Baþýmý hangi duvara yaslasam rengi buruklaþýyor hüznümden anne..
|
Bir çýnarýn dallarýna konan kuþlardan sayýn ömrü
sýrasýyla uçup giden
ve gölgesinde serinleyen susuz gelincikler
vahþi tabiatta varolan gürültüler deðil
içimizin alýmlý kurdu
kulaklarýmýzda çýnlayan vesveseler.
Nice saðlam bünyeler çürüdü heyhat
heyhat beyhude artýk aðlamalar
su misâli de geçmedi zaman
hep koþuþmaca
ve kokuþmaca dizlerde kýmýldamalar.
||
Yollarý baðlayýn artýk birbirine
tüm dilekler firarî çaputlarýndan
desem ki hadi ölelim
yarýn yeniden doðacaðýz
kimse yanaþmaz gerçeðe
ki oysa her gece
ruhumuzu teslim etmiyor muyuz rüyâlara
ve beden çürüyüp yeþermiyor mu
bir tohum misâli hesaplýca yeniden kabûslara.
Kimse kimseyi anlamýyor gibi
kimselere anlatamýyorum hiçbir þeyi
eskidi anlatmak bile
niye iðrenyorum ben hayattan anne
herþey perhiz ötesi sanki
tuzun iyotu eksik, domates lekeli
þiirler birtek aþka yazýlýr sanýyorlar
oysa
þiirler âþkla içimizden kederi kazýyorlar.
|||
inan ki
tütün gibi sarý düþlerim
genzimi yakýyor eksiklerim
kar olsaydý keþke dertlerim
en fazla erirdim annecim
en fazla ben bu dertten iflas eder
herþeyi yine ahirete erteler
az farkla geçmiþten firar ederdim
bir bir soyulur kabuðu tabularýn
tabutuma renk bile seçerdim
herþey dahil hayata biliyorum
biliyorum hayatýn altýn kuralý teðetler
kabullenirim
ben biraz acý
biraz da tatlý severim
ayrýca orta bi kahve
falýnda keder kýrklayýp telvesinden gülücük içerim
saçmalarým çokca
ve
lay lay lom düzene eyvall’âh çeker
en fazla bu dünyadan feragât ederim
yolumda üþüyerek ilerliyorum
lütfen gittiðin yerde son duraðým ol anne..