Ya sen insan; elinde silah varken, nasýl zeytin dalý uzatabilirsin, tüm dünyayý elde etmek isterken, kör gözlerin nasýl görebilir ve, saðýr kulaklarýn, nasýl duyabilir en güzel melodileri...
Ya ben; tüm kadýlara aþýk olursam, nasýl, bulabilirim Tanrýnýn benim için yarattýðýný, ve, çýplak gözle güneþe bakarsam, gölgeleri nasýl görürüm...
Ve insan; kendini tanýmadan, nasýl baþkalarýný yargýlaya bilir, ve, günahkar oldukça, masumluk nedir nasýl bilebilir...
Ve sen; gözlerindeki nefreti, dudaklarýndaki sahte gülümseme, örtemez boþuna çabalama...
Nefret ediyorum senden demiþtin, iyi hatýrlýyorum, çünkü, bu gece yine hatýralarýma uðradým, ve, ela gözlerinde unutulmuþluk, gördüm...
Aþký küçümseyen sen, hayatýn bütün sýrlarýný çözdün mü ki, niçin ayrýlýðý arzular gözlerin, gitsen de ayrýlamazsýn, çünkü ben, senin hayatýnýn tek gerçek sýrrýyým... ve, sen iki yüzlüsün, biri þeytani ve karanlýk, diðeri melek gibi aydýnlýk, ve, kuþkusuz sen en acý hüznüm, tüm sevinçlerim de esir kaldý sende...
Yinede; karanlýk ruhunda garip bir kutsallýk var, sanki gözyaþlarýn’da mutluluklarým gizli, sanki kurtuluþum o sýr dolu gözlerinde....
Suskun//[
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mert Suskun Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.