MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Daldığı Zaman
Mehmet İSLÂMİ

Daldığı Zaman


DÝNÝMÝZ ÝSLÂM, NEBÎMÎZ MUHAMMED ALEYHÝSSALÂTÜ VESSELÂM

Ömer bin Hattab radýyallahü anh bir gün Resûlûllah (Sallâllâhü Aley hi ve Sellem) Efendimiz’in huzûruna geldi ve:
“Yâ Resûlâllâh! Beni Kurayza’dan birine uðradým Bana TEVRAT’dan bazý kýsýmlar yazdý Onlarý size arz edeyim mi?” dedi
Resûlûllah (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz gadablandý, mübâ rek yüzü deðiþti Ömer (r.a) hemen:
“RAZÎNÂ BÝLLÂHÝ RABBEN VE BÝ’L-ÝSLÂMÝ DÎNEN VE BÝ-MUHAMME DÝN RESÛLEN”=(Rabb olarak Âllâh’a, dîn olarak Ýslâm’a, Resûl olarak Muhammed Aleyhisselâma râzý olduk) dedi ve Resûlüllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz memnûn oldu Sonra þöyle buyurdu:
“Muhammedin nefsini kudretinde tutan Âllâh’a yemîn ederim ki, eðer þimdi aranýzda Mûsâ Aleyhisselâm bulunsa, sonra siz de ona tabî olsa nýz, elbette sapmýþ olurdunuz Zirâ sizler, ümmetlerden benim nasîbim bende Peygamberlerden sizin nasîbinizim”(Ýtmâmün Nime,Ým.Süyûti)
Resûlûllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz þöyle buyurdular:
“Belâya uðramýþ birini gören kimse ‘ELHAMDÜ LÝLLÂHÝLLEZÎ ÂFÂNÎ MÝMMEBTELÂKE BÝHÎ VE FADDALENÎ ALÂ KESÎRÝN MÝMMEN HALEKA TEFDÎLÂ’ derse ne olursa olsun ona, bu belâdan âfiyet verilir” Manâsý: (Seni müptelâ kýldýðý belâdan bana âfiyet veren ve beni yarattýklarýnýn bir çoðundan fâzîletli kýlan Âllâh’a hamdolsun) (S.Tirmizî)
Resûlûllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz þöyle buyurdular:
“Ýki haslet kendisinde olan kimseyi Âllâhü Tealâ þükreden sabrede n (diye) yazar Bu iki haslet kendisinde olmayan kimseyi de þükreden ve sabreden yazmaz
Kim de dînî husûslarda kendisinden aþaðýda olanlara bakar (ve kibir lenir),dünyâ iþlerinde de kendisinden yukarýda olanlara bakar ve onda olanlar kendisinde olmadýðý için üzülürse Âllâh’ü Tealâ o kimseyi þükr eden ve sabredenlerden yazmaz” (S.Tirmizî)
Resûlûllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz þöyle buyurdular:
“Sabýr,sýkýntýdan kurtumaðýn,ferâhlýða kavuþmaðýn anahtarýdýr Zühd (dünyâya raðbet etmemek) ebedi zenginliktir”(Hâdîs-i Þerîf, Deylemî,
Müsnedü’l-Firdevs)
Resûlûllâh (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz þöyle buyurdular:
“KÝM (beþ vâkit) FARZ NAMAZIN ARKASINDAN ÂYETÜ’L-KÜRSÎ’yi O KURSA O KÝMSE, DÝÐER NAMAZA KADAR ÂLLÂH’IN ZÝMMETÝNDE (him âyesinde) DÝR” (Hâdîs-i Þerîf, Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr)

BÜTÜN ÝNSÂNLAR PEYGAMBERÝMÝZE ÎMÂN ÝLE MÜKELLEFTÝR

Âdem Aleyhisselâm ile Havva vâlidemiz ve þeytan hepsi Cennet’ten indirildi Yeryüzüne indikleri zaman Âllâhü Tealâ, kendilerine TEVBE’ni n kabûlünün icâbý olarak þöyle buyurdu(MEÂLEN): “DEDÝK: Ýnin orada n hepiniz Sonra benden size ne zaman bir hidâyetci (Resûl veyâ kitâb gibi herhangi bir delîl) gelir de kim o hidâyetçimin izinde giderse (ona tabî olursa) onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar deðildi r” (Bakara Sûresi, Âyet 38)
Âllâhü Tealâ herhangi bir zamanda gelen hidâyetine tabî olmalarý þartýyla bunu vaad etmiþti Ýþte Âdem Aleyhisselâmýn tevbesinin seme resi olan bu vaad kýyâmete kadar devâm eder Böyle bir hidâyete nâîl olan kimselerin Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in Peygamberliðini inkâr etmeleri düþünülebilir mi?...
“ Onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar deðildir” sýrrýna mazhar olmak için bir müddet sâlih mü’min olarak yaþamýþ olmak kâfî deðildir Onda sebât edip hüsn-i hâtime ile gitmek yani Âllâh’a îmân ve amel ile kavuþmak da lâzýmdýr… Bunda bir de (Meâlen): “Ve onlar ki h em sana indirilene îmân ederler, hem senden ewel indirilene…” (Baka ra Sûresi, Âyet 4) þartý da vardýr Dünyâ ve ahîrette ebedî sâadetin, ahî rete îmân ve bütün peygamberler ile beraber Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’e ve ona indirilene îmân edenlere mahsûs olduðu da teblið kýlýnmýþtýr
Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in Peygamberli ðinden ewel, Âllâh’a ve ahret gününe îmân eden ve sâlih amel yapanl ar bile TEVRÂT ve ÝNCÎL’in hükmünce istikbâlin büyük Peygamberine îmân ile mükelleftirler Buna iþâreten (Meâlen): “Ahdime vefâ edin ki a hdinize vefâ edeyim…” (Bakara Âyet 40) buyurulmuþtur Böyle olunca Muhammed (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Peygamber olarak geldikten sonra onu inkâr edenler arasýnda hakîki îmân erbâbý bulund duðunu tasavvur etmek imkânsýzdýr

DALDIÐI ZAMAZ

“Yuvayý diþi kuþ yapar” demiþler.
Yapar da, yerini bulduðu zaman.
Zevci vezir yapacaðýn’ demiþler,
Rezâlet lâlesi solduðu zaman.

Nisa’ nýn cihadý, zevcin ýndinde,
Baþýmýn tacýsýn, denildiðinde,
Saadet bahr’ýna inildiðinde,
Cennetten bir bahçe açýlýr heman.

Yuvam cennettir, der halis’e haným,
Aðzýndan çýkan söz efendim, caným,
Senin der iliðim, kemiðim, kaným,
Efendi: nazlanýp güldüðü zaman.

Ýnsan meramýný diliyle söyler,
Sözü hakikâtse , müreffeh eyler.
Refaha kavuþan yüzler de güler.
Saadet yuvaya geldiði zaman.

Uðurlarken, güle güle efendim,
Karþýlarken, hasretinle tükendim,
Hamdolsun Rabbime, senle evlendim.
Der, sevgi bahr’ýnâ daldýðý zaman.

Avrat salihaysa, olun hammalý.
Evlâdýn salihse neylersin malý:
Yoksa, kan aðlatýr, dikenli çalý,
Saplanýp sineyi deldiði zaman.

Cehennemi, bu dünyada yaþatýr,
Sevgisini, deðerini boþatýr,
Suratý kezzaptýr lâfý niþatýr,
Yakýyor, sinsice güldüðü zaman.

Bayramlý zehir eder zevcine,
Gülümsemez, dünya koysan avcuna,
Anlatsanda hakimine, savcýna,
Kâr etmez, olacak olduðu zaman.

Rabbým! suratsýzý, yüzü gülene,
Nasip etme, kadri kýymet bilene,
Kavuþtur, her halde gülümsüyene,
Ýsmâil (a.s) beytine geldiði zaman.

Gelen Ýbrahim (a.s)’den baþkasý deðil,
Selâm söyle, geldiðinde Ýsmâil (a.s)
Bu eþiði atsýn, münâsip deðil,
Siretsiz gelini bulduðu zaman.

Zevcle zevce arasýnda küsmenin,
Semeresi budur ayrý düþmenin,
Kuru inad edip köpekleþmenin,
Yürünmez sýrýmý dildiði zaman.

Eve yaklaþýrken kokudan bildi,
Hatun dedi, evimize kim geldi?
Ýhtiyar birisi, þunlarý dedi.
Eþik sensin deyip, sildiði zaman.

Kiþi belâsýný dilinden bulur.
Zehirli dil oku, kâlbe rast gelir.
ÝSLÂMÝ: bi-vefa cevriyle ölür.
Küpü, nefretiyle dolduðu zaman.

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.