neyse, boþ ver artýk iyiyim haydi, git! ben, beyaz giymeden...
...
bir zamanlar, küçücüktüm! ve ana rahminde, sýcacýktým
sýcacýktý, rahmimi yýrtan bebelerim
bir zamanlar; küçüktüm! bir zamanlar...
...
bir zamanlar çocuk ellerim vardý ; yaþam, derin gibi... henüz deðmemiþti tenime, kirlenmiþ sayfalara can veren siyah orkide ve bu zamanlarda dokunmuþtu ilk kez bu minarede okunan bahar ayazýyla yenik düþmüþ minik kýzýma kýrýldýkça, parlayan yakamoz / ölümüm!...
bir zamanlar, küçüktüm ve derinden kanlý kelimelerim, menekþe yapraklarýyla düþünce dehlizime kýzýl paçavralar dolardým geceye, cebimde sandýðým, þiirlerle _ki, hepsi benimdi!_...
oysa, tutunamadým diye küstü tüm yýldýzlar bana ve küstüm geçmiþime, gelmiþime
...
bir zamanlar, küçüktüm ve gökyüzünden kývrýldýðým topraða, iki adýmlýk dünyada ay ýþýðýyla vurulmuþtum çýplak sýrtýmdan, gümüþ kurþun, sürülü iken namluya...
oysa, bir çiftçi yüreði idi ellerim ve bir çiftçi elleri idi gönlüm
düþünce serpildim mayýn tarlalarýnda, haberin var mý?