Dil hâmuþ, dîde giryân, gönül mahzun, þikeste, Bütün renkler kaybolmuþ, âfak meþ’um bir siste. Ne gülistanda gül var, ne seherde bülbüller, Gül, kurumuþ vazoda, bülbül suskun, kafeste...
Öyle bir hazanýna ermiþiz ki þu dehrin, Her damla göz yaþýnda, acýsý var bin zehrin. Bir arabesk ses sarmýþ, havasýný tüm þehrin Bestekârý olmayan, hazin, meçhul bir beste...
Bu bestede, bir devrin, ’fetret’e dönüþü var, Yanan bunca kandilin, sessizce sönüþü var, Iþýklarýn kararýp, perdenin iniþi var Üflenen ’sûr’ misali, bu kahrolasý seste...