avuç içimdi Beyoðlu...açtým
levanten fiyakalý takým
Ýtalyan bir kravat
Fransýz þapka
ve yapraklý nüfus kaðýdýmla ben
cebimde bir bonne nuit
iki de ’oh la la’
Grant rue de Pera dan
Cezayir sokaðýna gidiyordum
tek vagonlu kýrmýzý tramvayla
deniz gökyüzü olmuþtu,
ters dönmüþ þemsiyeye
sokaklar yaðmur lekesi
kapý önlerini süpürüyordu
az önce kazak ören ellerin süpürgesi
inanýlýr gibi de deðildi
yüzlerce martýnýn ,
sandal aðaçlarýna tünemesi
saçak altýnda yaþlý bir ressam
eski bir þövale
üç beþ gölge
ve ýþýk oyunlarý acemice
kara tuvalde,
beyaz guvajdý sanki gece
rugan ayakkabý
siyah dantela
kývrýlýp bükülüyordu fýrça,
karpit ýþýðýndaki azla
karlarda seviþircesine zenci bir kýzla
gece beyleri , oðullarý
dile düþmemiþ hikayeli kadýnlar
ve ayrý dünyalarýn efemine erkekleri
karanlýktan saklanýyordu Lebon da
Anahit’in akordeonunu çalmýþtý çingeneler
musiki sessizdi çiçek pasajýnda
Fransýz tiyatrosunda,
son repliklerini ezberliyordu
Afife Jale’nin Jale’si
bulvar sisliydi
yastaydý,
milyon kere Ayten’in öldüðü
Markiz pastahanesi
avuç içimdi Pera,
býraktým boþ bir kenara
suadiyekasýmikibinonsekiz
Demir Mutlugil