İbrahim Çelikli.
Tırtar / Müzevir
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Müzevir


Tırtar / Müzevir

“-efendime söleyen
bi(r) vakıtlar bi(r) güzgünü
Curanın gamyon bazara gediyomuş
tam da Çamırlığı dönecekleer
bi epap fıyık mıyık seğidelek öğnlerine çıkmış,
elinde bi zarf..

“-buyur bacanak” deyo Havız
“-va!
!!
Havız sen miydin len

bacanak ha hunu bi atıvi,
parasını gelinçe veren” decedim deyo
elindehi nekdibi uzadıyo

senin Havız alıyo zarfı
cebine sokuyo nekdibi
varıyo Yalavaca
fırsantını bulunca varıyo çarşıya
ilk iş posdaneye dırmanıyo
uzadıya nekdibi
posdacı geri uzadıyo
“adını, soyadını, edreseni yaz”
Havız “nekdip benim deği” deyo
adam “gönderenin adını yaz öyleye”
“neyye, hemi dee galem yoğuku”
adam galem uzadıyoru buna,

“iresmi dayıraya yollanan
nekdip zarfının üsdünde“gönderen”in
adı edresi yazmadan alamayız!!
ya da isdermezsen pulunu yapışdır da,
gastecinin orda nekdip gutusu vaa
onun içine at” deyoru
emme işleme gorlar mı gıomazlar mı
orasını bilemen..
“ana!?”

Havız bi(r) bakıyo
nekdip “yünsek savcılık makamına”
“Allah Allah” deyo
“bacanağın ne işi olu(r) savcılığınan mavcılığınan”
“dur baka(yı)n” deyo
“bunun işinde bi iş var”
“şeytan dürtüyo bunu,
nayeti alı(r) bi nekdip zarfı da içine gatıvırız,
aşsa da baksay kı
gözün kör osun

“sayın savcı beyim
köyümüzdehi Havız denen adam
köy gorusunu kesiyo,
Güneyiyi güdüyo,
herkesin anını kakıyo,
mencilisde bile öğüne gelene söğüyo,
camiye gedennere, namaz gılannara laf çarpıyo
içiyo-içiyo herkeşe söğüyo
neye dersen gardaşına güveniyo
neye dersen gardaşında dapança var
ümmet-i müslümanın
hökümetden başga kimi var

bunu yazan Lelek Boladı”

gerisin geri cebine sokuyo,
ağşam baksakı eftikleyip duru epap
“-bacanak attın mı len”
“-hıı”
“-kaş para borcumuz”
“-önemli deği yau” dediyse de
ısrar edinçe barabar on nekdip parası deyo
“-neyye len, bi nekdip hu fiyet demi”
“-savcılık makamı deyinçe öleymiş”
“-eyi madem sonura veren”
“-ha bi de üsdüne göndereni yazmamışın
postane gabil etmeyomuş
iresmi dayıraya yazılannarı
ben de adını yazdırıvıdım”
deyince
ha! senin epap ölmüş ölmüş dirilmiş

“-len ha delikden atıvısaydın”
“-o zaman yırtar atallarımış
posdacı ö(y)le dedi”
..
“-töbe esdafirüllah töbee
i(l)k diba böyle bişiy başıma ğeldi”
öykelenmiş
gıpgırmızı ğalmış, epaba
“yau sen neye yazarsın ki benim adımı
ben her zaman yazarın savcı beye
hinciye gadak kimse bişiy demediydi
ne garışıyomuş posdacı denen döyüs”
deye söğmüş

bizim Havız da
“-öyle deme, valla eyi adam,
gabil etmedi
“adını yaz imzala” dedi,
“ben de nekdip benim deği” deyince
“kim yollayosa adını yaz” dedi..

“galem de yok,
hemi de benim
okumam yazmam yok” deyinçe
sağolsun senin adını yazıvidi,
iresmi dayıra
memleket meselesidir” deye
“ben hemen götürün”
deye çentesine ğodu”
deyo

adı neyidi adamın
“sivil miydii, savaş mıydı
çavış mıydı dilimin ucunda da
aklıma gelinçe deyvireyin” deyo

senin epap ertesi ğün zabahtan buluvimiş
hökümeti, ne ğadar beglediyse gari bilmen
savcı bee gelmiş
arkasından bu “gürp” damlamış
seniki takkası bağrında
tıkılamış gapıyı
“-savcı beğim bi maruzatım mar”
“-buyur amca”
“-buyur Allahın emri
demem şu ki
dün, değilise de böğün
size bi nekdip gelmiş”
“-evet”
“-gönderen gısmında benim adım yazıyomuş
“-sizin adınız ne?
ne mekdubuyş bu”
“-aslı olduğundan mı beğim
goya bizim köyde Havız deye bi adam
asdığı asdık,
kesdiği kesdik” deyomuş
töbe valla öyle bişiy yok
kendisi benim bacanağım
üsdelik gapı gonşum
hemi de köyün birinci azası
kimse onun bi kötünnüğünü görmemişdir
beş vakıt namazında-niyazında
ne işgisi vardır ne bişiy
hemi de gardaşında dapança var deye yazmış
ihbar eden
serseri bi(r) çoban
dezesiynen mereseden
araları açık olunça barabar
böle asılsız ağman asmalarınan
olur-olmaz ihbarlarınan
makamınızı meşgul ediyollar”

“bi saniye” demiş savcı
“müsadennen amcacım”
tilafonun gulanı gıvratmış,
“gızım bana cezaevi müdürünü ba(ğ)lar mısın?”

dönmüş bizikine
“peki amca sen nerden biliyon bunu
yani bu ihbarı, nerden habar aldın”
senikinin rengi atmış,
“efendim ıı üüü”
“kem” “küm”
mırın-gırın etmiş
“posdacı savaş mı
çavış mı”
..
“haral da sivil imiş
o demiş” demiş

“-bak baba
demek ki böğüne gadar
o köyden yapılan asılsız ihbarlar senin işin
o çoban,
ya da Hafız
ya da kardeşi dediğin adam
ya da öteki soruşturma geçirenler
muhtarından ziraatçısına
şikayetçi olurlarsa bir
yandın
sonra o köyde
asayiş her zaman berkemaldir
bu güne kadar
gardiyanları biz hep o köyden aldık
neden
o köyün vukuatı
mahkemede bir tane dava dosyası yok
o köyden hırsız çıkmaz”
..??
“öyle değil mi
çıktı senin gibi biri
sayende
tutarı-tutamağı var yok
seçim kazandı deye muhdarı
orman kesip, ağaç sattığından tut
ağılı buğday vermedi deye ziratçıyı,
öretmenine,
köy bekcisine gadar
sen hariç köydeki herkes
soruşdurma geçirdi
sen o köylümüsün, o köylüsün tabi, peki
sen peygamber dölü müsün”
..

“-iftiradan,
resmi makamları boş yere meşgul etmekten
seni içeri tıkarım
yaşından başından utan
bir daha gözüm görmesin seni
be müzevir adam
boş ver sivili-mivili
çavışımış-savaşımış
neymiş
kimmiş..
sen şurdan savış
çabuk sıvış”

bu sayede
adamın adı çıkdı
“müzevir”e
“savış” deyen de oldu
“sıvış” deyen de
ortalık duruldu
asayiş berkemal goca köyde




















Çalı : Sh/1659



DİPNOPTLAR

tutamak / dutamak : ilinti, tutar yer, irtibat, delil, karine
ortalığın durukması : ortamın sakinleşmesi




Resim: Onurumuz Mehmet abi ve rahmetli Amcası
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.