sýrlar döküldü gözyaþlarýyla topraða
o ki ketum…
hayaller serpildi peþi sýra
soy ki masum…
bir kadýn eli lazým illa deyiverdi ansýzýn
kuruyan begonyayý sularken
bir kadýn eli lazým diye seslendi
duvarda asýlý kadýn yeniden
elinde eskimiþ bir sarý bez
sararmýþ anýlarý sildi bu kez
susturmak istercesine kapattý
gülümseyen yakýcý, hýnzýr dudaklarý
öyle bir bakýþ fýrlattý ki
yüreði kökünden koparýrcasýna
gözleriyle haykýrýyordu bu defa
salýver maziyi býrak kaçabildiðince kaç
gözleri okuyordu nakaratý adeta
yorgun kalbin aç, sevgiye muhtaç
öptü defalarca resmi susturasýya
suladýkça suladý mahzun yeþilini pýnarlarýyla
ismi hicran sonu hüsrandý aþkýnýn ya
el attý yorgun karyolaya bezi býrakýp
bilmem kaç yýllýk düþlerle yalnýz ve kýrýk
anýlar koktu ahþabýndan elemli
bir meltem esiverdi o anda ýlýk ýlýk
yeniden anýlar canlandý boz bulanýk, nemli
yine saplandý ayný sancý sol yanýna
yine saplandý yâr kanatýrcasýna…
kýrgýn elleriyle koyduðu plakta
takýlý kaldý hüzzam faslý
hani ya aðýr iþitirdin be mübarek
yetiþesiye çýnladý da çýnladý
gül yaðýný eller sürünür, çatlasa bülbül…
çatladý bülbül be kadýn!
inadýna mý söylüyorsun mahsus!
çatlamadýk yaný mý kaldý ruhumun sus!
kalk koca adam diyordu hala hicran
kalk ve yaslan…
bir kadýn eli lazým sana
daðýttýðým gönlünü toparlamaya…
bir kadýn eli lazým illa…
Ayþe Ceyhan