siz hiç kendinizle buluþtunuz mu
konuþtunuz mu yüz yüze?
bilmiyor musunuz sanki!
içinizde bir siz daha var,
bakýn,
anladý içinizdeki tilki anarþist olduðumu
þimdi bana bakýyor öfkeyle
elinden gelse yasa çýkartacak bir celsede
yasaklatacak bildiðimiz kelimeleri;
benim suçum yok ki,
ne kadar gizlerseniz gizleyin
alnýnýzda yazýyor asýl kimliðiniz!
isterseniz buluþtururum ikinizi harabe bir þiirde,
yani sizle sizi konuþtururum birkaç dizede,
eðer korkarsanýz kendinizden
iki gerçek söz diyemezseniz birbirinize
meraklanmayýn hiç
o benim iþim,
latifeyle karýþýk
iki bulanýk heceyle sizi anlatýrým size.
meselâ siz,
her gün kalbini cilalayýp
nikâhýný unutup zevkin peþine koþan bey,
yani þey!
hiç utanmýyor musunuz ikinci yüzünüzle,
halkýn cebinden çaldýðýnýzla yaþarken baþka gönülde
sanmayýn ki eþiðiniz set
kapýnýz kilitli,
evinize girip çýkanýn adý da yok
hesabý da;
sakýn kýzmayýn bana,
siz kendiniz ekiyorsunuz
kendiniz biçersiniz,
bana ne!
ama boþuna tafra satmayýn pahalý viskinizi yudumlarken
içinizdeki siz biliyor sizin sýfatýnýzý
yüzünüze haykýrmasa da.
meselâ siz,
gönlündeki çamurdan süslü bir vazo yapmak için
kutsal yüzüðünü çýkaran soytarý haným,
hamurunuzun içine neden pis su dökersiniz!
belki iyi bir iþçisiniz
belki ihanetin gizeminde daha iyi iþliyorsunuz iþinizi
peki,
iki süslemeli þeye deðer mi kirlendiðiniz.
yoksa
çirkin ruhunuzu içine gizlemek için mi yapýyorsunuz vazolarý!
eðer öylese
aferin size
çok iyi biliyorsunuz bu yollarý;
ama sýfatýnýzý da yazýn adýnýzýn baþýna
belki marka olur bu sistemde isminiz.
sevdiðim sen karýþma kavgama,
eski bir sevdayý mühürlü yüreðinde saklayýp
aklýna geldikçe bakýp aðlayana sözüm yok.
namussuz deðil,
anarþistim ben
düzen bozmaktýr saklý niyetim;
eðer içimde baþka bir yüz varsa
kendi dilimle söverim kendime
ve sen de gözlerimden okursun,
zaten biliyorum seni
ben öldürmezsem bendeki beni
sen vurursun kalbinde
yýrtarsýn resmimi.