“Sezin” kim? dedim anam “kim olacak” dedi, Songül’ün kýzý “-Songül.!?” “-beni her gün hastaneye getirip, bekleyip geri götüren Ankaralý” .. “melek gibi insanlardý”
“-ahh aahh! Ann.. An.. Ankara?” onyedi yýl önceydi.. kazadan üç ay sonra gidebildim evlerine yakýn durakta bekleyip görmekti dileðim henüz erken olduðu için Gençlik Parkýnda eðleþtim.. o “ýhlamur aðacý” yine kapýlmýþtý, biraz geçip bekledim
gülüp, oynayan, neþeli, mutlu kýzlar oðlanlar, olur olmaz þakalarda, kahkahalarda gruplar, olur olmaz þakalar ayyuka çýkan kahkahalar umursamaz, uzaktan uzaða gelip giden afitaplar bir Afitap bana doðru geliyor, Afitap’lý adýmlar..
ne kadar geçti bilmem, ben öylece kalakaldým, ertesi sabah erkenden yine soluðu orada aldým sabahtan geldiler, bu defa mor giymiþ, bakakaldým gülüm derdim; ya yeþil, ya pembe giyerdi caným meðer “mor” baþka yakýþýrmýþ ona, geç anladým