bildim, nankörün de tasavvuru varmýþ
tasarrufunda tasavvufu ve nefesi arsenik kokar
insan iyi niyetinden yol verirken
kötü niyetlinin bahsiyle yolundan olurmuþ da
bunlardan bize ne þimdi
hem beyaz efsanevi masumiyet þiþirip durur yanaðýnda
erik kurusu, yarma bir tüylü, bahça da atlý karýnca
dizlerinden kanamýþ olabileceðini sordum leylanýn
leyla masa da okeye iki taþ kala bir tur daha dönüyor kendi etrafýnda
ya masraf ya tavaf
bir sabah öldürürken ayý denizde boðarcasýna
meczup kent yollarýna düþtü
rahat býrakýn saçlarýný denizin, istedikleri gibi toprakla oynaþsýn
rahat býrakýn yalnýz kalmak için kalp kýraný
insan, diliyle bir insan bir þeytan
üstüne çekebildiði kadar çizgileri olsa
gezdirir mahluku zebani sokaðýnýn uzaðýnda
eski bir ses, hayýr, olmuyor, tam olarak bir þey örneðin
anlamý hala boþaltýlmamýþ bir þey
iðne deliðinde sýkýþmýþ ortadoðusu, zârin trajedist bir kadýn
taþýn yarýsýnda aðrýyor baþý
baþýnýn yarýsýnda uyruðuna kadar kýzýl kaný
öpüp bedenini yükseðe kaldýrsalar
vitrin camý kirlenmesin, orta sehpada elli bir ekran tüplü, biraz kanaviçe
ben hep kýrmýzý bilirdim gülü
reddi mutlak, kul ahmak, ýrgat; baldýrý çýplak, dili kemani, aydan narin o aðlak
yeis ime kadar kelime mezarlýðýnda teorisyen bir zat
þaplatýyor parmaklarýný
gýrtlaðýnýn geometrisini eski yunana borçlu
buradan sevmeyi bilmeyenlerin iþi ne
buradan platona kadar giden oðlan
hayatýn gayesi ne
bu huþu, kirli teninde beyaz kanserojen bir karbondur
ve biraz da hidrat
zaman büyüyor, adýnýn uðrak kaldýðý bahçalarda bir telaþ
yeni çalýnmýþ ayran kokuyor aðzý, biraz da yýkanmamýþ naaþ
ifadeyle kelimeler çalýnýyor. hamdi, kýr zincirlerini nezarethanenin
çingene kirli eteðini açmýþ seni bekliyor