üzgünüm...
elimde bir sopa ile geri geri yürüyorum
bugün o kadar yýkýcýyým ki
yýkýldýðým yer acý ve korku içinde çýrpýnýyor
yeni bir yýla doðru sensizim
nazar boncuðu düþmüþ bir yüzük parmaðýmda
habire örgüme takýlýyor
nerede yaþadýðýmý gördün
neden býrakýp gelemediðimi de anlýyorsundur.
yansýman dahi yok
burasý gözleme’n tepesi sevgili, buralar soðuk
burasý yokuþtur hep, bazen çýkmaz sokak
espriye mecalim yok uykum var
puslu havanýn arenasýnda
bahanelere sýðýnýp sýzýyorsun gözyaþýmdan içeri
yine rüyâmdasýn y’anmaya hazýr mýyým bilmiyorsun
"kavuþtuk mu?" diye sorardýn ya
daha deðil sevgili sihirli deðneðim yok
çýðlýk çýðlýða uðultular kulaðýmda
baþýn avuçlarým arasýnda sendeliyor
ayýþýðýnýn gölgesindeyiz
farlarý açýk kalan bir arabanýn
yüksekçe müzik sesine karýþýyor
dudaklarýnýn için için kýpýrdamasý
öfkene kapýlýp kurþun yemiþsin
gözlerim senden önce deðiyor karýn boþluðuna
piþmanlýðýn muhteþem senaryosuyla
yýllarý koyup salýncaða
rüzgârla hâlâ mücadele etmeye çalýþýyorsun
on sene evveli gözlerin
bakýþlarýn her seneden bir yýl eritiyor ve ellerim çaresiz
dizlerimi yumrukluyor nefesin