benden duymuþ olmayýn aman ha!
Ýstanbul da ’uyu demeye geldim ’þarkýsýný,
çalýyordu sokak çalgýcýlarý
bir belkiyi de hýçkýrýk tutmuþtu o ara
çok yaþa demiþti,
son þey hatta
ve yine o ara...
delikli bir uykuya açýlmýþtý,
içine kapanýk iki göz oda da
can kulaðýyla duymamýþtý,
evin dar köþesindeki sevda
bir de hiç unutmam demiþti,
baþlarken anlatmaya
unutacaðýný da unutup
yarýný çalmýþtý çalar saatin biri,
uyanakalýnmýþtý sonra
her neyse...
ayný gecenin sabahýnda
yüzden düþen bin parça
ve içinden aðlamak gelen kadýn
bin bir bahane toplamýþtý birlikte
yeryüzü sokaðýnda
kanat deðiþtiren kuþla da,
geyik yapmýþlardý
yeni örülen duvarlarýn tuðlalarýna
salmýþlardý düþ ormanýna
tuðlalar da delik deþikti ha !
bakýn bakýn, benden duymuþ olmayýn sakýn
çiçeði burnunda bir hýçkýrýk
elma demiþ
o bildik oyunda da
kimse çýkmamýþ...
parmak kaldýrmayan çocuksu duygular
kýrmýzý kordelalar takmýþlar
ayrý ile gayrýya
üstelik beþ paralýk bakla atmýþlar
Allah kavuþtursun diyen
çingene dualarýna
her neyse o ara
oynak þarkýlara anason katýyormuþ
Ýstiklal de Ýstanbul,
istiklal madalyasýz insanlarla
meþk aþký arýyormuþ
bir davul göz kýrpýyormuþ zurnaya
güle oynaya
armudun sapýyla,üzümün çöpü
dilden düþüyormuþ,
ayrýk otlarý yanýna
görmüþler elinin körü
ile gecenin körü
ve rivayettir hatta...
bir adam þefkatli elleriyle
Ýstanbul’un boðazýna sarýlýyormuþ da
kimse aldýrmýyormuþ
benden duymuþ olmayýn sakýn
aman ha...aman ha
laf aramýzda
suadiyekasýmikibinonyedi
Demir Mutlugil