- 606 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÖNÜMÜ BULDUM
Murat, henüz on yedi yaşında hayatı kararmış bir gençti. Geçirdiği trafik kazasında hem babası hem de çok sevdiği kardeşi Yasemin’i kaybetmişti. Hayatta sadece annesi kalmıştı. Yaşamı gerçekten çok değişmişti. Hem babasını hem de kardeşini kaybetmesinin acısını atlatamayıp bunalıma girmiş hem de hayati tehlikesi süren annesini düşünmekten epey yıpranmıştı. Çünkü onu da kaybederse Muratı hayata bağlayacak hiçbir şeyin kalmayacağını düşünüyordu ve bu düşünce gerçekten çok acıtıyordu canını.
Hastane yatağında gözlerini tavansa duran lambaya sabitlemiş biçimde bunları düşünürken kapının bir defa vurulduktan sonra açıldığını farketti. Ağlamaktan kızarmış gözlerini açarak karşısındaki öğretmenine baktı. Öğretmeni Murata diyecek tek kelime bulamıyordu. Bir dakika içerisinde hayatı değişen on yedi yaşındaki bir gence de ne diyeceğini bilmediği için ’’ iyi misin ? ’’ diyebildi. Murat tekrar ağlamaya başladı. Öğretmeni yatağın köşesine oturdu. Muratın acısını dindirebilmek için bir teselli kelimeleri dökülüyordu; ama hiçbir faydası olmuyordu.
Murat hala hüngür hüngür ağlıyor, hıçkırıklara boğuluyordu. Öğretmeni onu daha fazla yormamak için gitmesi gerektiğini söyledi ve ayağa kalktı. Bu arada çantadan bir kitap çıkardı. Bu kitap benim hayatımı değiştirmişti diyerek masanın yanında duran sehbanın üzerine kitabı koydu ve oradan çıktı. Bir süre daaha ağlayan Murat, kafasını çevirdi ve masanın üzerinde duran kitaba baktı. ’’ Bir kitap insanın hayatını nasıl değiştirebilir ki?’’ diye düşündü. Ama içindeki merak da gittikçe artıyordu. Kitabı eline aldı ve incelemeye başladı. Ve birden bu kitabın bir ismi olmadığını fark etti. Çok şaşırmıştı daha önce hayatında süslü püslü isimleri olan kalın kitaplar okunması istenmiş ama hiçbirisini okumamıştı. Bu kitabın ise ismi yoktu ve içinde önüne geçilmez bir merek uyandırmıştı.
Kitabın kapağını açtı ve ilk sayfasında şöyle yazıyordu. ’’ Ya bu kitap gibi hiç isminiz konulmasaydıi hiç dünyaya gelmeseydiniz hayatınızı anlamlı kılan kişileri tanımasaydınız? Kötüden daha kötü olabilirdi. Bunu düşünerek haayata daha sıkı bağlanın.’’ Bu cümleler Muratı çok etkilemişti ve kitabı okumaya başladı. Kitap her kötü durumdan daha kötü bir durum olabileceğini, başımıza gelen felaketlerden dolayı Allaha isyan etmek yerine başımıza bundan daha kötü bir felaket gelmediği için dua etmemiz gerektiğini söylüyordu. Kitaba öyle bağlanmıştı ki odaya yemeğini getiren hemşireyi bile farketmedi. Hemşire yemeğini bırakarak başka bir isteği olup olmadığını sorunca Murat başını iki yana salladı ve yalnız kalmak istediğini söyledi. Odanın kapısı kapanınca dikkatini yeniden kitaba verdi.Öylesine bağlanmıştı ki kitabı elinden bırakmıyordu. Sayfalar adeta su olup akıyor kitap kendiliğinden bitiyordu.
Murat her şeyi bırakmış kendini kitaba vermişti. Olanları unutmuş, dünyayla bağlantısını koparmıştı. Saat akşamüzeri 16.30’a geldiğinde kitabın son sayfasını okudu ve yatağın kenarına bıraktı. Birden gözlerinin ağlamaktan ve kitap okumaktan yorulduğunu hissetti kapattı gözlerini. Gözlerini kapatıp derin düşüncelere daldı. Gerçekten haklıydı kitap. Kötüden daha kötüleri de olabilirdi. Babası ve kardeşini kaybetmenin yanında bir de annesini kaybetseydi ne yapardı, nasıl yaşardı. Bu geldi aklınai ellerini açıp ’’Allahım annemi bana bağışla ’’ diyerek dua etti, yalvardı.
Kitabı getiren Aslı öğretmeni gerçekten haklıydı. Bu kitap insanı olumlu düşünmesini sağlıyor , hayatını değiştiriyordu. Bu düşünceler içerisinde derin bir uykuya daldı. Sabah gözlerini açıtğında odayı toparlayan hemşireyi gördü ve ’’ Annemin durumu nasıl?’’ diye sordu. Hemşire ’’Annen hayati tehlikeyi atlattı, durumu iyi, endişelenmene gerek yok.’’ dedi. Her şey düzeliyordu. Yaşaması için bir sebep vardı artık, annesi için daha sıkı bağlanmalıydı hayata...
Kitap geldi aklına, hemen masanın üzerine baktı,kitabın yerinde olmadığını farketti. Hemşireye sorunca çekmecede olduğunu öğrendi ve içi rahatladı. Çünkü hayatını böylesine değiştiren bir kitabı kaybetmek istemiyordu. Bir ay kadar sonra annesiyle Murat hastaneden ayrıldı ve annesinin yanına İzmire yerleştiler. Murat derslerine azimle çalıştı,üniversiteyi kazandı ve doktor olma yolunda ilk başarısını kazandı. Çalıştı, çabaladı ve üniversiteyi birincilikle bitirerek doktor oldu.
Hastanede arkadaşlarıyla, hastalarıyla çok iyi anlaşıyordu. Bir gün mesaisi bitmiş evine gitmeye hazırlanırken kalp krizi geçiren bir hasta geldi ve ilk müdahaleyi Murat yaptı ve hastayı zor da olsa hayata döndürdü. Hastasının hayatını kurtarmnıştı. Odasına geçip hastanın raporlarını incelemeye başladı ve ismi görünce içini büyük bür üzüntü ve şaşkınlık kapladı. Bu hasta yıllar önce onun hayatını değiştiren kitabı veren dil ve anlatım dersi öğretmeni Aslıydı.
Bir zamanlar kendisininin de umutsuz bir şekilde hastanenin bir köşesinde yattığını hatırladı. O umutsuzluklar dünyasında yapayalnız kalmışken hayatına ismi konmamışi umut dolu kitabın girmesini sağlayan Aslı öğretmenine minnettarlığını sunmak için odasından çıktı ve koridorda kayboldu...
TUBA DERYAL