Teninde Akdeniz’in tuzunu getiren Kadýn
"Bir ölünün þehrine yürüdün" öyle mi !
Keþke Lelia anlamýný bildiðin kelimelerle konuþsaydýn
Kelimelerin dilini kesince
cümleler gerçeði yansýtmýyor
Sadece Madam de Renal gibi
anlamsýz bir boþluðu kucaklýyorsun
Zifiri karanlýk alfabelerin içinde
kimliðini bilmediðin ellerin insafýna kalýyorsun
Unutmuþsun Lelia
Sýrtýnda yüklendiðin sarhoþ isimleri ile gelmiþtin bana
Kimi kalabalýk peronlarda býrakýlmýþtý zihnine
kimi izbe masalarýn kirli köþelerinde
ve her biri için
tekrarladýkça gerçek zannettiðin
hikayeler uyduruyordun
Üzerinde kirletilmiþ bir beyaz
Ýnatla mumdan heykellere tapýyordun
En yakýnlarýn celladýn olmak için
Tanrýyý bile kýzdýracak planlar yapmýþlardý
ve sen aforozlarýndan korktuðun için
boynunu bükmüþtün
Hatýrla Lelia
Gözyaþý nasýl silah gibi kullanýlýr
defalarca görmüþtün
Sahi yakýnlarýnýn elinden
kaç þekilde ölmüþtün
Baþýný yastýða her koyduðunda
bir sürü el boðazýna sarýlýyordu da
sadece göðsümde savaþabiliyordun karabasanlarla
Ýnsanlar etrafýndan göç vakti gelmiþ kuþlar gibi uzaklaþmýþlardý
Ne duyan vardý yalvarmalarýný
ne de inancýyla söndüren isyanlarýný
sadece yeþil reçetelerle eline tutuþturulanlar
ve tekrar tekrar kurguladýðýn sahte anýlar
Gülüþüne anne eli deðmiþ çocuklarý kýskanýyordun
Bebeklerin süt kokan aðzýný
Þiir yazýlmýþ kadýnlarý
Günahlarý baðýþlananlarý
Elleri arþa þükürle kalkanlarý
Söylesene Lelia
kimden öðrendiðini Rab ile konuþmayý
Her þeyin kumdandý
Akýp gidiyorlardý parmaklarýnýn arasýndan
Gülüþün …. aðlayýþýn … öpüþün … inancýn … kumdandý
Ardýndan aðladýðýn aþklarýn toprak kokardý
Kimliðini yaðmalayan cüceler lehine
sloganlar atmayý seviyordun
onlar demirden yalanlarla
yaralarýný kangrene çevirirken
Ben ne külüngünü omuzlamýþ Ferhat’tým geldiðinde
ne de çölün kumdan ateþine
vücudunu sürükleyen Mecnun
Kelt savaþçýlarý gibi çýplaktým
Sevdim … dokundum … sövdüm … dövüþtüm … senin için
Gölgesiz ve kibirsizdim
Yemin koymuþken bu hikayenin her satýrýna
seviþtiðin mumdan heykellerle beni karýþtýrma
Tozlu raflardan indirdiðin yalancý þahidin onlar
Yüzleri bile yoktu sen çizmeseydin
Zor zamanlarda ellerini býrakan
zayýf ve korkak birer boþluktular
Þehrime aldým ben seni Lelia
Yeniden dirilmen için
tereddüt etmeden geçmiþini yaktým
ve usulca
dudaðýmdaki sus payýna býraktým
Hatýrla Lelia
Koynuma her sokulduðunda
üzengisinden kurtulmuþ kýsraktýn
Yüreðime aldým ben seni Lelia
“Tanrýlarýn edepten arýndýðý
ve aþkýn müþriklere býrakýldýðý bir çaðdan
Þairlerin kifayetsiz kaldýðý
Züleyha’nýn bile ayak basamadýðý ” þehrime….
Hatýrla Lelia
Tebessümü unutmuþ dudaklarýn
hicret ettiðin göðsümde
yazamadýðým þiirlerin son beyitini
nasýl da giyinirdi
Bir ölünün þehrine yürüdün öyle mi ! Lelia
Ruhumu incitince daha mý kolay unutacaktýn
Sahi “vuracaklarsa beni senin þehrinde vursunlar” deyip
“dudaðýmdaki en derin çizgiye gömülmeyi” dileyen
sen deðil miydin
Adam satmayý Yahuda’dan mý öðrendin !!
Ruhumu incitmenden
ve karþýma çýkardýðýn kaðýttan askerlerden
korkacaðýmý mý zannettin
Gerek yok zavallý dokunuþlarýna Lelia
Ne önsözün ne sonsözün deðilim
Simurg gibi kendimi yakýp
küllerimden yeniden doðabilirim
Bir ölünün þehrine yürüdün öyle mi ! Lelia
Üzerindeki kefeni göremediðin için
kandýrýyor seni hislerin
Ölü sendin Lelia
Ben ab-ý hayattým sana …
Özgür SARAÇ / Râzý
13072016Denizli
Not: Týrnak içindeki kýsýmlar RÜG’den alýntýdýr...