- 902 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BABALAR, BABALAR…
Babalar Günü Türkiye de dâhil olmak üzere pek çok ülkede her yıl Haziran ayının 3. Pazar günü kutlanmasına karşılık birçok ülkede de farklı haftalarda kutlanan özel bir gün olmuştur. Sevgililer, anneler ve babalar günü diye suni günler oluşturmak, bu değerleri bir güne sığdırmak sevgililere, anne ve babalara da en büyük saygısızlık olur. Bu günler olsa olsa anne-babasını, eşini unutanların, ancak ekonomik rantı düşünenlerin faydasına olur.
Bizim kültürümüzde babaları bir günde hatırlama diye bir anlayış yoktur. Anne-Babaları her zaman önemseyen bir toplumuz. Eşini, babasını, annesini özleyip de göremeyenler, hayatta hiç baba diyemeyenler, babaları yanlarında olmayanlar var. “Babacığım, sana doyasıya sarılmak, öpmek isterdim ama yanımda yoksun. Seni çok seviyorum.”demeyi özlemeden, babaları hayatta olanlar gerekli sevgi ve saygıyı, babalarının kıymetini sağken bilmelidirler.
Bir baba, kendi mutluluğundan çok, çocuklarının mutluluğu ile mutlu olur. “Baba sevgisini korumalıyız. O sevgiyi kesip atarsak, yaratan da bizim mutluluk ışığımızı söndürür.” Bizim için babalar her gün önemlidir. Biz babamızı her gün seviyoruz. Babalarımız baş tacımızdır, her zaman onlarla olmalıyız. Babalarımızı üzmeyelim ki, yarın olmayabilirler. Babalarımızın varlığına, desteğine, sevgisine her zaman ihtiyacımız var.
Babalar günü anısına;
80’ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen (45 yaşında ve saygın bir işi olan) oğlu salonda oturuyorlardı. Hal-hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet
ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
’Bu ne oğlum?’ Oğlu şaşkın, cevapladı: ’O bir karga baba.’ Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: ’Bu ne oğlum?’Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: ’Baba, o bir karga’...Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
’Bu ne? ’Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü: ’O bir karga baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun? ’Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
’Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?’
Babası, yüzünde hâlâ bir gülümseme. Yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hatıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.
’Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu.’
Sakın ha! Yaşlı babalarımıza “Öf” bile demeyelim, onları yanı başımızdan ayırmayalım, kimsesiz sahipsiz koymayalım. Onların bir sözü bile bize yeter unutmayalım
Hani her zaman söylenen bir söz var; “Sen de anne-baba olunca anlarsın” diye. İnsan babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olunca duyar.
Her zaman yoklukta da iyi günde de arkamızda güçlü bir çınar gibidir babamız...
Babalarımız (kayınbaba dâhil) hala yaşıyorsa kıymetlerini bilelim.
Tüm Babalara; “Baba, her zaman seni çok ama çok seviyoruz. Sen olmasan biz ne yaparız, iyi ki varsın. Tüm babalara sağlıklı, mutlu yarınlar diliyorum…
YORUMLAR
Sağol, "Yahya Baba"...
Mübârek, Mîrac Kandiliniz Kutlu Olsun...
Selâmımla uğurladım.
kadiryeter
16.6.2012
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=99974