iki ayrý evveli meçhul çýkmaz sokaðýn çýkýnýnda, çalýnmayacak kapý ardý üstelik bakýþýp duruyor gizlice, þýmbýr þýmbýr deðil gökyüzü alný ter içinde mahcup gece. büyütülen okkalý yakýnlýk özlemleri, koþuþturuyor köpüklü kuzu öpücüklerini. denizin koynundan gelen sýðýnmýþ þarký kuþunun iki dudaðý arasýna;
-o geceyi ne kadar çok seviyor ben ölüyorum geceye-
iki ayrý semazen hüznünde çatlaya çatlaya can veren, tek heceli döngü narsis kokulu aþk emerken göðüslerini devasa maviliðin, vurgun yemiþ adam ve bir kýrgýn kadýn incelikli elleri ellerimde yazgý, onlar kuþ ayaðý ateþten derinliðin türküsünü söylüyor…
benim gök göðsüm gerdaný kýzýlým ense köküm kendime kördüðüm! içerek yýllarca devrilip durmuþluðum yutarak mavi saçlý bir dilber tuzunu. ne zaman mermerin soluðuna dönüþmüþsün geç/imsiz sin dese usum; içimde bir dünya yýkýlýyor yoðun bakýmda uyanýyorum!..
hidayet dal/can sokaðý lambalarý
Sosyal Medyada Paylaşın:
hidayet dal Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.