Ben, Annem ve Babam !...
10.
Ya kimsesiz çocuklara atký örerim, bere örerim kazak örerim yumuþacýk anne sesinden.
Ya da kuru bir dala yaprak olurum sýcacýk anne nefesinden.
.
Salýncaklardan mutlu çocuk kahkahalarý,
Aðaçlardan kuþ sesleri toplarým,
Rüzgârla uçup gitmesinler diye.
Çocuk yüreklerinde uyuyan masallar biriktiririm,
Unutulup yitmesinler diye.
.
Yoktur çocuk olup da gökkuþaðýna kanmayan.
Masal var mýdýr içinde çocuk olmayan?
.
Varsa biz buna "Büyüklere Masallar" diyoruz.
-Anneler yaratýlmýþlarýn en güzelidir.
En çok annemin dizini özledim…!
.
Annem...!
Dört mevsim yediveren mor çiçekli bir daldý.
Tüm anneler gibi onun da binlerce karatlýk bir yüreði vardý.
Balkondaki ipe çamaþýr sermek yerine,
mahallemizin serçeleri okuyup kültürlensin diye þiirler asar,
Kuþlara edebiyat öðretmenliði yapardý.
Ne zaman kardeþim balkondan sarksa,
Ellerinden önce gözleriyle tutardý.
Kardeþim ne zaman salýncaktan düþecek olsa önce baþörtüsü uçardý.
.
-Elinin eriþemediði yere yüreði yetiþirdi.-
(Ýnsan yüreði ki, en az bir tohum kadar cömert olmalýdýr.-
Ve
-En dürüst yerimiz kalbimiz.-)
.
-Yüreði güzel olanýn dili de güzeldir.-
.
Bilirsiniz...
Anneler evlatlarýný önce dokuz ay karnýnda, sonra da ömür boyu yüreðinde taþýr.
.
-Annemin gülüþünü, merhem diye yýllarca sürdüm yüzümdeki acýlara.-
Ne çok acý biriktirirmiþ annelerin dizleri.
-Hiç kimse beni annem gibi sevmedi.-
-Bütün sevgileri topladým, bir anne sevgisi etmedi.-
-Herkes herkesi terkeder,
Tek istisnasý anneler.-
.
Duaya durmuþ annelerin,
Avuç içlerinde hep çocuklarý vardýr.
.
Aç parantez (Biri beni karnýnda, diðeri kalbinde taþýyan.
Ýki kadýný çok sevdim bu hayatta.
Biri kan baðýndan, diðeri can baðýndan.
.
Ýnsan ömür boyu,
Ana sýrtýna binerken duyduðu güveni,
Ana kucaðýnda meme emerken bulduðu huzuru arýyor.
Bu açýdan,
Dünyadaki bütün erkekleri toplasak bir anne etmez.)
Siz hiç, hayal kýrýklýðýna uðrayacaðýnýzý bile bile,
Her gece yüreðinizde yeþerttiðiniz binlerce umutla,
Birini, pencere kenarýna oturup kýrk yýl bekleyecek kadar sevdiniz mi?
.
Ýþte o benim Babamdý...!
(-Ben en çok,
babamýn sabrýndan damýttýðý merhametini sevdim.-)
.
Dünya’yý omzunda taþýyan bir bilge adam;
Gülünce yedi renk açardý yüzünde bahar,
Lunaparka benzerdi benim babam.
.
Tomurcuklandýðým dalýmdý,
Daðlara baþ eðmeyen yanýmdý,
Bir tek onun ceplerinde, umut hangi çocuðun kapýsýný çalacak þýngýrtýsý arardým.
Gerçi o inanmazdý benim çocukluk mucizelerime ama,
Mahalleli çocuklara en güzel lolipopu, onun ayçiçeði gülüþlerinden yapardým.
.
-Babasýz, insan kendini yoksul hissediyor.-
.
-Babanýz yoksa sýrtýnýzý bir boþluða dayamýþsýnýz demektir.-
.
(-Ben en çok,
babamýn gülen yüzünü özledim…!-)
.
Bilir misiniz ?
Babam,
Yýllarca annemin ölürken aðzýnda yarým kalan naneli sakýzýný sakladý,
Saç taraðýna takýlan üç beþ saç tellini kokladý.
.
Anladým ki en güzel kokular üste deðil, yüreðe siniyor.
-Allah kimseyi sevdiklerinin kokusuna muhtaç etmesin !...-
-Babam aðlayýnca, çaresizliði öðrendim.-
Bana gelince,
Babamýn hastaneye yatarken dönünce alýrým diye býraktýðý cüzdanýný, aðýzlýðýný, tespihini,
Bir gün veririm umuduyla hâlâ yanýmda taþýrým.
Kaldýrmaya kýyamadýðým,
Koltukta asýlý hýrkasýyla sabah akþam selamlaþýrým.
Bakýp bakýp iç çektiðim o hýrkanýn yalnýzlýðý öyle bir oturur ki yüreðime,
Bir sarýlýp, bir vedalaþýrým.
.
Aç parantez (Hayatýmdaki bütün boþluklarý doldurdum,
Bir tek anne-baba boþluðunu dolduramadým.
Ýki kez yýldýrým düþtü yüreðime, biri annem diðeri babam öldüðünde,
Enkazlarýný hâlâ kaldýramadým.
.
Omuzlarýmda aðýrlýðý asýlý kalan tabutlarýnýn bir köþesine kývrýlýp yatmak istedim, kendimi sýðdýramadým.
.
Hayatta en çok,
Anne ve babamýn üstüne,
kürekle toprak atmak yaktý canýmý.
.
Hayatta en çok,
Anne ve babamýn sesini duymayý
Ve onlara tekrar dokunmayý özledim.
Parantez içinde parantez (-Ýnsan özlediklerini, gözleri açýkken deðil,
gözleri kapalýyken görüyor.-)
.
Her yýl gözyaþý ekerim topraklarýna,
ruhumu mavi bir sýzýya salar ölüm.
Bilirim ki artýk anasýz babasýz, boþluða savrulmuþ külüm.)
.
Zaten,
Gidenler hep kalanlarý aðlatýr
Kalanlar hep gidenleri anlatýr.
Aþk ve Duygu Dünyam
-Yarsýzlýk, yoksulluðun dibidir.-
11.
-Bazýlarýnýn insan fobisi var,
Adýna yalnýzlýk diyorlar.-
.
-Yalnýzlýk, özlem denizinde yüzmektir.-
-Yalnýzýn kapýsý,
açýlacak olmasýndan deðil,
yýkýlacak olmasýndan gýcýrdar.-
.
-Boþuna arama,
Gölgesi yoktur yalnýzýn...!-
.
Modern çaðýn virüsü yalnýzlýk !...
Ýnsanýn en kadim ve en sadýk dostlarýndan(!) biridir.
-Kalbiniz çýrýlçýplaksa, yalnýzsýnýzdýr.-
-Yalnýz insan, pamuk tarlasýna konmuþ zenci serçeye benzer. -
-Sararýp dökülen yaprak misali solarsa insan, yalnýzlýktan solar.
Dolarsa yalnýzlýðýn boþluðu, bir tek sevgiyle dolar.-
Esasen,
Yalnýzlýk, ruhsal açlýk, tek tedavisi sevgi olan bir hastalýktýr.
-Yalnýzlýk mutsuzluktur.-
-Üzerinde çizik dahi olmayan, bir beyaz kâðýttýr.-
.
Ýnsanýn kapýsýný hep geceleri vurur.
Kapýyý açsanýz da açmasanýz da,
Öteleyip içinize attýðýnýz tüm dertlerle birlikte, gelir göz kapaklarýnýza oturur.
Baþ yastýkta gece boyu tavandan mucize bekletir insana,
Sadece sokup çýkartýr buz gibi bitmeyen düþünceler denizine, kara kara düþündürür,
Ne sarýlýp ýsýtýr, ne de durulup uyutur.
.
Parantez içi (-Yüreðinizi sýk sýk ziyaret edin,
En zoru yürek yalnýzlýðýdýr.-
Gerçi yalnýzlýklar da altýn günleri düzenliyorlar kendi aralarýnda ama.
-Ýç dünyasý yalnýz olanýn, dýþ dünyasý kalabalýk olmuþ neye yarar.-)
.
Her neyse,
-Koskoca bir ömür aþksýz, yalnýzlýðýn kucaðýnda ölmek deðil,
Yanaðýndan öptüðüm bir aþkýn, kurumuþ yapraðý olmak istedim.-
Gerçi,
Yalnýzlýðým beni hiç yalnýz býrakmazdý.
Her sabah uðurlar akþam karþýlardý.
Tek sorun,
-Ýnsan yalnýzlýðýna sarýlamýyor ki.-
.
Esasen kimse cansýz, canansýz hayat sürmesin,
Ömrünü yalnýzlýkla çarçur etmesin.
Hem, en harika duygu sevmek sevilmek varken,
Yalnýz yaþamak israflarýn en büyüðü deðil midir?-
.
Yani,
-Yalnýzlýðýn panzehiri sevmektir.-
-Sevgisiz bir gönül kuraktýr.-
-Sevgisiz kalmýþ bir gönül her daim kýþtýr.
-Sevgisiz bir hayat zay olmuþtur.-
Þükür ki biz de aþýk olduk, aþkta þifa bulduk.
Yalnýzlýðý kendi kendiyle baþ baþa koyduk.
Misafir gelip de yatsýn diye naftalinleyip bekletilen yorgan gibiydim, henüz kimse örtmemiþti beni üstüne.
Parantez içi( Ne olur Tanrým bu durumu hiç kimseye söyleme.)
.
Bu arada,
-Bana ne zaman evleneceksin diye soranlar
Evliliði, kafese kuþ aramak sanýyorlar.-
.
Neyse,
Daha sonralarý medeni durum,
Bütün ýhlamurlar sen kokar, þekline evrildi.
Þimdi sevmek zamaný,
-Her aþkta bir hayýr vardýr- deyip aþk çaðrýldý:
Ey aþk...!
Bir mucize gerçekleþtir þimdi
Þapkandan bir kumru havalansýn.
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreðime yuvalansýn.
.
-Ki aþkta, yürekten gelmeyen yüreðe deðmeyen her söz, lafügüzaftýr.-
Zira,
-Yüreði, insanýn bahçesidir.
Bu bahçede yetiþmeyen aþk, aþkýn ya serabý ya da sahtesidir.-
A þ k !...
-Güneþ de sanýyor ki bir tek o yanýyor.-
12.
Ay da sanýyor ki bir tek o tutuluyor.
.
Ya dilim, ya yüreðim…
‘cemalini gördüðümde’, ‘elini tuttuðumda…-
.
Öyle bir þehirdir ki aþk,
Alevden daha sýcak, nefesten daha yumuþak.
Öyle bir düþtür ki aþk,
Yüzyýl uyanmak istemiyiz bu düþten, bir kere uyursak.
(Yani aþk bilinç kaybýdýr.)
.
-Aþktan daha anlamlý bir þey yok,
Her þey aþktan, her þeye deðer aþk.-
.
-Aþýk olmak için öyle çok sebep var ki;
Mesela, dalýndan düþen bir gül yapraðý beni sev diyor.
Gönül bahçesi hariç, tüm bahçelerin gülü solar,
Rüzgar gibi seyyah olma, bir insanýn gönlüne gir diyor.-
.
-Ben nasýl ölünürü bilmiyorum,
Ama nasýl aþýk olunuru biliyorum.
Ýçim aþka dair heves ve arzu dolu,
Kalp çarpýntýsý yapan düþler kuruyorum.
Ben nasýl ölünürü bilmiyorum,
Ama nasýl aþýk olunuru biliyorum.-
Ve hatta,
Aþkýn kulu-kölesi, tiryakisi oldum,
Aþk nedir, nerde bulurum diye Pirime sordum.
Dedi:
-Aþk görebilene her yerdedir.
-Ýhtiyacý yoktur hiçbir tarife de.
-Tüm canlýlarýn ortak kullandýðý bir dildir.
-Ýkametgahý kalp, sembolü güldür.
-Allah’ýn, yarattýklarýna bahþettiði en büyük ödüldür.
.
Aþk aradým ben de her fýrsatta, duramadým.
Çöl sýcaðýnda yüzme deðen kar tanesi gibiydi,
Aþktan daha güzel bir þey bulamadým.
Aþk, herkesin bildiði sýr,
Bazen gerçek bazen yalan,
Bazen bir asýr, bazen bir an.
.
-Herkesin yüreðinde,
Uyandýrýlmayý bekleyen bir aþk yatar.-
-Gerçekse, aþk bir nimettir.-
-Gerçek aþk,
bir mermiye müþterek göðüs germektir.-
.
Aþýk, aklý kalbine teslim olmuþ kiþidir.
Yani,
-Aþk, zincirsiz tutsaklýktýr.-
.
Asýl olan aþktýr,
Sözle tarif edilmez.
Tarifsiz bir tattýr,
Azýyla yetinilmez.
.
-Aþk,
Tüm canlýlarýn ortak kullandýðý bir lisanýn adýdýr.-
-Aþk, karný hep aç bir kedidir.
.
Biliyorsunuz, yaþam cinsel yolla bulaþýr.
-Hepimiz aþk annenin çocuðuyuz.-
.
-Aþk, sakin bir tanýþma deðil,
Þiddetli bir çarpýþma halidir.-
-Ýnsanýn kendi kendine çözemediði tek problemdir.-
(Bana göre,
-Aþkýn kýsa olaný makbuldür.-)
.
-Ýnsaný dünyanýn en güçlü mýknatýsý gibi çeker.-
Okuduðunuz þiirin her mýsrasýnda, sevdiðiniz size göz kýrpar.
Görünce, çöl güneþinde kalmýþ dondurma gibi erirsiniz,
Nefesinizi tutsanýz, taklacý güvercine dönen kalbiniz yanardað gibi patlar,
Ne eve, ne sokaða, ne de koca kente sýðamazsýnýz.
Kýlcal damarlarýnýza kadar, mola vermeksizin onu düþünmekten uyku girmez gözünüze, günlerce uyuyamazsýnýz.
(Zaten,
-Aþýkken uyumak haramdýr, uyuyan da haindir. -)
.
-Aþk kanatlandýrýr,
Dünyanýn yükü kalkar insanýn üzerinden.-
-Ýnsan þekerciye girmiþ çocuða döner, içine aþk girince.
Ýnsan kendini sönmüþ balon gibi hisseder,
içinden aþk çýkýnca.-
.
-Aþk,
Ki insan coðrafyasýnýn en güçlü duygusu;
Ya yýldýrým çarpmýþa,
ya da üstünden tren geçmiþe döndürür insaný.-
Ýnsan bazen sevinçten deliye, bazen de üzüntüden ölüye döner.-
Aslýnda,
-Aþk bir ölüm halidir.-
-Ne zaman ki aþk biter,
Ýþte o zaman insan hayatta olduðunu hatýrlar.-
Ya da,
-Aþk, sürekli bir susuzluk halidir.-
.
-Aþk, kalpte barýnýr kalpte gizlenir,
ve sadece gönül gözüyle izlenir.-
Dolayýsýyla,
-Aþkýn dili gözcedir.-
Ve
-Kalbe dokunmanýn yolu gözceden geçer.-
.
Aç parantez (Aþk ve ölüm ikisi de kalpten vurur.-
Gerçi,
-Ýnsan, kýrýk kolla kýrýk bacakla yaþayamýyor ama,
Kýrýk kalple yaþamayý öðreniyor önünde sonunda.-)
Ne ilk ne de son kabustu gördüðümüz,
Yine de daðlara hiç baþ eðmedik.
Kana kana içip yaþarken öldüðümüz,
Kýzýlcýk þerbeti dolu bir kâseydik.
Ne mezar taþý vardý, ne toprak ne de kemik,
Kazma küreksiz nicelerini gömdüðümüz,
Ýki yüreðimiz vardý, sýrçadan incecik.
.
Yani biz birbirine sýðýnmýþ iki yürektik.
Tek taþla duvar örülmez dedik, taþa sevgi ektik.
Ve
Güzeldir yardan gelen,
Ondan gayrý ne varsa haram olsun
Nazlý bir kaþ çatýþýndan evladýr ölüm,
Ondan gelirse belâm olsun dedik.
.
Biz buna “Bir bedende iki kiþi, Aþk” diyoruz.
-Aþk; su arayan ateþtir.-
Çünkü aþka ulaþmak için yangýnlardan geçmek gerekir.
.
Ve -Aþk,
Ýçi ateþ dýþý buz,
Girer yanarsýn, çýkar donarsýn.
Düþte gör, ateþ mi yakar seni sen mi ateþi yakarsýn.-
.
-Aþk bir denizdir, batmadan yürüyebilene aþk olsun...!-
.
Ve yine -Aþk,
Defter arasýnda bir tutam gül kokusu.-
Ve
-Aþk on üçüncü ay, beþinci mevsimdir.-
.
Çooook büyüksün aþk...!
.
Ya olmasaydýn,
Nereden nefeslenirdi bu kimsesiz pencere?
.
Gün yanýyor,
gece sular altýnda,
Bana öyle güzel bakma...!
Taþa donerim sevmezsem,
Allahým,
Aþsýz býrak ama,
Ne olur beni aþksýz býrakma...!
-Sadakat çölde bir inci tanesidir.-
13.
-Biz, suyla yanýp ateþle sönenlerdeniz.
Pervane misali, ölünceye dek sevdiðimizin etrafýnda dönenlerdeniz.-
-Boyun bükmüþ papatyalara kýyamadýðýmýzdan,
Sevilip sevilmediðimizi hiç öðrenemedik, hüznümüz ondan.-
.
-Aþk akýl iþi deðildir.-
-Aþkta pazarlýk edilmez,
Çünkü aþk, hesap kitap bilmez.-
-Durup dinlenmeden yenilenir,
Her demdir aþk.
Her þeyin üstünde,
Elbette bir erdemdir aþk.-
-Makul bir kýskançlýk, aþkýn en temel þartýdýr.-
.
-Seven ne boya, ne soya bakar.-
-Her fani, en büyük yenilgisini ilk aþkýnda tadar.-
.
Kimileri, diriler þöyle dursun deyip,
Çiçekleri bile ölülere alýrken.
-Bazýlarýnýn yüreðini eþsen, dört bir yanýndan sevgi çýkar.-
-Acaba kaç yaþýndadýr seni seviyorum demek?-
.
Yaþanmýþlýklar ve kör yýllar,
Ellerimizi yüzlerimizi týrnaklarýyla çentik çentik çizebilir, kýrýþ kýrýþ edebilir.
Ama hiç yaþlanmaz gönül bahçelerimiz,
Sevdiðine her zaman, yüreðinin teriyle büyüttüðü taptaze çiçekler verebilir.
.
-Ne mutlu sevenlere, sevilenlere.
Sevdiðinin kucaðýný gül bahçesine çevirenlere.-
-Zira gönül bahçesine baharý getiren de,
götüren de yârdýr.-
.
Parantez içi (Haydi...!
Sevdiðinizi bir buket çiçekle þýmartýn güzel insanlar.
-Bir çiçeðin, kimsenin kalbini kýrdýðý görülmemiþtir.
Ve bir yüreðin, bir þiiri öptüðü görülmüþtür.-)
.
-85 yaþýndaki kadýn kocasýna sordu:
Bunca yýldan sonra, bana hâlâ þiir gibi güzel kadýnsýn diyebiliyor musun?
Adam sevdiðinin yüzüne þöyle bir bakýp cevapladý:
Þairi Yüce Rabbim olan bir þiir, nasýl çirkin olabilir ki?-
.
Eyy yaþadýðý þehri þiir kýlaným,
Gülüþüne serçeler konaným.
Benim senden baþka þiirim mi var ki...!
.
-Sevmek, ne mucizevi bir kelime,
Sevenlere selam olsun, doðumdan ölüme.-
-Çoðu aþkýn sonu, talan edilip terkedilmiþ þehire benzer.-
.
Bazý yaralar kansýzdýr...
Kaderin ayaklarý altýnda ezilenlerin.
Aþk acýsýyla deli divane gezinenlerin.
Bazý duygular vatansýzdýr...
Sevda, sadakat, hasret
Seni kirletip öldürdük ey aþk, bizi affet...!
.
Ölene kadar seni seveceðim diye yola çýkanlar,
Göz açýp kapayýncaya kadar yoldan çýktýlar.
Aþk bizim neyimize kalk gidelim gönül, ne kadar az sadakat var...!
.
Esasen tüm sevgiler, siyaha inat beyaz olmalý, kirletilmemeli.
.
Fakat ben kirlettim;
Bütün hata benim,
Önce gözlerine iman ettim,
Sonra baþkenti aþk olan bir ülkede halifeliðimi ilan ettim.
Meðer bir serçenin umutsuz kanat çýrpýþlarýymýþ sevdam.
Kýymet bilmez baþka biri uðruna,
Bataklýkta çýrpýna çýrpýna tükettim.
.
Aç parantez (Hey gidi insancýk, sana verilen beyni kullanmakta ne diye cimrilik edersin.
Yüreðindeki gemi seni beklerken, niçin baþka limana gidersin.
Oysa,
-Birazcýk sadakat,
Kocaman kocaman sayýlardan daha deðerlidir.-
-Tek bir kavuþmanýn sevinci,
Tüm vedalarýn toplam acýsýndan daha büyüktür.-
-Aðaçlardan da mý öðrenmedin?
Bir adýmlýk hasreti,
Bir ömürlük sadakati.-
.
Yani...,
-Benim aþktan yana metcezirlerim, yaralý þarkýlarým çoktur.
-Kansýzdýr sevda kesisi, el sürülerek iyileþmez.-
Anladým ki,
-Aþýk olmak deðil aþýk kalmak mühimdir.-
.
Eyy aþk,
Azýcýk dur, yetiþemiyorum...!
Yüzüme vuran yaðmur damlalarý gibi kayýp gitme,
Gözyaþlarýmdan öp beni.
.
Aþýk oldum, dünyaya vuruldum.
Aþkým beni terketti, dünyaya darýldým.
.
Sonuçta AÞK ÝÞTE...!
Sadece bir yanýlsamadan ibaret.
.
Gün olur yalan, gün olur hakikat sanýyor insan.
Gün olur küller içinde, gün olur güller içinde kalýyor insan.
Aþk iþte...!
Neylersin...!
Aþktan baþka, bizim diyebileceðimiz neyimiz var þu dünyada?
-Þu masmavi gökyüzü bizim
Güneþ bizim, ay bizim, yýldýzlar bizim
Kapkara yeryüzünde bu kavga niye?
14.
-Büyüdükçe Kirlendik,
Büyüdükçe Ýnsanlýðýmýz Küçüldü.-
-Çocukken en korktuðum yaratýk yýlandý, þimdi ise insan.-
-Daðlarý deðil, insanlarý aþmaktýr dünyanýn en zor iþi.-
-Bozulmuþ insan dýþýnda, her þeyin tamiri mümkündür.-
(Dilerim bir gün ahlaksýzlýðýn tedavisi bulunur.)
.
Gerçekte biz,
Daraðacýnda simsiyah gölgeydik.
Ýndirdik masmavi göðü yere,
Toplayýp pýrýl pýrýl güneþi, ayý ve yýldýzlarý
Ama’ya gökkuþaðý önerdik,
Kara kara insanlara rengarenk güller verdik.
Oysa güneþin saçlarý sarý sarý,
-Çocuklarýn maviydi arkadaþlýklarý.-
(Çýkarsýz, ikirciksiz, tertemiz.)
.
-Geliþmek için bazý dallarý kesmek gerek
Çünkü geliþmek deðildir büyümek.-
Ve
Her çocuk zamanla adam olur.
Çocuk olmamak anlamýna gelmez büyümek,
Sadece reçel yanaklar kaybolur.
Parantez içi (Aslýnda her yetiþkin, yaralý bir çocuktur.-)
.
Neyse, büyüdük, çocukluðumuzu yedi kat yerin dibine gömdük.
Parantez içi (Ýlk cinayetimiz.)
Açtýk pencereyi, içeri karanlýk doluþtu ve düþ bitti.
Yer açtýkça günahlarýmýza,
Ýçimizdeki o merhametli güzel çocuklar gitti.
Þimdi alacakaranlýk kuþaðý,
Büyümenin þeytanlýðý çocuk masumiyetini maðlup etti.
.
Gerçi çocuk olursun bir emzik boyu yaþamadan kýyarlar.
Balýk olursun pul pul, çiçek olursun yaprak yaprak yolarlar.
Serçe olursun kanatlarýný kýrarlar.
Ah þu insanlar...!
Cehenneme çevirdikleri bu cennet Dünyada her þeyi kendilerine yorarlar.
Kendi ocaðým sönmesin, yumurtalarým piþsin diye tüm Dünya’yý yakarlar.
Toplumsal Dejenerasyon,
Kirli Kalabalýklar...!
15.
-Ömrümün yarýsýný insan olmak için,
diðer yarýsýný da insan kalmak için savaþarak harcadým.-
.
Sabýr, erdem, adalet.
Vefa, vicdan, merhamet.
Sevgi, sadakat, samimiyet.
Ýþte sermayem, iþte onurum,
Ýþte þerefim, iþte þöhretim, iþte servetim.
.
Benim maksadým,
Para-pul, makam-mevki sahibi olmak deðil,
Her türlü kirlenme arasýnda insan kalmak.
.
Toplumlar adaletsiz, sevgisiz, duyarsýz, çürümüþ ve kirli bir atmosferin boyunduruðu altýnda.
.
Doðanýn yanýnda, insanýn insandan býkmasý da,
Yanýnda huzur bulacaðý bir insan bulmasý da,
Ýnsanýn insana çok uzak olmasý da,
Çaðýmýzýn en büyük sorunu.
-Ýnsanýn, insanla konuþmadýðý,
Arý kovaný gibi kentlerde, ayrýk otu gibi yaþadýðý bir çaðdayýz.-
Kimsesizliðiyle baþ baþa kalmýþ, kýlavuzu yalnýzlýk olan hayatlar,
Sürgündeymiþçesine kendi yurtlarýnda gurbeti yaþýyor.
Kalabalýklaþtýkça kentler, insan insana yabancýlaþýyor.
.
-Çaðýmýzýn insaný, mezar taþý gibi soðuk, suskun ve somurtkan.-
.
(Ey insanoðlu…!
Güneþ yüzüne deðil, yüreðine vursun ki
Ýçindeki buzullar erisin.)
.
Ýnsan zor bir ülke, adeta duvar insan insana,
Hangi ara kaybettik, nerede gülen yüzlerimiz?
Menfaat çaðýndayýz kusurlarýn fazilet gibi gösterildiði, nasýl bu hale düþtük biz?
Aðlama demeyin insanlara,
dünyanýn arýnmaya çok ihtiyacý var.
Gerçi bozulan dünya deðil, aslýnda kalplerimiz.
.
Velhasýl insanlar kötü.
(Ne bekliyordunuz ki…?
Tanrý insaný çamurdan yarattý.)
.
Bunca kirlenme arasýnda,
Erdemli bir insan olarak kalmak zor.
Hamuru bozulmuþ,
Zehirli bir sarmaþýk gibi insanoðlu,
Ýnsan, insana hasret yaþýyor.
.
Son zamanlarda;
Utanýr olduk insanlýðýmýzdan,
Baþta sevgi olmak üzere her þey o kadar hýzla kirlendi ki,
Büyük meziyet en az kirlenerek yaþamak.
.
Samimiyet kýt, riya aldý baþýný gitti,
Bazýlarýnýn býrak iki yüzünü, hiç yüzü yok, ara ki bulasýn.
Trend yaptý onursuzluðun dibi midesizlik,
Her yer hasta bir düzen icin ruhunu satmýþ, egosunun esiri kara kara insanlarla doldu.
Dünya iþlerine dalýp kirlenmekten korkan
temiz yürekli insanlar sanki buhar oldu.
(Bazen ben de, hiç kimseye görünmemek için þeffaf olmak istiyorum.)
-Büyük acýlarý küçük insanlar yaratýr.-
Çünkü,
Küçük insanlar, küçük þeyleri büyütür.
Küçük insanlarýn hayat gemilerinin dümenini, öz benlikleri deðil egolarý yönetir.
Oysa,
-Ego yönetimi bir sanattýr.-
Freni patlamýþ bir egonun direksiyonundaysanýz,
Sonunuz ya duvar ya uçurumdur.
-Bu arada, kötüler sayesinde iyileri, iyiler sayesinde kötüleri tanýdýk.
Çirkinliðin sadece fiziksel olmadýðýný,
Ýyi insan olmak için cebin deðil,
Yüreðin dolu olmasý gerektiðini anladýk.-
.
Ancak,
Kötüler iyi görünmede ustalaþtý.
Kötülük zehir gibi kendine hep bir ev bulabildi.
Ýyileri kötü, kötüleri iyi,
Delileri dahi, dahileri deli gibi gören,
Güçlüleri baþ tacý eden bir toplum haline geldik.
-Ki bir yerde kötülük yaygýnsa,
Onu görmezden gelen bir toplum var demektir.-
.
Aç parantez (Ýyilik arttýkça kötülük azalýr.
Ancak,
Ne iyilik, ne kötülük umurunda,
Çaðýmýz imaj çaðý,
-Ýnsan insana, hep kendini beðendirmek arzusunda,
Ömür tüketiyor aynanýn karþýsýnda.-
Maskeli bir yaþam sürdürüyor,
Ve çok büyük bir uçurum var dýþarýya göstermeye çalýþtýðý imajla, arkasýndaki gerçeklik arasýnda.)
‘Eskidi at, yenisini al kültürü’
iliþkilere egemen olmaya baþladý.
-Ýnsan insana bir nesne gibi bakýyor.-
Býrakýnýz doðayý, diðer canlýlarý...
Ýnsanlar bile kullanýp atmalýk.
Güçlülerin gözünde birer toz zerresi insan.
Bir sanayi ürünü muamelesi çekiliyor insana.
Error verirse format atýlacak hard disk,
Canýn isteyince açýlacak cep uygulamasý,
Okuyunca kenara koyulacak kitap,
Merdiven basamaðý,
Araþtýrma projesinde denek,
Satranç tahtasýnda piyon,
Ya kurþun asker, ya kukla...
Beyinler kopya, kalpler kopya.
.
Ýnsanlar standartlaþtý,
Beyinlerimiz hurdalýða döndürüldü,
Zihinler sömürge, iþgal altýnda.
Zihinsel enfeksiyon dorukta.
Beyinlerimize iþlenen mitlerden arýnmak, takýlan çiplerden kurtulmak mümkün deðil.
Pranga vurulan zihinlerimize atýlan sis bombalarý, gerçekleri görmemizi engelliyor.
Her þeyin baþý itaat, sorgulamak sizin ne haddinize, ne düþerse bahtýnýza deniyor.
(Nelere köle ettiler bizi nelere, hiç düþündünüz mü?)
.
Oysa,
-Sadece insan yerine konulmak istedik, hepsi bu...!-
Onlar ne yaptý?
Yaralý bir serçe gibi ortada býraktý.
.
-Aðaçlarýn bile serçeleri var, rüzgarlarý var, yaðmurlarý var.
Bizimse hayallerimizi dahi elimizden aldýlar, her þeyimizi çaldýlar.-
.
Her þey olabiliyor insanýn olduðu yerde.
Mesela ben, deva diye sunuldum her derde:
Ateþe attýlar kül oldum, topraða ektiler gül oldum, pazarda sattýlar kul oldum.
.
Çaresizlik, hayal kýrýklýðý, insan yerine konmama,
Tutunabilecek bir dal bulamama,
Ýnsanlarý içten içe çürütüyor.
-Ýnsanýn çörek otu kadar deðeri yok.-
.
Aç parantez( Ruhuma iþkence veriyor bu durum, buruþturulup çöpe atýlan ambalaj kaðýdý muamelesi görmekten fazlasýyla muzdaripim.)
.
-Ýnsanlar mal deðil,
-Ýnsanlar baston deðil.-
-Ýnsan arada bir kendi olmayý da ihmal etmemeli.-
-Kalabalýðýn deðil, kalbinin gösterdiði yola gitmeli.-
Çünkü zihnimizi ele geçirebilirler ama kalbimizi asla.
Yani anlayacaðýnýz arsýz zamanlardayýz
Üzerimize konan sinekler bile,
Ya kahrýndan, ya utancýndan ölür oldu.
.
Çýkar gözetmeyen bir insanlýðý çok özleyeceðiz.
Ýnsanlýk kendi karanlýðýyla yüzleþip, hesaplaþmalý artýk.
Ýnsanlýk insaný tanýmak zorundadýr.
Mesela ben insanlýktan umudumu yitirdikçe, tekrar tekrar bulmaya çalýþýyorum.
Ancak anladým ki,
Ýnsanlýðý, insanlardan çok çok uzaklara koymuþlar.
Her yer insan, ancak insaniyet kayýp.
.
Böyle giderse, bir yýkým ve çürümüþlük içindeki insanlýk kayboluþun eþiðinde demektir.
Eyy Ýnsan…!
Çürüyen zeytinin bile çekirdeði var, sen ölürken ne býrakacaksýn?
.
Tekrar aç parantez (Her þey kötüye gidiyor insanoðlu sevgisizleþtikçe.
Ve beni hasta ediyor insanlarýn bu sevgisizliði, anlayýþsýzlýðý.
Birileri alýnmasýn diye hep beyaz bayrakla dolaþmaktan yoruldum.
-Býktým usandým,
Önden kucaklayan,
Arkadan býçaklayan,
Dost görünümlü iki yüzlülerden.-
-Bir aðaç gölgesinin dostluðunu,
Bir insan gölgeliðine yeðler oldum.-)
.
-Yeryüzü çok kirli, göðe bakmak istiyor insan.-
.
Esasen,
-Hayat susunca, dünyaya küsünce,
Ýnsanýn saklanýp sýðýnabileceði bir yeri olmalý,
Ki nefes alabilsin, huzur bulabilsin, kendiyle baþ baþa kalabilsin.-
-Ýnsan, bazen akþam güneþi gibi kaybolup gitmek istiyor.-
Anlayacaðýnýz dibi görünmeyen bir bataklýk bu sahte dünya, antidepresansýz yaþamak için uygun bir yer deðil.-
Ýnsan ne kadar sevebilir ki.
.
(Meðer masala kanan bir çocuk gibi
kanmýþým dünyaya.
Bu dünyanýn insaný deðilim ben, acemisiyim,
Bu yaþama iþini beceremiyorum çamura bulanarak.
Kendimi sihirbaz þapkasýna sýkýþýp kalmýþ tavþan gibi hissediyorum.)
Sanal Alem ve Maddeci Toplum
Ýnsanlar zenginleþtikçe, ruhlarý fakirleþiyor.
16.
Gerçekle yapayýn savaþý baþladý,
Görünmeyenlerin görünenleri yönettiði bu sanal dünya, içi dahilerle dolu bir týmarhaneye döndü.
.
Sanal alemde yaþayan,
En büyük silahýn para olduðu,
Teknoloji sayesinde, her þeyin yapaylaþtýðý, robotlarýn insanlaþtýðý, insanlarýn robotlaþtýðý robotik zihinli bir topluma doðru gidiyoruz.
Robotlar insanlaþýrken, insanlar robotlaþýyor.
Sanki görünmez bir el, insanlarý makineleþmiþ, duygusuz hissiz robotlara dönüþtürüyor.
Biz teknolojiyi deðil, teknoloji bizi kullanýyor.
.
Teknolojik konfor tavana, mutluluk tabana vurdu.
Çünkü,
-Teknolojinin en büyük eksiði, hissiyatý yok, maneviyatý yok.-
.
-Hayat daðýnýk, düzenli olmasý gerekmiyor diyen kuralsýzlarýn çaðýndayýz.
Hayatýn neredeyse yüzde 80’i fake.
Sosyal medyanýn zehirlemediði bir çocuk yok.
.
Aç parantez (-Suyun temizleyemediði tek þey, düþünce kirliliðidir.-
-Fikirlerin egemen olmadýðý bir coðrafyada,
mermilerin egemenliði hüküm sürer.-)
.
-Herkes birbirine akýl vere vere,
Kimsede akýl kalmadý, akýlsýz bir toplum haline geldik.-
.
Parantez içi (Aklý gelgitlilerden deðil,
Zihni parazitlilerden korkmak gerek.)
Çocuklarýmýzý,
telefon ýþýðýyla aydýnlanan
yorgan altý küçücük bir dünyaya hapsettik.
Sanýrsýn gençler ayaklý apple maðazasý.
Ýliþkilerde insanýn yerini telefon, televizyon, bilgisayar ekranlarý aldý.
Ceplerin kapsama alanlarý geniþlerken, kalplerin daraldý,
Cep cebe iletiþim her yeri sardý.
Oysa biz;
-Cam cama deðil, can cana,
Ekran sýcaðýný deðil, insan sýcaðýný severiz.-
-Muhabbetin makbulü, cam cama olaný deðil, yan yana olanýdýr.-
.
Bir kalbimizin olduðunu unuttuk,
Duygularýn önemi yok artýk,
-Maddiyatýn veremeyeceði insani deðerlerimizi soydular, çýrýlçýplak kaldýk.-
.
Vicdanýmýz erozyona uðradý, merhamet duygumuzu yitirdik.
-Bazýlarýnda, bir çay kaþýðýný dolduracak kadar bile vicdan yok, merhamet yok.-
Merhamet þemsiyesini sadece kendimize tutar olduk, baþkalarýný unuttuk.
.
Parantez içi (Oysa insanlýk, üzerimizdeki kýyafetten deðil, yüreðimizdeki merhametten doðar.-)
.
Baþarý ya da baþarýsýzlýk,
Parayla pulla, maddiyatla ölçülür oldu.
Madde egemen bir toplum düzenine geçtik.
Para güç, parasýzlýk güçsüzlük sayýlýyor.
(-Bazýlarý o kadar tamahkar ki,
iki kiþilik mezarým olsun istiyor.)
Ýnsanoðlu, maalesef, onur, þeref, merhamet, vicdan gibi manevi kayýplarýndan ziyade, en çok maddi kayýplarýna üzülüyor.-
.
Halbuki önemli olan,
-Hayattaki baþarýn nedir diye sorduklarýnda,
Ýnsan olmayý baþardým diyebilmektir.-
-Ýnsan olmayý eline yüzüne deðil, özüne bulaþtýracaksýn.-
.
Dolayýsýyla son zamanlarýn sorusu þu;
Çok güzel, çok zeki, çok zengin olabilirsin,
Ýnsan olmayý becerebildin mi peki?
Eminim, çoðumuz insan olma dersinden sýnýfta kalýrýz.
Gözlerimiz görse de, kalplerimiz görme engelli.
.
Parantez içi (Vitamin eksikliði diyoruz vitamin alýyoruz.
Ya insani deðer eksikliklerimiz için ne yapýyoruz?
Mesela, bende tevazu, hoþgörü, empati eksikliði var deyip çare arayan var mý?
Merhamet eksikliði var, neden ben vicdanlý birisi deðilim diye doktora giden var mý?
Hiç doktor kapýsý çaldýnýz mý, neden aþýrý kibirliyim diye?)
.
Hayatta kalmayý paraya baðladýðýmýz için
Paraya pula insanlýðýmýzý satar,
Ýliþkilerimizi maddiyat üzerine kurar hale geldik.
(Laf aramýzda,
-Bir gün yakalarsam, paraya, benden neden hep kaçtýðýný sorucam.-)
Oysa,
-Ýnsan maddiyat için deðil, maddiyat insan için vardýr.-
-Ýnsaniyet servetle, cüzdanla ölçülmez.
Yürekle, vicdanla ölçülür.-
.
Aç parantez (Gerçi bazý vicdanlarýn son kullanma tarihleri çoktaaan geçmiþ.
.
Herseye raðmen siz iyi insan olun,
-Yaþamdaki bütün çabanýz,
Yüz akýyla kara topraðýn koynuna girebilmek olsun.-
Sýký sýký tembihleyin kalbinize,
Vicdansýz, sevgisiz ve umutsuz olma diye.
.
-Dilinizi susturabilirler, ya zihniniz ne olacak?-
.
-Diliniz susabilir ama vicdanýnýz sakýn susmasýn.
Unutmayýn, konuþan vicdan susan vicdandan huzurludur.-
-Sahibine, suçlu sensin diyebilen vicdan özgürdür.-
.
Onur, þeref, haysiyet, erdem ve merhamet para ve diplomadan daha deðerlidir.
(Mesela ben:
Yat kat, mal mülk, þan þöhret istemiyorum
sýmsýcak bir kalp yeter bana.)
Þiþko Dünyayý Zulüm Tarlasýna Çevirdik
-Güya üç beþ sýyrýkla göçüp gidecektik bu dünyadan.-
Bazen, yaþamanýn bir savaþ,
Barýþýn ise romantik bir safsata olduðunu düþünürüm.
17.
-Savaþýn, þiddetin, nefret dilinin ve kötülüðün revaçta olduðu bir çaðdayýz.
.
-Buca zulme bunca acýya
bunca haksýzlýða, bunca hukuksuzluða katlanmak için
Keþke bir mamut
ya da dinozor olarak dünyaya gelseydim.-
.
-Kan ve gözyaþýyla yazýlmýþ ne çok þiirimiz var.-
-Acýlar koyulaþtýkça, çayýn demi de koyulaþýr.-
-Biriken acýlarýn aðýrlýðý, bu dünyayý batýracak bir gün.-
.
-Ýnsanoðlunun en büyük savaþý aklýyla yüreði arasýnda olandýr.-
.
Ölüm her yerde kol geziyor.
Ne büyük vahþet, ölecek olaný öldürmek.
Yok mudur bu savaþýn insan öldürmeyeni?
.
Oysa çocukken,
Savaþýn baþýna barýþ ören,
Tüm mermileri çiçeðe çeviren,
Düþmana kurþun yerine gül veren
neferlerim vardý benim.
En güzel ben yenilirdim,
Maðlubiyetle sonuçlanan zaferlerim vardý benim.
.
Birisi bu savaþlarý sonlandýrsýn…!
yoksa savaþlar bizi sonlandýracak.
.
-Dünyadaki hicbir toprak parçasý,
tek bir candan deðerli deðildir.-
.
(Barýþa yandaþ olmayanýn insanlýðýndan þüphe ederim.
Çünkü savaþ karþýtlýðý insan olmaktan geçer.)
.
Parantez içi (Sadece kazandýklarý deðil bazen de kaybettikleridir insana kazandýran.)
Yarattýklarý cehennemde yanýyor,
Savaþlarda anasý aðlayanlarýn çocuklarý.
Yarattýklarý cennette oynuyor,
Savaþlara silah saðlayanlarýn çocuklarý.
.
Biz buna "Adaletin bu mu Dünya" diyoruz.
.
Zulmün esiri hayatý sýrtlayan kimliksiz çocuklar;
Paralarý yok, ama ne çok yaralarý var,
(-Yaralar ki insana,
Nelerin üstesinden geldiðini hatýrlatýr.-)
Sanki bedenlerinde kiracý bütün acýlar,
Acý yiyip acý kusarlar.
-Ki acý tek kiþiliktir.-
.
Mesela bazýlarý yaralý kuþaðýn çocuklarý olarak Dünya’ya geldiler.
Yaþamak kursaklarýnda kaldý,
Üzerlerine yaðmurdan çok mermi yaðdý,
Yaralarýndan çok etraflarý sarýldý,
Yaralarýndan çok kimlikleri soruldu,
Ateþi sadece cehennem ateþi olarak bildiler.
Yaralarýndan soyunamadan öldüler.
Garipler,
Birer kar tanesi gibi eriyip gittiler.
.
(-Çocuklarýn gülemediði,
Çocuklarýn büyüyemediði bir dünya olmaz olsun.-)
.
Bir yanda yaralarýný umutla pansuman edenler.
Diðer yanda umudu vuran hain eller.
Aç parantez (-Ölülerin hiç kimsesi yok Anne...!
-Ölüler en çok sýcaklýðýný özler/miþ.-
-Ýçim cenazesi kaldýrýlmamýþ cesetlerle dolu.-
.
-Ölüm, sonsuzluðun gel gel sesine kanmaktýr.-
Ve eþitsizliði eþitleyen ölüm, acýlarýn en paslýsýdýr.
Çocuk, ölümlerin en yaslýsýdýr.
Özlem, uykularýn en seslisidir.
.
Ölümün kuzeni uyku insaný ölüme hazýrlar,
Hiç uyumaz acýlar.)
.
Ah þimdi beyaz kanatlý bir
güvercin olacaktým ki.
Ülkeme Dokundurma
-Düþünmeyen insan acý çekmez.-
-Eylemsiz düþünce, çýkarýlmayý bekleyen define gibidir.-
18.
Baðzý ülkeler saðlýða zararlýdýr.
.
Sevdiðini özgürce öpemediðin
Ýstediðini özgürce giyemediðin
Sokaklarýný korkusuzca gezemediðin
Hayal bile kuramadýðýn, yarýnýný bilemediðin
Ýnsanlarýna güvenemediðin
Özgürce düþünemediðin
Bir ülkede insan olarak yaþamaktansa
.
Bunlarýn pozitif olduðu bir ülkede
Tasmalý köpek olarak yaþamayý yeðlerim.
.
-Özgürlük;
Karanlýða karþý aydýnlýk kývýlcýmýný çakmaktýr.
Biraz tabularý yýkmak, biraz da yoldan çýkmaktýr.-
.
Yansýn karanlýklar dedim,
baþýný maviye yaslayýnca gece
aydýnlýða yasak koydular.
Saçlarý bukleli, gözleri kavuniçi
bir güneþ çizdim daðýn doruðuna,
daha doðmadan vurdular.
.
Aydýnlýk yanýndan hayatýn,
her sözü karanlýða sýkýlmýþ kurþun olan yeni bir yüz çizdim,
Yakama sarýlýp, kim bu diye sordular.
Kanayan yaralarýmýza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim.
Bu kez de elimden, kalemi alýp kýrdýlar.
.
-Ah ben sana ne desem, ne desem,
çýðlýðýna nasýl ses versem...!
Dilimin ucunda güneþ gibi parlýyorsun,
Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!-
.
Kafeslerde yüreklerini býraktýrdý kuþlara
karanlýklarda büyüttüðümüz zulüm.
Gökyüzünü maviye boyadý diye, nice fidanlarý daraðaçlarýnda vurdu ölüm.
Ve avuçlarýmýzda sadece dikeni kaldý,
efendilerin elimizden aldýðý gülün.
.
Yüreðimi dikenli teller yerine hep çiçekler sardý,
Yangýnlarý dýþýnda, ne topu tüfeði vardý, ne de kimseye býçakla daldý.
Yine de onmaz yaralar açtý hayat, çoktur yarasý yüreðimin.
Neler gördü bu yorgun gözlerim esirlerin mahzun bakýþlarýnda,
Takýlý kaldý tel örgülerde, yoktur yarýsý yüreðimin
.
Parantez içi (Çatlaklarýmdan sýzýyorum,
kanamasý sürüyor hala yaralarýmýn.)
Ortadoðu’ya Mersiye
Suriye ve Filistin’e Minik Dokundurma
19.
Bazýlarý cesetler üzerinde tepiþerek refaha ulaþabileceðini sanýyor.
.
Bilmezsiniz...!
Parantez içi (Belki de bilirsiniz.)
Ýnsan ne kendi kanýnda, ne de kendi gözyaþýnda yüzme öðrenemez.
.
Ýnsanýn insana yaptýðýný, taþ taþa yapmaz.
.
Bilir misiniz...?
Bizim harabeye dönmüþ kentlerimizde,
balýkçý aðlarýnda yaþanan can pazarý misali,
her gün can pazarlarý yaþanýr,
ölüm korolarý hiç susmaz.
Kese kaðýdý deðildir patlayan,
metal kuþlardan bombalar yaðar,
göðümüzde serçeler uçmaz.
Misketime benzeyen demir leblebiler gezinir içimizde,
kan göllerimizde nilüferler açmaz.
Biz her þeyimizden vazgeçeriz de
ölüm bizden hiç geçmez.
.
-Her þey eksilir de,
bir tek ölüm eksilmez evimizden.
Tam vardiya çalýþýr azrail,
tüm sevdiklerimizi, birer birer alýr elimizden.-
.
Parantez içi (Ki ölümün aldýðýný geri verdiði hiç görülmemiþtir.)
.
Oysa enkazda bile güller açardý yeniden,
Tutulsaydý mis kokulu bir bebeðin ellerinden.
Bu arada,
-Hangi çiçek bir bebek kadar güzel kokabilir ki.-
-Ne kadar özgür yaþarsa insan,
o kadar özgür ölür.-
-Zafer, inadýna ýþýða koþanlarýndýr.-
20.
Filistinde:
-Bir asker bir çocuðu düþlerinden vuruyordu.
Bir çocuk gördüm düþlerini suluyordu.-
.
Özgürlük þarkýsý söyleyen Filistin Halkýna
Kurþun yaðdýran askere çaðrýmdýr:
Kurþun bir çocuðun cesaretini ne kadar kýrabilir ki.
Kurþun, bir çocuðu düþlerinden ne kadar vurabilir ki.
Hangi çocuk sapanýyla bir askeri öldürebilir ki.
.
Aç parantez (Bazen insanýn elinden aðlamaktan baþka
hiçbir þey gelmez.
-Gözyaþýndan baþka, sarýlacak hiçbir þeyi kalmaz.-
-Ne barýþçýl, ne yüce bir eylemdir aðlamak.
Kýrmadan dökmeden, gözyaþýyla yara sarmak.-
.
Çok þey anlatýr bir damla gözyaþý.
-Gözyaþý yüreðin dolup taþmasýdýr.-
Aðla ki Dünya arýnsýn,
Silme gözyaþýný býrak aksýn çocuk.
Belki böyle deniz oluruz, deryada köpük.)
.
Umudum...!
Bir dilim yaþamayý güvercin payý bölüþenler.
Bir gün bize kardeþçe yaþamayý öðretecekler.
Kendi payýma ben;
Bir zeytin aðacý gibi, uzattým kollarýmý gelene geçene.
Doða...!
21.
-HER köþesinden HER çatlaðýndan HAYAT fýþkýran topraða beton eken insanoðlu,
Ne biçmeyi bekler ki?-
.
Beton ormanlarýnda sevgi biter mi ki?
.
Betonlaþan sadece þehirler mi sanýrsýnýz?
Ya kalpler ne olacak?
Kalpler, þehirlerden daha hýzlý betonlaþýyor.
.
Yol kenarýnda, garipçe bir güldü:
Her sulayana çiçek açtý,
Her okþayana koku saçtý.
Biz ne yaptýk?
Ya iþimiz bitince unuttuk,
Ya da yolup,
Defter arasýnda kuruttuk.
Öldü...!
.
-Gül,
Ne dalýný kýrandan,
Ne çiçeðini derenden esirger kokusunu.-
(-Zehir ektiðin topraktan çiçek bekleme.-)
.
Ýçimde bir nehir,
Ýçinden kelebek kanatlý filler geçiyordu.
Sýký sýký suya sarýlmýþtý ateþ son bir umutla,
Güneþ eðilmiþ su içiyordu.
Aða yakalanmayan balýklar,
Can pazarýndan kurtulmanýn sevinciyle
bulutlarýn üstünde uçuyordu.
.
(Gül de sevinir kokarken !..
Su da yorulur akarken !...
.
Hele bir de doðduðundan beri uyumamýþsa,
Baþýný taþtan taþa vurmuþsa.
.
Nehir: Dünyanýn en uzun sürüngeni.)
.
Buzullar...
Taþ gibi dururken kalptekiler,
Damla damla eriyor kutuptakiler.
.
Biz buna "Küresel Isýnma" diyoruz.
.
Demek ki
Su da aðlar !... ateþi düþsün diye.
Yaðmur niye yaðar !... insanoðlunun acýsýna dayanamaz bulutlar.
.
(Bu arada, benim de yangýnlarýmý söndürmek için, çok uðraþtý yaðmurlar.)
.
-Yaðmur,
Bulutlarýn düþürdüðü umut kýrýntýlarýdýr.
Bulutlarýn damla damla bize yazdýðý mektuptur.-
-Yeterince kirlettik yeryüzünü,
Haydi artýk gökyüzüne gidelim.
Çaðýmýz uzay çaðý,
Bir de oranýn içine edelim.-
22.
-O caným yeryüzü ve denizler yetmedi,
Masmavi gökyüzünü de, ufolarla, casus uydularla, bombalarla, silahlý silahsýz insanlý insansýz araçlarla, uçaklarla kirlettiler.-
.
Doðayý kirletmek insanoðlunun iþi.
Þahsen ben, doðayý çöp atarak kirleten bir hayvan görmedim.
Aç parantez (Þiir yazarak kirleten þair de görmedim.
Siz hiç kýyýya vurmuþ þiir gördünüz mü?
.
Gerçi,
-Herkes dýþardaki çöplerle ilgileniyor,
Peki insanlarýn içindeki çöpleri ne yapacaðýz?-
-Önemli olan insanoðlunun beynini yenilemesi,
Yoksa doða kendini yeniliyor.-)
Hayatý sadece insandan ibaret sanýyoruz.
Zehirli sarmaþýða döndü insanlýk.
En büyük meziyetimiz,
Güzel ne varsa canýna okumak.
Oysa,
Ne rüzgâr eseceðim, ne yaðmur yaðacaðým, ne güneþ doðacaðým
Ne serçe uçacaðým, ne de çiçek açacaðým
diye bizden izin almaz.
Çünkü aksi kâinatýn yaradýlýþ düzenine uymaz.
Biliriz ki,
-Gülün gölgesi kokmaz.
-Ýçi dýþý karanlýk olanýn, yaþamýnda renk olmaz.-
-Ýçi renksiz olanýn, dýþarda gökkuþaðý aramasý beyhudedir.
-Kuþlara uyup,
Gökyüzünü annemiz sandýðýmýzdan beri,
Yerlerde kuþ tüyleri,
Yüzümüzde kanat, göðsümüzde serçe ölüleri.-
-Aklýnýz varsa ne olur yeryüzüne düþmeyin, kirlenirsiniz, yaðmur damlalarý ve kar taneleri.-
.
-Plastik insanlar, düþen yaðmur damlasýnýn acýsýný hissetmez.
Aðaçkakan darbesi yiyen aðacýn çýðlýðýný duymaz.
Plastik insanlarýn dalýna kuþ konmaz, yüreðine serçe yuva kurmaz.-
.
Kedi bile sevmemiþ biri insan sevmez.
(Oysa ben, mütemadiyen;
Bana seni özledim diyecek birinin arayýþýndayým,
Baþýmý okþayacak yok mu diyen çocuk bakýþýndayým.)
Ateþe tapmayan heykeller yaptým sudan,
Hepsi de deniz ruhlular.
Bu devran böyle sürüp gitmez,
Sonsuz deðildir uçurumun da dibi var. - Su ve Dinozorlar Tarihi.
.
Gün gelir þafak sökemez kör düðümünü.
-Düþmemek için bir yapraða tutunmuþ damla,
Nerden bilsin mevsimin sonbahar olduðunu.-
-Bir aðaca sonbahar hüznü bulaþtý mý, hiçbir yapraðý dalda tutamazsýn.-
-Yüzüstü yere düþmenin acýsýný, en iyi, bir dalýndan kopan yapraklar, bir de çocuklar bilir.-
Ve hep yapraklarýn hüzününü taþýr
Mevsimlerin þairi sonbahar.
.
Bir gün saat intiharý çeyrek geçer,
Ve asi bir konar göçer olur dalýnda her yaprak.
Sarý sýcak bir Eylül’de kucak açar toprak.
Sarýlýp bir güz yeline yeni yurduna göçer yaprak.
-Ki ben, dökülen yapraklarda hüzünlü bir eylül uykusuyum.-
(Yapraða sorsan, ne zordur dalýndan ayrýlmak.
Lâkin, düþen yaprak aðlamakla yeþermez.)
.
Ne aðaç söyleyebilir dalýndan düþen yapraðýna, bir daha yeþeremeyeceðini.
Ne de kuþ söyleyebilir kanadýndan kopan tüyüne, bir daha uçamayacaðýný.
.
Hani nerde, bana alkýþ tutan yapraklar?
Bir yandan çöpçüler silip süpürür, bir yandan rüzgar.
Oysa yapraklar yerdeyken çok daha güzeldir yollar.
.
Parantez içi (Yapraklar neden serçeler ve çocuklar gibi tez canlý telaþlýdýr, onlara benzer?
Hep merak ederim.)
-Nihayet Ekim geldi:
Aþk apansýz sütten kesildi.
Birisi sevgileri ç/alýyor olmalý yine.
Sonbahar yapraklarýna yazýlmýþ aþklarýn, boynu büküldü.
D/alsýz gül yapraklarý soluyor olmalý yine.
.
-Yüreksiz bir avcýnýn yüreðimde açtýðý yara:
Yine yerde kuþ tüyleri gördüm,
yazýk deðil mi kuþlara?-
.
Hani nerde en çok sevdiðim kuþlar?
‘Aðzýyla kuþ tutmak.’ mýþ...!
‘Bir taþla iki kuþ vurmak.’ mýþ...!
Ne istiyorsunuz kuþlardan?
.
Aahhh þimdi serçelerin doluþtuðu bir çýnar olacaktým ki.
Dallarým kuþlara vatan, yapraklarým karýncalara yorgan.
.
Bu dünyada güzel þeyler de var:
bebekler gibi, çiçekler gibi, kelebekler gibi.
.
Çocuklar ve Kuþlar; biri göðün yaramazý, biri yerin.
Beton ormaný kentlerinizde,
-Camlara vuran çocuk seslerinden eser yok artýk.-
-Bazen serçelerin kelebeklerin peþinden koþup uçasým geliyor.-
.
Ne güzel olur
serçeler konsa kirpiklerimize.
.
Göðü bilmeyen serçe, deniz deðmeyen balýk, sokakta oynamayan þarký söylemeyen çocuk mu olur?
.
Bir zamanlar,
Dünyanýn en güzel iki dilinde:
Bir kuþ bir çocuða þarký söylüyordu “kuþça.”
Bir çocuk bir kuþa eþlik ediyordu “çocukça”.
.
Göðe inancýný yitirmesin kuþlar, mülkünü kirletmeyin, aðaçlarý kanatmayýn !...
Bir umuttur serçe sesi, simsiyah bulutlarýn çöreklendiði gökyüzünde.
Beton ormanlar yaratarak,
Gökyüzü çocuklarýna konacak dal aratmayýn !...
Balýklarý deniz manzarasýz býrakmayýn !...
Mavisini yok edip martýlarý aðlatmayýn !...
.
Kuru bir dala gözyaþý olun,
Ama, yeþile düþman bahçývan olmayýn.
Elveda diyeceðiz Dünyaya böyle giderse,
Doðanýn dilini anlayýn, doðaya kýymayýn !...
.
Mesela ben,
Kestiðiniz aðaçlarýn boylu boyunca yattýðý her yerde, vücudumun yeþerip aðaç olmasýný istiyorum.
.
Parantez içi (Ýstanbul’un ihtiþamýndan bihaber yüreði kirliler,
Ýstanbul’u önce Boðaz’ýndan yaraladýlar.)
.
Velhasýl,
Yeryüzü ona tecavüz edilmek için yaratýlmadý.
Eyy zehir ekip çiçek bekleyen freni patlak buldozerler,
Yeryüzünü üzmeyin...!
-Ýnsanda alem, alemde insan gizlidir.-
23.
-Ýnancý bitenin umudu da biter.-
-Ýnanmak, kalbin iþidir zihnin deðil.-
-Umut her zaman vardýr,
Kimsem yok diyenler, beþ vakit çaðrýyý unutanlardýr.-
-Uçurumdan aþaðý düþüyorsanýz,
Allah’a sarýlýn.-
.
Güneþ insanlýk için doðar, herkese ayný parlar (!)
Biz öyle sandýk.
Cennetten bizi kovdular,
Çünkü adaletli ölüm yerine,
Yaþam yalanýna inandýk.
.
-Bazýlarýmýz sandý ki secde yerdedir.
Oysa o bir nirvana, o bir zirvedir.-
.
Geçmiþ ola...!
.
-Ýnsanoðlu hayale daldý, duayý unuttu.-
.
Bir gönül çaðrýsý:
Dua...
Asýl olan duadýr gerisi teferruat.
-Her zaman duanýzý kuþanýn…!
Zira en büyük koruyucu silah duadýr.-
Aç parantez (Yalnýz,
Tövbe haþa,
Duanýzý Allah’a talimat verir gibi yapmayýn.
Yüce Yaradan hizmetçiniz deðildir,
Her iþinizi O’na býrakmayýn.-)
.
Yüce Yaradan mucize bedenlerimizi,
O insanüstü dâhiyane zekasýyla yaratmýþ, ilahi sevgisiyle donatmýþ.
Ýçimize, her saniye belli bir düzen içinde çalýþan sayýsýz evren koymuþ,
Bu evrenlerin krallýðýný da her atýþýnda Allah diyen,
Ýlahi zamanlama dolmadan durmayacak olan kalbimizde kurmuþ.
.
Yani kâinatta bizleri dizlerinin üzerine çöktürüp þükrettirecek o kadar çok þey var ki.
Öyleyse duasýz þiir mi olur !...
.
Aç parantez (Ancak, þayet inanýyorsan,
Allah, geliþi güzel dile dolanacak, aðýzda sakýz edilecek bir kelime deðildir.
O’ndan alelâde birinden bahseder gibi bahsedilmez.
Manava sipariþ verir gibi,
Tarkan’dan þarký ister gibi dua edilmez.)
.
Dua ki gönüllere umut eken,
Huzur veren yürekteki derinlik.
Samimi bir sýðýnýþ, iç döküþ, boyun büküþ,
Dertlere en büyük teselli,
Acz içindeki ruhlara en büyük serinlik.
.
Dünyanýn kirini yýkamak için,
Ne çokça yaðmura, ne doluya ne de kara.
Ne Cennette özel kontenjan peþinde koþanlara,
Ne de laboratuvarda mikroskopla tanrý arayanlara,
Sadece fikren ve fiziken özgür,
Düþünen, akýl yürüten, inançlý ve vicdanlý insanlara ihtiyaç var.
.
Duaya durmuþ aðaçlar misali açtým ellerimi göðe,
Büktüm boynumu, kurdum saati umuda;
Ki umut varsa, bu kadar karamsarlýða da gerek yok.
Zira,
-Sizi Yaradan sizi yarý yolda býrakmaz.-
.
“Allahým !...
Baþta insanlýk olmak üzere, canlýlar aleminin zararýna olacak her þeyi defet gitsin !...
.
Bütün düþmanlýklar sevgiye dönsün !...
.
Çocuklar týka basa doysun, katýla katýla gülsün !...
Ölüm onlarý hep teðet geçsin !...”
Ve Yaþamýn Son Evresi
24.
-Bir yalancý öyküdür insan, yaþamak için dünyaya gelir.
Yaþadýkça azar azar ölür.-
-Ölüm inananlara ölümsüzlüktür.-
-Gün gelir, ömür aðacýnýn dallarý da yaprak döker, topraða gömülür.-
Bunun için,
-Ne Yaradan’a küsülür, ne Yaradan’dan umut kesilir.-
.
-Hayatý sana kim verdiyse ölümünü de o verecektir.-
Zaten herkes doðumla birlikte içinde bir ölüm tohumu taþýr.
.
Ve her insan önce çocukluðunun,
(-Ki çocukluk, hayat aðacýndan budanan ilk daldýr.-)
sonra gençliðinin katili,
Yaþlýlýðýnýn ise kurbaný olur.
.
-Zaman her þeyi çalar insandan,
Biyolojik saatiniz bozulmaya görsün,
bir daha yakalamazsýn zamaný,
Kendisi gider sen durursun.
Ve hayat insaný perte çýkarýr,
Ölüme alýþmak için sürekli uyursun.
Esasen,
-Hayat, çoðu zaman döküntü toplamakla geçen, köþe bucak bir yolculuktur.-
Bir yalancý öyküdür insan,
Sararan yaprak misali geçip gider hayattan.
Ot bile bitmez kiminin mezarýnda,
Ýkinci bir ölümü yaþar, unutulup hatýrlanmamaktan.
.
Ýnsanoðludur zamanýn geçip gittiðinden þikayet eden.
Oysa zaman deðil kendisidir bu hayattan geçip giden.
Zira,
-Zaman geçip gitmek için, hiç kimseden izin istemez.-
Yaþlanmak kötü þey evlat...!
Yaþlandýkça, kadere boyun eðip mezarlýklar kadar sessizleþiyor,
Söndürülmüþ mum gibi susuyor insan.
Hayattan koparýlmýþ dala dönüyor,
Su gibi çukurunda kuruyor insan.
Günü yaþayanlar, ömrünün son baharýndakilerin hissiyatýný fark etmiyor,
Issýz bir köþede unutuluyor insan.
.
Zaten yaþ ilerledikçe ot bürümüþ,
Bakýmsýz meçhul mezarlar gibidir yüreðin,
Daha yaþarken bayramdan bayrama hatýrlanan ölülere dönersin.
Artýk üvey evlatsýn bu Dünyada
Herkesin gözüne batarsýn teli çýkmýþ þemsiye misali,
Yedi sülalen yük sayar seni
Yatalak olup altýna kaçýrýrsýn,
Takma diþlerini unutursun bardakta
Torunlarýndan bir güzel dayak yersin.
.
Her an dört gözle ölümü beklersin.
Derin bir yutkunma, derin bir iç çekiþ, ah ediþle þöyle bir maziye bakar,
Tanrým ne olur nefes alma yükünden kurtar beni...!
Nerde kaldý bu ecel dersin.
Çünkü,
-Bazen huzura kapý açan, düðün merasimi deðil ölüm merasimidir.-
Zira,
-Huzur sadece ölüler içindir.-
Ki ayný zamanda,
-Huzur, gönlün gelincik tarlasýdýr.-
Ya da,
Kucaðýnýzda derin derin uyuyan bir kedidir.
.
Artýk toprak seni deðil, vücudunla topraðý sen beslersin,
.
Böylece parantez kapanýr.
Ama bu þiirin parantezi kapanmaz.
.
Aç parantez (Þayet bir toplum yaþlýlarý ile baðýný keserse, ki biz buna ‘Kendi bindiði dalý kesme.’ diyoruz.
Ve onlara yeterince sevgi, saygý, ilgi ve alaka bekliyoruz.)
.
-Ýyiler hep merhametinden vurulur.-
Merhamet;
Bir toplumun en büyük güvencesidir.
-Ýnsanýn gönül bahçesindeki en güzel çiçeði ihtiyacý olana vermesidir.-
Ne de çok yakýþýr insana,
Bir canýn tüm canlarý sevmesidir.
.
Lütfen merhameti trend yapýn.
Ýyilikte, güzellikte, hoþgörüde yarýþ tutun.
.
-Ne kadar verirsen o kadar hak edersin.-
.
-Vicdan kararlarýnda ekseriyet aramaz.-
Son Söz
25.
Sýk sýk bakýn albümlerinizdeki fotoðraflara, toz içinde kalmasýnlar...!
Ýkinci bir ölümdür hatýrlanmamak, Anýlarýnýzda yaþattýklarýnýz bizi unuttu sanmasýnlar...!
.
Geceler sýcaklýk eksi onlarý vurunca,
Sokak hayvanlarýný da hatýrlayýn, donmasýnlar...!
.
Sevginin rengi neydi,
renginin kokusu güzel miydi?
Sesi okþayabilir miyim,
sesin aðýrlýðý var mýydý?
Suya deðen ýþýk serinler miydi,
söndürmek ýþýðý yok eder miydi?
Yeri yurdu olmayan duygular içindeyim,
Bana böyle deli sorular sormasýnlar...!
.
..
...
(Not: Sakalý olmayan ak saçlý bilge, feylesof ve þair Tahsin Özmen (!) dedi ki;
Bu þiir biraz da,
Felsefe yapma, haikulama
Ve aforizma patlatma gazýyla yazýlmýþtýr.
.
Parantez içinde parantez (Ne yazsam tutar acaba? düþüncesiyle deðil.)
.
Unutmayýn...!
Bazý sözler altýn þýngýrtýsý gibi hoþtur.
Bazý sözler teneke týngýrtýsý gibi boþtur.
Ve
-Ne çok þey söyler,
Kaðýdý yuva bellemiþ harfler.-
-Okyanus gibi derindir bazý sözler, ince anlamlar gizler.
Anlayamaz, boþluðu döven sözler denizinin yüzeyinde gezinenler.-
2014
*Düþünmek Yaþamýn Pasýný Silmektir, Karina Yayýnevi, Ank
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.