ah bu onyedi yýl, ah bu Ankara “Ankaralý Sezin” üstelik onaltýsýnda ha! aradan onca zaman geçmemiþ gibi Sezinin gözleri?, Afitap gibi geldi bana içinden çýkýlmaz acabalardayým yine çok periþaným.. bu kaçýncý varta
birkaç gün sonra; yine o kadýn sesi ben yine evhamlardayým, bariz.. “-Halime hanýmla görüþecektim” dedi anamý çaðýrttým, anam “Songül mü” diye geldi “-þükür þükür çok iyi, yine bekleriz” .. “-Songül”!! “her gün aradý yazýk.. seni merak etmiþ de” “Allahýn ne kullarý var deðil mi” “tahammül edemiyorum artýk” “bir de þuna bak.. umurunda mý” dedi
müþteri listelerinde “Songül” hatta “Ankara” bile yoktu “sen olsaydýn yazardýn” o telaþla baþka iþim yok mu fýrsat bu fýrsat; arayan numaraya döndüm, artýk hiç deðilse bir “teþekkür” boynumun borcu “-rahatsýz ettim, özür dilerim, kiminle görüþüyorum, ben Antalya “Gül Pansiyon” iþletmecisi Mutlu” gayet sakin; “sizi tanýyamadým ben” dedi.. þok oldum “size fatura düzenleyecektim de isminiz lütfen” “Gülseren” dedi, “haa! Sezin’in annesiyim”,
“-Songül?” dedim, “kardeþim” “kardeþim” deyince, düþmüþüm sandalyeden içim param-parça, caným acýyor, vurgun yedim.. kimsesiz, çaresiz çocuk gibiyim.. ben yine hastanedeydim…
Sosyal Medyada Paylaşın:
İbrahim Çelikli. Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.