Bir hay’kýrýþ deldi sessizliðin tabakasýný
bir yanda koþuþan insanlar
diðer yanda kötürüm çabalar
soðuk bir kurþun gibi iþleniyordu k’ayýplar hedefimize
nereye gidiyorduk
nereden geliyordu bunca uðraþlar.
Soðulmuþ yalnýzlýklarý süslüyordu
ayný havayý soluyan
binlerce ayrý dünyanýn bireyleri.
Ürkünç
sevimlilikten uzak
yaþlý bir gelecek bekliyordu gençlerimizi
ihtiyar kötüler böbürlüydü ustalýklarýnda
itinalýydý eksiltecekleri.
Kalbimizde uyuttuðumuz kederler
kutsal bir emanet gibi
büyürken gözlerimizde
öyle özenli öyle terelelli
öksüz bir çocuk gibi boynu büyük
kahrýmýzdan tesbihler diziyorduk
tanesince gözyaþlarýmýzýn.
Parçasýydýk her bir kötü planýn
deðerli bir’er yedeði yitirilen saygýlarýn
sevgi en son meselesiydi insancýklarýn.
Son bir hamle
öfkeyle silkelendik
þiirler yazdýk aðlamaklý ve gülünç
sonu güya mutlu biten hikayeler sonra..
oysa biliyorduk uydurulduðunu mutlu bitiþlerin
mutsuzluk bir Türk filmi gibi
salýnacaktý son sahnesinde gözlerimizin
intihar eden o üç harf ile.
S O N yazmazsa devam edecek miydi umut bilmiyorduk
bildiðimiz tek þey hayatýn devam etmesiydi
düþe kalka
susa konuþa
ve hatta sile yaza..
D’övündük bir çay yudumunun ardýndan sonra
týpký beðenilmeyen þiir’ler gibi silinseydi keþke
yok edilebilseydi kaderler de dedik
su içtik buz gibi yanan içlerimize
kuþ sesi dinledik
sustuk kilometrelerce
dalýp gitti gözlerimiz uzaklara
odur budur bulunmayý bekleyen
k’ayýbýyýz bir ömrün
tüm doðmuþ ama büyüyememiþ masumluðumuzla .
Anladýk sonunda her çaba ve
beklemek boþa
insanlýk yoksa sabýr da gereksiz bu hayatta dedik
yeni bir senaryo için
baþladýk çözmeye b’aðlanan ellerimizi göðsümüzden
vakit yine her þey için çok geçti..